Hava Durumu

Akşener: Utanmasa 'Bu seçimde bir de bizi deneyin' diyecek

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta açıkladığı 'vizyon' belgesini eleştirdi. "Utanmasa 'Bu seçimde bir de bizi deneyin' diyecek" diyen Akşener, "'Vizyonsuzluk belgesi' bize gösteriyor ki Erdoğan şimdiden muhalefet partisi liderliğini içselleştirmiş" ifadelerini kullandı.

Haber Giriş Tarihi: 02.11.2022 10:55
Haber Güncellenme Tarihi: 02.11.2022 12:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Akşener: Utanmasa 'Bu seçimde bir de bizi deneyin' diyecek

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Akşener, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'n geçen hafta açıkladığı 'vizyon' belgesini eleştirdi, 'vizyonsuzluk' belgesi dedi.

"ERDOĞAN, ŞİMDİDEN MUHALEFET PARTİSİ LİDERLİĞİNİ İÇSELLEŞTİRMİŞ"

Erdoğan için "Utanmasa 'Bu seçimde bir de bizi deneyin' diyecek" diyen Akşener, şu ifadeleri kullandı:

"Geçen haftaki vizyonsuzluk belgesi bize gösteriyor ki gidişatı gören Sayın Erdoğan, şimdiden muhalefet partisi liderliğini içselleştirmiş. Utanmasa 'Bir de bizi deneyin bu seçimde' diyecek. Buradan kendisine seslenmek istiyorum. Sen hiç merak etme Sayın Erdoğan, şunun şurasında 7 ay kaldı. Vizyonu da liyakati de projeyi de ziyadesiyle göreceksin. Az daha sabret."

TOGG ELEŞTİRİSİ: 'PR ÇALIŞMASINA ÇEVİRDİLER'

AKP iktidarı tarafından 'yerli otomobil' olarak sunulan TOGG'a ve açılış törenine ilişkin de konuşan Akşener, bu ifadeleri kullandı:

"Keşke Sayın Erdoğan kutuplaştırdığı insanlarımızı, milletin otomobili üzerinden, bir kez olsun birleştirmeyi tercih etseydi… Maalesef yine olmadı. Ve bu son derece kıymetli girişimin tanıtımını da, bir AK Parti PR çalışmasına çevirerek, her zaman olduğu gibi, yine, güzel bir şeyi, engellenemez nefretiyle, kirletmeyi başardı."

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Bugün öğretmenlerimiz, sendikaların aldığı karar doğrultusunda iş bırakma eylemi yapıyor. Keşke böyle bir eyleme gerek olmasaydı. AK Parti, öğretmenlerimizin taleplerini dikkate alsaydı. Maalesef memurdan emekliye, çiftçiden esnafa, asgari ücretliye kadar dertli vatandaşlarımızı görmezden gelen iktidar, cefakar öğretmenlerimizi de yok saydı. Uzman öğretmenlik, baş öğretmenlik gibi sınava dayalı düzeni doğru bulmuyoruz. İyi Parti iktidarında 5 ve 15 yıl kıdemini esas alarak öğretmen maaşlarında düzenleme yapacağız. Eğitim çalışanlarımıza her yılın başında ikramiye vereceğiz. Kıdemi ne olursa olsun her öğretmenin maaşında asgari ücretin net yüzde 50'si oranında iyileştirme yapacağız. Tayin, terfi, yer değiştirme gibi problemleri çözeceğiz. Öğretmenlerin problemlerini yakından biliyoruz. Her adımı atacağız. Öğretmenlere değer vermeden eğitim davasında başarılı olmak mümkün değildir. 

İYİ Parti her alandaki proje ve kadrolarıyla iktidara hazır. 2011 yılından bu yana girdikleri her seçimde 2023 vizyonundan bahsettiler. Açın arşive bakın. Dediler ki, '2023 yılında milli gelirimiz 2 milyon dolar olacak.' Şimdi diyorlar ki '867 milyar dolar olacak.' Aradaki fark 2,5 kat. Daha dün kadınlara 'sürtük' diyen Bay Kriz, şimdi çıkmış 'gelin istikbal mücadelesini birlikte verelim' diyor.

ERDOĞAN'A GÖRE ÜLKEMİZDE HİÇBİR DERT YOK

Nihayet hesap günü geldi çattı. Artık aynı hayali satamayacağı için yeni bir masal uyduruyor. Bay Kriz'in Türkiye'ye verecek hiçbir şeyi kalmadı. Milletimiz bu gerçeği görüyor. Vatandaşlarımız geçim sıkıntısına çare arıyor. Evladına iş, insanca bir yaşam, adalet ve özgürlük istiyor. Bunların hiçbirini veremeyen Bay Kriz'in masallarına da inanmıyor. Sayın Erdoğan'a göre ülkemizde hiçbir dert yok. Sanırsın millet parayı koyacak yer bulamıyor. Sanırsın son 4 yılda ekonomiyi batırmamış, kalkındırmış. Sanırsın son 4 yılda milletimiz yoksullaşmamış tam tersine zenginleşmiş.

UTANMASA 'BİR DE BİZİ DENEYİN BU SEÇİMDE' DİYECEK

Geçen haftaki vizyonsuzluk belgesi bize gösteriyor ki gidişatı gören Sayın Erdoğan, şimdiden muhalefet partisi liderliğini içselleştirmiş. Utanmasa 'bir de bizi deneyin bu seçimde' diyecek. Buradan kendisine seslenmek istiyorum. Sen hiç merak etme Sayın Erdoğan, şunun şurasında 7 ay kaldı. Vizyonu da liyakati de projeyi de ziyadesiyle göreceksin. Az daha sabret.

Enflasyon hedefini bile tutturamayan bir iktidar şimdi de çıkmış bize yüzyıl hedefinden bahsediyor. Güler misin, ağlar mısın?

Nitekim, bu gerçeklikten kopuş halinin yansımalarına, neredeyse her hafta, Bay Kriz ve ekibinin yaptığı, açıklamalarda da şahit oluyoruz. Mesela; Doçent Doktor Nebati Bakan, haftalık kara mizah şovu kapsamında geçtiğimiz hafta yine sahneye çıktı ve her zamanki gibi, ufuk açan bir açıklama yaptı. Dedi ki, 'Biz enflasyonu, dünyadaki gibi algılamıyoruz. İnsan temelli bir yaklaşımımız var.' Yaaa… Biz zaten, bu marslı arkadaşların, genel olarak ekonomiyi, dünyadaki gibi algılamadıklarını biliyoruz. Orası yeni değil. Ama beni asıl endişelendiren kısım, 'insan temelli' olarak tarif ettikleri yaklaşımları…

ENFLASYON TEPKİSİ

Neymiş, meseleye, 'İnsan temelli' yaklaşıyorlarmış… Bugün Türkiye’de, enflasyon canavarı, insanımızı; yediği yemekten, giydiği kıyafetten ediyor. Cebindeki parayı eritip, geleceğini karartıyor. Bu 'insan temelli' yaklaşımın sonucunda, her geçen gün, bir öncekini aratıyor. İşte size, Bay Kriz ve arkadaşlarının, 'insan temelli' yaklaşımlarının etkisinde, insanlarımızın içine düşürüldüğü hazin tablo…

Yani; Nebati Bakan’ın, ekonomiyle olan epistemolojik kopuşunun, bir benzeri de, insana dair bakışında cereyan ediyor. Belli ki, bu arkadaşlar ekonomiyle bağlarını kopardıkları gibi, insanla olan bağlarını da, tamamen kopartmışlar. Ne diyelim, Allah acil şifalar versin…

ERDOĞAN'A: 'SARAY'A KAPANIP DÜNYADAN KOPTUN'

Buradan Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum; Saray'a kapanıp, dünyadan koptun. Artık bir paralel evrende, bir hayal aleminde yaşıyorsun.  Olguyu, algıya kurban etmek için çevirdiğiniz, tüm fırıldaklar, meydana saçıldı. Milletimiz de artık bu beceriksizlikten bıktı! Bu basiretsizliğinizden, bu samimiyetsizlikten usandı! Verdiği her sözü unutan, bu ciddiyetsizlikten yıldı!

Ama şükürler olsun ki, milletimiz, bu vasatlığa mecbur değil! Çünkü biz varız. Çünkü İYİ Parti var. Bizim Türkiye’yi hakkıyla yönetmek için gücümüz var! İşinin ehli, liyakatli ve vizyon sahibi kadrolarımız var! Devletimizin ve milletimizin değerleriyle örülü, ülkemize yakışan bir siyaset anlayışımız var! Ve de en önemlisi; Vatanını ve milletini çok seven, cesur yüreklerimiz var!

Bu yüzden; sizin açtığınız yaraları, biz saracağız! Sizin yıktıklarınızı, biz yapacağız! Sizin çaldıklarınızı, biz yerine koyacağız! Sizin oluşturduğunuz krizleri, biz çözeceğiz! 'Yeter söz milletindir!' diyecek ve iktidara geleceğiz! Emin olun, çok az kaldı!

"TOGG TANITIMINI PR ÇALIŞMASINA ÇEVİRDİLER"

"Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz hafta, TOGG’un, Gemlik Tesisi’nin açılış ve üretilen ilk aracın da, banttan iniş töreni vardı. Ülkemize katma değer sağlayan, milletimizin de faydasına olan, her şeyde olduğu gibi, bu yatırımı da, geç kalmış olmakla birlikte son derece kıymetli buluyoruz. TOGG’un, seri üretime geçmesinde; emeği geçen işçilerimizi, mühendislerimizi ve şirketlerimizi tebrik ediyor, bu girişimin oluşmasına, vesile olan, gereken her türlü kamu desteğini sağlayan, Sayın Erdoğan ve arkadaşlarını da kutluyorum.""Keşke Sayın Erdoğan da, milletin Cumhurbaşkanı olma olgunluğunu ve özgüvenini gösterebilseydi. Keşke, her zamanki nobran tavrından, bir kez olsun sıyrılabilseydi. Keşke, kutuplaştırdığı insanlarımızı, milletin otomobili üzerinden, bir kez olsun birleştirmeyi tercih etseydi… Maalesef yine olmadı. Ve bu son derece kıymetli girişimin tanıtımını da, bir AK Parti PR çalışmasına çevirerek, her zaman olduğu gibi, yine, güzel bir şeyi, engellenemez nefretiyle, kirletmeyi başardı. Bay Kriz ve iktidarının, en önemli özelliklerinden biri de,  nedir biliyor musunuz? Kendilerinden öncekileri, yok saymalarıdır. Hatta daha da ileri gidip, sürekli kötülemeleridir."

"TOGG ÜZERİNDEN YÜRÜTTÜĞÜNÜZ GEÇMİŞİ KÖTÜLEME VE YALANLARINIZA KARŞIYIZ"

"Bakın, 20 yıllık iktidarları boyunca, her fırsatta, 70 milyar dolarlık, özelleştirme yapmakla övündüler. Ama özelleştirdikleri kurumları, kimin yaptığından, hiç bahsetmediler. Hatta, kedilerinden önce, hiçbir şeyin yapılmadığı yalanını söylediler. Hep geçmişi kötüleyerek, bugünü onaylatmaya çalıştılar. Cumhuriyet eserlerini, hep görmezden geldiler. Hep unutturmak istediler. İşte bu nobranlıktan, işte bu utanmazlıktandır ki; 'Bizden önce memlekette, buzdolabı bile yoktu' bile dediler.""Buradan, Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; geçmişi kötüleyerek, kendini ibra etmeye çalışmaktan, artık vazgeç. Bizim duruşumuz, sana örnek olsun. Biz, ülkemiz için taş üstüne taş koyulduğunda, bundan memnun oluruz. Mesela; 1990’lı yıllarda başlayan İHA/SİHA çalışmalarının,  bugün geldiği noktadan memnunuz. Nitekim iktidara geldiğimizde, bu çalışmaların, daha da hızlı gelişebilmesi için, her türlü desteği vereceğiz. Bu anlamda, TOGG projesinden de elbette memnunuz. Fakat, TOGG üzerinden yürüttüğünüz geçmişi kötüleme ve yalanlarınıza karşıyız."

"OTOMOTİV ÜRETİMİ SON 5 YILDA YÜZDE 25 DARALDI"

"Biz elbette ki, yerli ve millî bir otomobilimizin olmasını istiyoruz. Ancak Türkiye’nin, bazı acı gerçekleri var… Bugün en ucuz araba bile, yüzde 80’lik ÖTV diliminde yer alıyor. Otomobildeki asgari vergi yükü, yüzde 113’e çıktı. Vergilerden önce, 300 bin lira olan bir arabanın fiyatı vergilerle birlikte, 637 bin liraya çıkıyor. Aynı zamanda otomotiv sektörü, büyük bir finans sorunu da yaşıyor. Merkez Bankası borçlanma faizi, yüzde 19’dan, yüzde 10 buçuğa düşerken, taşıt kredi faizleri ise, tam tersine artış gösterdi.""Sadece araç fiyatları değil; kasko, trafik sigortası ve motorlu taşıt vergisindeki artış da araba sahibi olmanın önüne, engeller ördü. Bugün bir asgari ücretlinin; bırakın sıfır araba satın almayı, sigorta, bakım ve yakıt masrafını bile karşılaması mümkün değil. Yerli otomobil üretmekle övünen bu iktidar, iç pazardaki daralmanın neticesinde otomotiv sanayini, 5 yıldır aralıksız bir şekilde küçültüyor. Bizzat Sayın Erdoğan ve akla zarar ekonomi deneyleri sonucunda, otomotiv üretimi son 5 yılda yüzde 25 daraldı. oluşan üretim kaybı, 400 binin üzerine çıktı."

"OTOMOBİLDEKİ ÖTV YÜKÜNÜ KALDIRACAĞIZ"

"İç piyasadaki daralmanın üzerine, iktidarın, kafasına estikçe, ÖTV’ye zam yaparak oluşturduğu hukuksuzluk görüntüsü de eklenince, bugün Türkiye, küresel otomotiv yatırımlarının da, maalesef dışında kalmış durumda. Bu yatırımlar artık, ülkemiz yerine; Polonya, Çekya, Slovenya gibi ülkelere kayıyor. Hâlbuki; Türk otomotiv sektörü, tek başına, ihracatımızın, yüzde 13’ünü oluşturan ondan fazla markanın, yüzlerce yan sanayi kuruluşunun olduğu, dev bir endüstridir. Ve Türkiye için, stratejik öneme sahiptir. Biz, İYİ Parti olarak; otomotiv sektörünün gerçeklerinin farkındayız. İşte o nedenle, Türk otomotiv sektörünü geliştirecek, pek çok çözümle geliyoruz. Öncelikle; Türkiye’yi, çağdaş bir hukuk devleti hâline getirecek, öngörülebilir ve kararlı ekonomik koşulları sağlayacağız. Sonrasında; otomobildeki ÖTV yükünü kaldıracağız. Karbon salınımına endeksli, çevreci bir vergilendirme sistemi getireceğiz.""Otomobili, sadece zenginlerin erişebildiği, bir lüks olmaktan çıkartıp, herkesin erişebildiği, temel bir ihtiyaca dönüştüreceğiz. Yani İYİ Parti iktidarında, Asgari ücretli vatandaşlarımızın da, rahatlıkla araba sahibi oldukları, müreffeh bir Türkiye’ye kavuşacağız. İç pazardaki otomobil satışını; 500 bin seviyesinden, 1 buçuk milyona çıkartacak, Türkiye’yi, yeni yatırımların odağı hâline getireceğiz. Türkiye’de üretim yapan marka sayısını artıracak, üretim yapan markaların ise, daha fazla model üretmesi için, gereken teşvikleri sağlayacağız. TOGG gibi, yerli üretim girişimlerine verdiğimiz önemi, 50 yıldır ülkemizde üretim yapan markalardan da esirgemeyeceğiz."

CUMHURİYET'İN 99. YILI

"Geçtiğimiz hafta, Cumhuriyetimizin, 99’uncu yaşını kutladık. Hep birlikte yazdığımız asırlık hikâyemizi, o büyük mücadelemizi andık. Şartlar ne kadar zor olursa olsun; Mavi göklerde yankılanan, hür sesimizi hatırladık. Bu vesileyle; Cumhuriyetimizin en kıymetli miraslarından biri olan Gazi Meclisimizin çatısı altından; Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz olmak üzere Tüm istiklal kahramanlarımızı, bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyorum""Cumhuriyet; İstikbali, istiklalden ayrı görmeyen, kutlu bir fikirdir. Asra bedel değerleri taşıyan, ölümsüz bir düşüncedir. Bugünü değil, yarını inşa eden, vizyoner bir anlayıştır.Ez cümle, Cumhuriyet; bir büyük modernleşme hamlesidir. Türk modernleşmesinin tarihi; sınavlarla, acılarla, başarılarla ve zaferlerle örülüdür. Osmanlı’nın Sefaretname raporlarından, Tanzimat’a, Tanzimat’ın yetiştirdiği kadrolarla, 1’inci Meşrutiyet’in ilanına,  Jön Türk hareketinin etkileriyle, 2’nci Meşrutiyet’e kadar uzanan, modernleşme sürecimiz; Türk aydınlanmasının yetiştirdiği, yüksek şahsiyetli vatan evlatlarının öncülüğünde; Cumhuriyetin kuruluşuyla taçlanan, bir medeniyet yolculuğudur.""Türkiye’nin modernleşme yolculuğundaki taşlar, Cumhuriyetimizin değerleriyle örülüdür. Peki, Cumhuriyetimizin, neredeyse 100 yıla uzanan, modernleşme yolculuğunda, sizce bugün neredeyiz? Maalesef hızla geriye gidiyoruz. Çünkü Ak Parti iktidarı; bırakın gelecek yüzyılı görmeyi, geçmiş 99 yılı okumayı bile beceremiyor.Ekonomi ile demokrasi arasındaki bağı, hâlâ anlayamıyor. Düşünebiliyor musunuz? Cumhuriyetimizin kerim devlet anlayışından, o kadar uzaktalar ki; kuvvetler ayrılığını, bir zaman kaybı olarak görüyorlar. Savaşın yıkımından, bir büyük devlet kuran değerler yerine, imparatorluğumuzun sonunu hazırlayan, atalete ve ihanete sahip çıkıyorlar. Hatta utanmadan sıkılmadan, Cumhuriyetimiz için, 'Doksan yıllık reklam arası' bile diyorlar. Cumhuriyetimiz, bireysel kalkınmayı ve bireyin özgürlüğünü esas alırken; Bunlar, bireyin kendisinden rahatsız oluyorlar. Türkiye’yi, küllerinden var eden Cumhuriyetimizin izinden gideceklerine, milletimize, varlık içinde yokluk çektiren çarpık bir anlayışla, ülkemizi yönetmeye çalışıyorlar."

"AK PARTİ İKTİDARININ BİZLERE YAŞATTIĞI ŞEYİN ADI CUMHURİYET KRİZİDİR"

"Aslında AK Parti iktidarının, Bugün bizlere yaşattığı şeyin adı; Bir cumhuriyet krizidir. Çünkü ne yazık ki, bugün, millet ile devlet arasındaki bağ koparılmış, devletin sahipliği, milletin elinden alınmış, partili Cumhurbaşkanlığı denilen ucube bir sistemle, tek bir kişinin ve etrafındaki dar bir zümrenin eline, mahkûm edilmiştir. Dolayısıyla, devlet; tüm vatandaşlarının, hayrına işleyen bir mekanizma olmaktan çıkmış, sadece belirli kişilerin imtiyazlarının, devam etmesi için, kararlar alan, bir vesayet mekanizmasına dönüştürülmüştür.  Tabiri caizse; Cumhuriyetimizin bütün ilkeleri, kurumları ve birikimleri yağmalanmış,  devletimiz artık, talan edilecek bir ganimet olarak görülmeye başlanmıştır. Ve tüm bu tahribatın sonucunda; normalde, sadece bu cennet vatanın bir ferdi olduğu için, Cumhuriyetin, koruyucu şemsiyesi altına girme hakkına sahip olan insanımıza, artık ilave bir şart daha sunulmuştur.""Bu ilave şart; makbul vatandaş olmak için, iktidara destek verme şartıdır. Yani bu desteği sunmayan, Ak Parti’yle aynı düşünmeyen insanlarımız, artık, vatandaş olma haklarını da kaybetmişlerdir. Bunun içindir ki; kamu personeli olmak için, sadece başarılı olmak yetmez, çok çalışmak yetmez kurallara uyarak yaşamak da yetmez. Ak Parti ilçe başkanlığından bir de tavsiye mektubu almanız gerekir. Bunun içindir ki; iktidara yakın kişiler, ellerini kollarını sallayarak, istediğini yapabilir, Lüks arabalarda gezip, pudra şekeri koklayabilir,  ve başlarına hiçbir şey gelmeden, şen hayatlarına devam edebilirlerken; bu ülkenin genç evlatları, gözünün üstünde kaşı var diye, Silivri’nin soğuğuyla yüzleşirler."

"AKP, SULTANCIL BİR DEVLETE DÖNÜŞMEMİZİ İSTİYOR"

"Bunun içindir ki; insanlarımız, gece gündüz çalışarak, kıt kanaat geçinip ama vergilerini tıkır tıkır öderken, iktidarın yandaşı şirketler; vergi aflarıyla, ballı ihalelerle ve usulsüz servet aktarımı projeleriyle, ödüllendirilirler. Evet, bugün ne yazık ki ülkemizde bir Cumhuriyet krizi var. Çünkü AK Parti iktidarı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumsal varlığının çürümesini, modern devlet yapısının bozulmasını ve sultancıl bir 19’uncu yüzyıl devletine dönüşmemizi istiyor. Hürriyet yerine, istibdatın hüküm sürdüğü ülkenin kaderinin, bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştığı, Beytülmalin yağmalanıp, milletin zenginliklerinin, kapitülasyonlara mahkûm kalındığı o günleri, yeniden yaşatmak istiyorlar. Ancak bir şeyi unutuyorlar. O devri, bundan bir asır önce, Mustafa Kemal Atatürk, bir daha açılmamak üzere kapattı. Kalıntılarını temizlemek de, Cumhuriyetin hür evlatları olarak, bugün bizlere düşüyor.""İYİ Parti olarak, bizim milletimize sunduğumuz en büyük proje; Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılını, onun şanına yakışır bir şekilde yaşatmak olacak. Kimse merak etmesin.Sahip olduğumuz bu kutlu mirası, 21’inci yüzyılın değer setleriyle daha da zenginleştireceğiz. İYİ Parti iktidarında; tarafsız ve kendi kanunlarına uyan bir devleti, gayri şahsi bir bürokrasiyi ve de ayrım gözetmeksizin, tüm vatandaşlarına eşit mesafede duran, şeffaf bir yönetim anlayışını, yeniden inşa edeceğiz. Milletimizin, siyasetçilerin kapısında ricacı olmayacağı, Vergilerin hesabının, sonuna kadar sorulabileceği, Herkesin gönlünce, benim devletim diyebileceği, sahici bir güven ortamını sağlayacağız. Emeğin ve alın terinin kıymet gördüğü, Her birimiz için, haysiyetli bir hayatın, mümkün olduğu,  güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye’ye mutlaka kavuşacağız."

"CUMHURİYETİMİZİN 2’NCİ YÜZYILINDA HÜRRİYETİ KONUŞACAĞIZ"

"Söz veriyoruz. Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılında; istibdat yasalarını değil, hürriyeti konuşacağız. Ben yaptım oldu zihniyetini değil, ortak aklı dinleyeceğiz. Çalmayacak, çaldırtmayacak, tek bir yetimin hakkını bile, yedirmeyeceğiz. Mesuliyetten kaçmayacak, korkmayacak, şeffaf bir şekilde hesap vereceğiz. Atatürk’ümüzün de söylediği gibi; 'Artık duramayız; behemehal ileri gideceğiz!' Ve hiç şüpheniz olmasın; Mankurtların ölüm, bozkurtların da doğum günü olan Cumhuriyetimizin, 100’üncü yılına, milletimizin teveccühüyle, iktidarda gireceğiz!"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.