Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında düzenlenen “Erkek Diliyle Şiddeti Konuşuyoruz” etkinliği, toplumsal cinsiyet eşitliği ve erkeklerin şiddetle mücadeledeki rolü üzerine önemli mesajlar sundu. Hafta sonu Bursa Almira Otel’de düzenlenen etkinlikte, uluslararası Kapsayıcılık ve Eşitlik Uzmanı Burcu Üzümcüler moderatörlüğünde bir panel düzenlendi. Panelde Yönetmen ve Senarist Tufan Şimşekcan, Psikolog Ferhat Aydın ve Sosyolog Prof. Dr. Veysel Bozkurt, şiddetin toplumsal, psikolojik ve sanatsal boyutlarını detaylı bir şekilde ele aldı.
Haber Giriş Tarihi: 25.11.2024 15:31
Haber Güncellenme Tarihi: 25.11.2024 15:33
Kaynak:
Haber Merkezi
Açılış konuşmasını yapan Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Dilek Üzümcüler, kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalığın artırılmasının önemini vurguladı. Üzümcüler, “Medya ve eğitim alanında eşitlikçi bir dilin benimsenmesi, toplumsal dönüşümün temel anahtarıdır. Bu tür etkinliklerle şiddetin altında yatan kök sorunları görünür kılmaya çalışıyoruz” dedi.
"ŞİDDET NORMALLEŞTİRİLMEMELİ"
Etkinliğe katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise konuşmasında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemine dikkat çekerek, “2024 yılı henüz bitmeden 224 kadın şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Bu rakamların artışı karşısında sessiz kalamayız. Kadına yönelik şiddet, yalnızca kadınların değil tüm toplumun sorunudur. Çocukları insan odaklı bir anlayışla yetiştirerek şiddeti kökünden çözebiliriz” ifadelerini kullandı.
"SANAT VE SİNEMA ŞİDDETLE MÜCADELEDE GÜÇLÜ BİR ARAÇ"
Yönetmen Tufan Şimşekcan, sanatın toplumsal farkındalık yaratmadaki etkisine değindi ve ödüllü filmi "Ceylin" üzerinden mevsimlik tarım işçisi kız çocuklarının yaşadığı zorlukları anlattı. “Bu hikâye, Çukurova’daki çadır kentlerde gerçek yaşamdan esinlenerek yazıldı. Kız çocukları, erken yaşta evlendirilerek ağır iş yükü ve eğitimden mahrumiyetle karşı karşıya kalıyor. Bu durumu bir kader olarak görüyorlar. Sanatın gücüyle bu döngüyü görünür kılmaya çalışıyoruz” dedi.
Şimşekcan, kadınların son yıllarda sanat ve sinemada daha fazla yer almasının sektördeki dilin değişmesine katkı sağladığını belirtti. “Kadınların sinema ve sanattaki yükselişi, kadına yönelik şiddet ve eşitlik gibi konularda daha güçlü hikayeler üretmeyi mümkün kılıyor. Bu dönüşüm, toplumsal farkındalığı artırmada kritik öneme sahip” ifadelerini kullandı.
"ERKEKLER DUYGULARINI İFADE ETMEKTE ZORLANIYOR"
Psikolog Ferhat Aydın, Türkiye’de erkeklerin duygularını ifade etmekte yaşadığı zorlukların şiddetin altında yatan nedenlerden biri olduğunu belirtti. “Erkeklere 'Ne hissediyorsun?' diye sorduğunuzda cevap vermekte zorlanıyorlar. Duygularını bastıran erkekler, bu duyguları kontrolsüz bir şekilde şiddet olarak dışa vurabiliyor. Kadınlar ise problemleri fark edip çözüm için adım atma konusunda daha becerikliler” dedi.
Aydın, şiddetin yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, toplumsal normlar ve kültürel değerlerin de bu döngüyü beslediğini ifade etti. “Bir çocuğun çevresinde sağlıklı rol modeller olması, şiddet eğilimini büyük ölçüde engelleyebilir. Bu yüzden toplumsal dayanışma ve bireysel destek mekanizmaları çok önemli” diye ekledi.
"ŞİDDET GÜÇ VE KORKUDAN BESLENİYOR"
Sosyolog Prof. Dr. Veysel Bozkurt, şiddetin tarihsel ve toplumsal boyutlarını ele alarak şunları söyledi: “Şiddet, tarih boyunca gücün bir aracı olarak kullanıldı. Ancak uygar toplumlar, şiddeti aşarak ortak kurallar ve hukuk üstünlüğü etrafında şekillenebildi. Bugün hâlâ dünyada güç ve korkuya dayalı bir düzen şiddeti körüklüyor.”
Bozkurt, toplumsal normların ve çocuklukta kazanılan yanlış değerlerin şiddeti beslediğine dikkat çekerek, “Çocuklara 'Erkek adam ağlamaz' gibi ifadelerle duygularını bastırmayı öğretmek, onların ileride şiddet eğilimli bireyler olmasına neden olabilir. Eğitimden başlayan bir toplumsal değişim şart” dedi.
“ANLAMLI ÖRNEK”
Toplumsal dayanışmada anlamlı bir örnekle somutlaşan bir an ise, Dernek Başkanı Dilek Üzümcüler’in etkinlik sonunda yaptığı teşekkür konuşmasında yaşandı. Üzümcüler, daha önceki etkinliklere de konuşmacı olarak katılmış olan Minteks Yönetim Kurulu Başkanı Özkan İrman’a dönerek şunları söyledi: “Kadın sığınma evindeki kadınlar yüzlerini temiz bir havluyla kuruluyorlarsa, bu sizin desteğiniz sayesinde. Teşekkür ederim.Küçük bir katkı bile, bir başkasının hayatında büyük bir fark yaratabilir. Şiddeti aşmanın yolu, bu dayanışma duygusunu yaymaktan ve sorumluluğu hep birlikte paylaşmaktan geçiyor,” dedi.
Etkinlik sonunda tüm panelistlere ve katılımcılara katkılarından dolayı dernek üyeleri tarafından teşekkür plaketleri takdim edildi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Erkek Diliyle Şiddeti Konuşuyoruz" etkinliği Bursa'da gerçekleştirildi
Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında düzenlenen “Erkek Diliyle Şiddeti Konuşuyoruz” etkinliği, toplumsal cinsiyet eşitliği ve erkeklerin şiddetle mücadeledeki rolü üzerine önemli mesajlar sundu. Hafta sonu Bursa Almira Otel’de düzenlenen etkinlikte, uluslararası Kapsayıcılık ve Eşitlik Uzmanı Burcu Üzümcüler moderatörlüğünde bir panel düzenlendi. Panelde Yönetmen ve Senarist Tufan Şimşekcan, Psikolog Ferhat Aydın ve Sosyolog Prof. Dr. Veysel Bozkurt, şiddetin toplumsal, psikolojik ve sanatsal boyutlarını detaylı bir şekilde ele aldı.
Açılış konuşmasını yapan Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Dilek Üzümcüler, kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalığın artırılmasının önemini vurguladı. Üzümcüler, “Medya ve eğitim alanında eşitlikçi bir dilin benimsenmesi, toplumsal dönüşümün temel anahtarıdır. Bu tür etkinliklerle şiddetin altında yatan kök sorunları görünür kılmaya çalışıyoruz” dedi.
"ŞİDDET NORMALLEŞTİRİLMEMELİ"
Etkinliğe katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise konuşmasında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemine dikkat çekerek, “2024 yılı henüz bitmeden 224 kadın şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Bu rakamların artışı karşısında sessiz kalamayız. Kadına yönelik şiddet, yalnızca kadınların değil tüm toplumun sorunudur. Çocukları insan odaklı bir anlayışla yetiştirerek şiddeti kökünden çözebiliriz” ifadelerini kullandı.
"SANAT VE SİNEMA ŞİDDETLE MÜCADELEDE GÜÇLÜ BİR ARAÇ"
Yönetmen Tufan Şimşekcan, sanatın toplumsal farkındalık yaratmadaki etkisine değindi ve ödüllü filmi "Ceylin" üzerinden mevsimlik tarım işçisi kız çocuklarının yaşadığı zorlukları anlattı. “Bu hikâye, Çukurova’daki çadır kentlerde gerçek yaşamdan esinlenerek yazıldı. Kız çocukları, erken yaşta evlendirilerek ağır iş yükü ve eğitimden mahrumiyetle karşı karşıya kalıyor. Bu durumu bir kader olarak görüyorlar. Sanatın gücüyle bu döngüyü görünür kılmaya çalışıyoruz” dedi.
Şimşekcan, kadınların son yıllarda sanat ve sinemada daha fazla yer almasının sektördeki dilin değişmesine katkı sağladığını belirtti. “Kadınların sinema ve sanattaki yükselişi, kadına yönelik şiddet ve eşitlik gibi konularda daha güçlü hikayeler üretmeyi mümkün kılıyor. Bu dönüşüm, toplumsal farkındalığı artırmada kritik öneme sahip” ifadelerini kullandı.
"ERKEKLER DUYGULARINI İFADE ETMEKTE ZORLANIYOR"
Psikolog Ferhat Aydın, Türkiye’de erkeklerin duygularını ifade etmekte yaşadığı zorlukların şiddetin altında yatan nedenlerden biri olduğunu belirtti. “Erkeklere 'Ne hissediyorsun?' diye sorduğunuzda cevap vermekte zorlanıyorlar. Duygularını bastıran erkekler, bu duyguları kontrolsüz bir şekilde şiddet olarak dışa vurabiliyor. Kadınlar ise problemleri fark edip çözüm için adım atma konusunda daha becerikliler” dedi.
Aydın, şiddetin yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, toplumsal normlar ve kültürel değerlerin de bu döngüyü beslediğini ifade etti. “Bir çocuğun çevresinde sağlıklı rol modeller olması, şiddet eğilimini büyük ölçüde engelleyebilir. Bu yüzden toplumsal dayanışma ve bireysel destek mekanizmaları çok önemli” diye ekledi.
"ŞİDDET GÜÇ VE KORKUDAN BESLENİYOR"
Sosyolog Prof. Dr. Veysel Bozkurt, şiddetin tarihsel ve toplumsal boyutlarını ele alarak şunları söyledi: “Şiddet, tarih boyunca gücün bir aracı olarak kullanıldı. Ancak uygar toplumlar, şiddeti aşarak ortak kurallar ve hukuk üstünlüğü etrafında şekillenebildi. Bugün hâlâ dünyada güç ve korkuya dayalı bir düzen şiddeti körüklüyor.”
Bozkurt, toplumsal normların ve çocuklukta kazanılan yanlış değerlerin şiddeti beslediğine dikkat çekerek, “Çocuklara 'Erkek adam ağlamaz' gibi ifadelerle duygularını bastırmayı öğretmek, onların ileride şiddet eğilimli bireyler olmasına neden olabilir. Eğitimden başlayan bir toplumsal değişim şart” dedi.
“ANLAMLI ÖRNEK”
Toplumsal dayanışmada anlamlı bir örnekle somutlaşan bir an ise, Dernek Başkanı Dilek Üzümcüler’in etkinlik sonunda yaptığı teşekkür konuşmasında yaşandı. Üzümcüler, daha önceki etkinliklere de konuşmacı olarak katılmış olan Minteks Yönetim Kurulu Başkanı Özkan İrman’a dönerek şunları söyledi: “Kadın sığınma evindeki kadınlar yüzlerini temiz bir havluyla kuruluyorlarsa, bu sizin desteğiniz sayesinde. Teşekkür ederim. Küçük bir katkı bile, bir başkasının hayatında büyük bir fark yaratabilir. Şiddeti aşmanın yolu, bu dayanışma duygusunu yaymaktan ve sorumluluğu hep birlikte paylaşmaktan geçiyor,” dedi.
Etkinlik sonunda tüm panelistlere ve katılımcılara katkılarından dolayı dernek üyeleri tarafından teşekkür plaketleri takdim edildi.
Kaynak: Haber Merkezi
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR