Beyin hücrelerinin yıkımıyla seyreden bir hastalık olan Multiple Skleroz (MS) konusunda halen bilinmezliğini koruyan birçok nokta bulunuyor. Hastalık, beyin ve omuriliği etkilediği için görme bulanıklığından hareket kısıtlılığına kadar birçok soruna neden olabiliyor. Nedeni hala bilinmeyen MS için uzmanlar, çevresel ve genetik faktörlerin birlikteliğinin etkili olabildiğini söylüyor. Son yıllarda beslenme ile ilişkisine dair önemli çalışmalar yayınlandığını söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr.Öğr. Ü. Hakan Şilek, "D vitamini eksikliğinin bu hastalığın kötüleşmesinde en önemli etkenlerden biri olduğu söylenebilir" dedi. MS'in, kronik bir hastalık olduğundan ömür boyu devam ettiğini ve MS sıklığının ülkeden ülkeye değiştiğini hatırlatan Dr.Öğr. Ü. Hakan Şilek, Türkiye'de 40 bin civarında MS hastası olduğunu söyledi. Şilek, "Hastalığa yakalanma konusunda kadınlar erkeklerden daha şansız durumda. İstatistikler kadınlarda, erkeklere oranla 2 kat daha fazla görüldüğünü ve MS hastalarının yaklaşık yüzde 60'ının kadın olduğunu gösteriyor. Kadınlarda daha sık görülme sebebinde, hormonların rol oynadığı düşünülüyor. MS hastalığı genç yaşta ortaya çıkan bir hastalık. Ancak çocuklukta veya 50 yaş üstünde ender de olsa geç yaşta başlayabilir" diye konuştu. Belirtileri nedeniyle MS'in çok sayıda hastalıkla karıştırıldığını bu nedenle de MS hastalığının teşhisi için geç kalınabildiğini ifade eden Dr. Öğr.Ü.Hakan Şilek, şunları söyledi: "MS belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösteriyor ve her hastada aynı şikayetler ortaya çıkmıyor. MS atağı oldukça değişken bir yelpazeden oluşabilecek ve en az 24 saat sürmesi gereken nörolojik belirtilerden, gözde görme bulanıklığından tam görme kaybına kadar oluşan görme bozukluğu, çift görme, vücudun bir kısmında gelişen güçsüzlük bu bulgular gerçekten çok sayıda olabilir." Hastalığın tetikleyicileri arasında stresin çok önemli bir yeri olduğunu dile getiren Nöroloji Uzmanı Dr.Öğr. Ü. Hakan Şilek, "MS hastalığını tetikleyen birçok otoimmün hastalık vardır. Bu durum bazen hastalığın ilk aşamalarında tanıyı zorlaştırabiliyor" dedi. MS'in yaşam kaybına yol açan bir hastalık olmadığını ve MS hastalarının genel toplumun ortalama yaşam süresine yakın veya birkaç yıl daha az bir hayat süresi olduğunu belirten Dr. Öğ. Üyesi Hakan Şilek, "MS konusunda her zaman yeni ilaç tedavileri konusunda çalışmalar yapılıyor ve yeni moleküller üzerinde çalışılıyor. Geliştirilen yeni ilaçların her hasta için etkili olmayabileceği unutulmamalı. Ancak halen hastalığın kesin tedavisi ne yazık ki bulunmuyor" şeklinde konuştu.