Munchausen sendromu, adını 18'inci yüzyılda yaşamış olan Baron Munchausen'dan alıyor. Fizik semptomlu düzmece bozukluk olarak adlandırılabilir. Belirli bir miktar tıp bilgisi olan bir hasta, bilerek ve isteyerek doktorları yanıltarak hastaneye koşuyor. Mesela hasta, acil servislere yapılan başvurulan en az yüzde 20'sinin bu hastaların aslında hasta olmadığı ancak hasta taklidi yaptığı belirtiliyor.
İlk kez 1951'de
Munchausen sendromu ilk defa 1951'de hastane hastane dolaşıp kendilerine cerrahi müdahale uygulanmasına razı olan bir grup hastayı tanımlamak için kullanılmıştır. Sendromun tanımı ilk etapta 'hastalık hastası' dediğimiz kişileri hatırlatıyor. Munchausen sendromu olan kişiler hastalanmak ve böylece ilgi görmek istiyor. Doktorlar için durumun farkına varmak ise oldukça zor.
Yalanlar yaratıyorlar
Bu kişilerin çoğunluğu eğitimli ve tıp bilgisi olmaları. Zeki olduklarından ötürü doktorları kandırmayı başarabiliyorlar. Çocukluklarında özellikle hastalandıklarında yeterli ilgi görmemiş kişiler olabiliyorlar. Yetişkin olduktan sonra yalan hastalıklar yaratarak dikkat çekmeye çalışıyorlar. Literatürde bu sendrom çocuk istismarı olarak da geçebiliyor. Çünkü bir anne ya da baba, kucağında hasta olduğunu iddia ettiği ve bazen de bilerek hastalık yarattığı çocuğuyla acil servise koşuyor. Ve çocuklar, çocuğunun hasta olduğunu iddia eden ebeveynler tarafından kullanılıyor.