Baharın çocuklara sürprizi: Beşinci hastalık

Çocuk enfeksiyonlarında bu kez 'Beşinci hastalık' gündemde. Özellikle ilköğretim veli gruplarından bazılarında, çocuklarda son günlerde 'Beşinci hastalık' görüldüğüne dair ebeveynlere uyarıda bulunuluyor. Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, sürpriz bir şekilde Beşinci hastalık sayısında bir artış gözlemlediklerini ancak endişe yaratacak bir durum olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Çokuğraş, sadece hastalığın benzer belirtileri sebebiyle kızamık, kızıl ya da başka virüs enfeksiyonları ile karıştırılmaması gerektiğini vurguladı

Haber Giriş Tarihi: 03.05.2024 09:56
Haber Güncellenme Tarihi: 03.05.2024 09:56

Prof. Dr. Çokuğraş, 5 ila 15 yaş arasında, ilkokul ortaokul çocuklarında görüyoruz. Döküntünün çok tipik özelliği var. Ayrıca hafif bir ateş de yapabiliyor. Çok yüksek olmaz ateş, genellikle 38.5'i pek geçmez. Bunun dışında döküntü çok tipiktir. Özellikle başlangıçta yanaklarda tokat atılmış gibi diye tanımladığımız bir kızarıklık vardır" dedi.

Türk Pediatri Kurumu Başkanı ve Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, çok sayıda virüs enfeksiyonun çocukları zorladığına dikkat çekerek, havaların ısınmasıyla genelde azalma eğilimi gösteren viral enfeksiyonlarda bu yıl beşinci hastalık sürprizi yaşandığını söyledi. 29 Nisan-3 Mayıs tarihleri arasında KKTC’de bu yıl 27.'si düzenlenen Türk Toraks Derneğinin Yıllık Kongresi’nde, "İklim Değişikliği ve Kronik Akciğer Hastalıklarında Yeni Yaklaşımlar" üzerine bilimsel bir oturum da gerçekleştirdiklerini kaydeden Prof. Dr. Çokuğraş, "Gerçekten çok sayıda virüs enfeksiyonu, çocukları zorluyor, ama bu arada sürpriz bir şekilde beşinci hastalık sayısında bir artış var. Bunu ben, hem kendi pratiğimde görüyorum, hem de değişik yerlerde çalışan arkadaşlarım söylüyorlar. Solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olduğu için okulların açık olduğu dönemde, yani kışın, erken ilkbaharda veya sonbaharda bulaşmanın kolay olduğu dönemlerde, genellikle daha fazla var ama sanki bu sefer biraz daha yüksek bir artış gösterdi. Bazen başka virüs enfeksiyonlarıyla da karışır kızamık, kızamıkcık gibi, hatta kızılla karışabilir, ya da bazen de alerjik olaylarla karışabilir. Bu nedenle de yanlışlıkla bir sürü alerjik ilaç kullanan beşinci hastalığı olan çocuklar sözkonusu" dedi.

"DÖKÜNTÜLER BİRKAÇ ATAK SONRA KAYBOLUYOR"

Beşinci hastalığının daha çok, okul çocuklarında görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Çokuğraş, "Yani 5 ila 15 yaş arasında, ilkokul ortaokul çocuklarında görüyoruz. Döküntünün çok tipik özelliği var bir kere. Ayrıca hafif bir ateş de yapabiliyor. Çok yüksek olmaz ateş, genellikle 38.5’i pek geçmez. Bunun dışında döküntü çok tipiktir. Özellikle başlangıçta yanaklarda tokat atılmış gibi diye tanımladığımız bir kızarıklık vardır. Bunu büyük kızarıklık anlamına gelen mega eriterm diye tanımlamalar da yapılır. Bu durum birkaç gün devam eder, sonra ikinci bir hecme (atak) olur. Bu sefer kolların, bacakların dış yüzlerinde döküntüler ortaya çıkar. Gövde genellikle tutulmaz. Sonra bir üçüncü atakta bu sefer döküntüler dantelimsi bir hal alır ve bütün bu süreç yaklaşık 1 hafta 10 gün kadar sürer. Tam geçti artık derken tekrar döküntü olabilir. Arka arkaya birkaç periyot şeklinde gelebilir. Sıcakta artar, banyo yapıldığı zaman, hava ya da ortam çok sıcaksa artabilir. Birazcık kaşıntı olabilir. O yüzden de bazen alerjiyle karıştırılabilir. Sonuçta bir virüs enfeksiyonu. Parvovirüs B19 dediğimiz, çok eskiden beri bildiğimiz bir virüstür" diye konuştu.

"ENDİŞE YARATACAK BİR HASTALIK DEĞİL"

Beşinci hastalığın çok selim seyirli olduğunu da belirten Prof. Dr. Çokuğraş, ailelerin acillere gidecek kadar endişelenmemesi gerektiğini kaydederek, "Öyle pek fazla komplikasyonu yoktur. Sadece, yanaklarda kırmızılık olması nedeniyle başka hastalıklarla karışabilir, kızılla karışabilir. Kızılda ateş çok daha yüksektir. Bu ikisi arasında ayırıcı tanı yapmak gerekebilir. Mesela kızılda ciddi bir anjin de olur. Beşinci hastalıkta böyle bir şey olmaz; ama beşinci hastalık olduğundan eminseniz acillere gitmenin alemi yok. Ateşi varsa belki basit bir ateş düşürücü, kaşıntısı varsa, ki bazen olur, hafif bir antihistaminik yani kaşıntı dindirici bir ilaç verilebilir. Sonuçta bir virüs enfeksiyonundan bahsediyoruz. Özgün bir tedavisi yok, pek çok virüste olduğu gibi. Büyük çocuklarda eklem iltihabı ya da eklem ağrıları yapabilir" ifadelerini kullandı.

"BEBEKLERİ ETKİLEYEN ALTINCI HASTALIK DAHA ŞİDDETLİ"

Aynı sınıfta çok fazla çocukta beşinci hastalık şüphesi olması durumunda mümkün olduğu kadar sınıfta mesafeleri açmak, hatta mümkünse maske taktırmak gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Çokuğraş, sözlerini şöyle noktaladı: "Başka virüs hastalıklarına göre daha az bulaşıcı bir hastalıktır. Çok korkulacak bir hastalık değildir. Bir de altıncı hastalık var. Bununla karıştırılmaması lazım. Zira altıncı hastalık küçük bebeklerde ve çocuklarda, yani 6 aylık ila 2 yaş arası çocuklarda görülen bir hastalık. 3 gün ciddi yüksek ateş yapar, başka hiçbir bulgu yoktur. Dördüncü gün ateş düşer ve bir günlük, kızamık gibi bir döküntü çıkar. Bunu kimlerde görüyoruz küçük çocuklarda bebeklerde görüyoruz. Pandemiden beri, biz 2 yıldır sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında inanılmaz çok solunum yolu virüslerinden kaynaklı enfeksiyon gördük çocuklarda. Çok sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiler. Zatürre, bronşit geçirdiler maalesef. Umarım seneye böyle olmaz; ama bu yıl çok hastalandı çocuklar gerçekten. Tabii bunun da komplikasyonları olabiliyor. Yani bir solunum yolu enfeksiyonunun arkasından kulak enfeksiyonları bunu takip edebiliyor. Bazen zatürre görülebiliyor. Solunum yoluyla bulaşan virüslerin sıklığında bir artış oldu gerçekten. Keza influenza, özellikle influenza tip B’de bir artış oldu. Şimdi artık onlar da havalar ısındıkça sönümlenecek diye umuyoruz" şeklinde konuştu.