Türkçe müziğin önemli seslerinden biri olan Aydilge, bu haftaki pazar röportajımızın konuğu oldu. Sorularımıza içtenlikle cevap veren Aydilge, kendisinin bilinmeyen yönlerinin dışında, müzik çalışmaları hakkında da en ince noktalarını bizlerle paylaştı. Sohbetimiz esnasında, müziğin kendisi için nefes almak olduğunu vurgulayan Aydilge, Mahatma Gandi'ye büyük sempati duyduğunu ve sınıflandırmalara karşı olduğunu vurguladı.
Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Röportaj:Kemal Mert UZUNSARI Aydilge , bu aralar kendini nasıl hissediyor? Gayet keyifli:) Biliyorsunuz 'Kiralık Aşk' dizisi için yaptığım jenerik şarkım 'Sen misin İlacım' ve Ortaks yapım tarafından çekilen klibinin ardından single olarak da dijital platformlarda yayınlandı. Ayrıca 40 gündür aralıksız konser verdiğim bir turnenin içindeyim ve ekibimle beraber bir rekora imza atıyoruz. Her gün farklı bir şehirde uyansam ve bedensel açıdan yorucu olsa da, ruhen bu durum beni çok mutlu ediyor. Sahneye çıktığım anda ne yorgunluk kalıyor, nede başka bir sıkıntı.
Son dönem çalışmalarından bahseder misin? Şu sıra en çok turnede geçiyor hayatım. Geçen ay 25 konser, bu ay da aynı şekilde, hiç durmadan 27 Aralık'a kadar yollardayım.
www.aydilge.net , www.twitter.com/aydilgesarp , www.facebook.com/aydilge adreslerinden tüm konserleri takip edebilirsiniz. Onun dışında yeni bestemin kayıtlarını da her bulduğum boş saniyede tamamlıyoruz. Yakında sizlerle buluşturacağız.
Aydilge, neden şarkı söylüyor? Benim için müzik, nefes almakla denk. İş meselesi değil, var oluş meselesi.
Müzik dışındaki sanat dallarıyla da ilgili misin? Lisedeyken, kısa öykülerimi dergilere yolluyordum. Bir yayınevinin dikkatini çekti ve öykülerimi basmak istediler. Bunun sonucu olarak "Kalemimin Ucundaki Düşler" adlı bir öykü kitabım çıktı. Sonraki yıllarda "Bulimia Sokağı" ve "Aşk Notası" adlı iki romanım çıktı. . Hatta "Bulimia Sokağı", İnönü Üniversitesi Soyoloji Bölümü'nde kaynak kitap olarak okutulmaya başlandı.
Birçok kişi şarkılarınla eğleniyor veya hüzünleniyor. Sen eserlerin hakkında ne düşünüyorsun? Ben duygularını çok yoğun yaşayan bir insanım. Hani bazı deriler çabuk etkilenir ya güneşten, benim ruhumun teni de öyle. O yüzden mutlaka, o enerjiyi boşaltmam gerekiyor. Bunu da müzik ve yazı aracılığıyla yapabiliyorum. Ruhumun aroması ekşiyip bozulmadan onu işlemem gerekiyor. Asiliğim ve farklılığım da bağırıp çağırmak şeklinde değildir hiçbir zaman. Dayatılan yaşam biçimlerine karşı çıkmanın ve insanın kendi arzularının izini sürmesinin çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Ama bunu ucuz bir şekilde bağırıp çağırmak ya da sözde "marjinal" görünmek yerine, sanat aracılığıyla üreterek yapmaktan yanayım. Yoksa "asi kız" etiketinin sadece bir imajdan ibaret olduğunu artık herkes biliyor. Benim için en önemli şey ise samimiyet. Hakiki duyguları paylaşmak...Etiketlerden sıyrılıp bütün kıyafetlerden arınıp, dinleyicilerle beraber tek bir can olmak...
90'ların müziğiyle 2000'lerin müziğini nasıl kıyaslayabilirsin? Ben sınıflandırmalardan, karşılaştırmalardan ve tanımlardan hiç hoşlanmayan bir insanım. O yüzden bunu yapmamayı tercih ederim.Müzik özgürlüktür.
Seni hiç tanımayan birine stilini nasıl tarif ederdin? Moda anlamında, marka falan umrumda olmaz. Daha çok kendime özgü renklerin, tatların peşindeyim. Genel geçer bir moda anlayışının değil. Örnek almak, takip etmek kavramlarını çok sevmiyorum çünkü kendimizi güçlü, emniyette ve güvende hissetmek için hep başkalarına benzemeye çalışıyoruz. Sistemin bize satmaya çalıştığı hayatı yaşamaya özeniyoruz. Oysa başka birinden medet ummak, kaçak malzemeyle bina inşa etmeye benzer. Ruhlarımızın kumaşları birbirinden farklı olduğu için, başkasının gücü bizde yama gibi durur, ya da protez bacak gibi.
Günlük stilinle, gece stilini karşılaştıracak olsan? Genellikle tasarım giyiyorum. Özellikle sahne benim için en uçabildiğim alan. Mağazalarda bulamayacağımız, normal hayatta giyemeceğimiz şeyleri giymeliyim ki, görsel bir büyü, bir masal yaratabileyim sahnede... Beni dinlemeye gelenlere, bu şekilde hazırlık yapıyorum, çünkü onlar özeller ve özel olarak hazırlanılmayı hak ediyorlar...
Türkiye'de sanatçıların ve genel olarak insanların geleceğini nasıl görüyorsunuz? Böyle bir formül ya da reçete çıkarmıyorum. İnsanları genellemelere hapsetmemeye çalışıyorum.
Ne tür tatillerden hoşlanırsın? Ben güneşin altında yatıp saatlerce boş boş duramıyorum. Fenalık basıyor. Onun yerine kültür ve tarih oburuyum. Bayılıyorum kültür turizmine...
Hangi dönemde nerede yaşamak isterdin? Şimdiki zamanın nesi varmış? Sürekli olduğumuz yerden, andan şikayet edip, başka insanlara, başka zamanlara özenip duruyoruz... Bir de kendi halimizin ve zamanımızın tadını çıkarmayı denesek.
Bu sabah nasıl bir ruh halinle uyandın? Dün harika bir konser yaptık Nevşehir'de. Öncesinde de Peri Bacaları, müzeler, çömlek atölyesi derken, çok hızlı bir gün olmuştu. Bugün Aydın konseri için uçak erken olduğu için sabah altıda uyandırma servisinin acı acı çalan telefonuyla uyandım. Ama o kadar güzel uyumuşum ki hiç yorgun kalkmadım. Gayet neşeyle Aydın'a doğru uçuşa geçtik...
Kendinde tahammül edemediğin, sana en itici gelen özelliğin nedir? Kendimi seviyorum. Öyle tahamül edemediğim bir özelliğim yok. Sağolsun iyi kızdır Aydilge:)
Peki bugüne kadar hayatına giren en itici insan kim? Eski menajerlerimden biri:)
Kendi jenerasyonuna ait olduğuna hissediyor musun? Kendimi dünyaya ait hissetmiyorum:)
Telefonun dan en son kimin numarasını sildin? Kimsenin
Kendini son derece egoist bulduğun bir anı bizimle paylaşır mısın? Bazen turne aracımızda, orkestram çok sohbet etmeye başladığında hepsini susturup uyumak istiyorum:):)
Yaşlanmak konusunda ne düşünüyorsun? Ölüm korkusunu tetikliyor. Ama aslında ölmekten değil, yeterince iyi yaşayamamış olmaktan korkuyoruz hepimiz...
Eğer ölüm korkusu bir parfüm olsaydı sence ne kokardı? Küf
Dedikodu yapmayı sever misin? Yok, huzursuz ediyor beni.
Kimin gardırobundan birkaç parça giysi aşırmak isterdin? Kimsenin, dediğim gibi taklit etmeyi sevmem.
Eğer bu röportajı sen yapıyor olsaydın, bana ilk sorun ne olurdu? Yeni single nasıl bir şarkı olacak?
Kendi sorunu bizim için cevaplar mısın? ''Hiç kıyamam dediklerin, kıyıyor mu hep sana?'' diye başlıyor şarkım... Evet, hep o kıyamam dediklerimiz kıyar en çok bize. Yere göğe sığdıramadıklarımız, bizi bir hoşçakala sığdırıp gidiverirler kalbimizden (Bazıları hoşça kal bile demez) Lakin canımızı yakan insanları sokuyorsak hayatımıza, belki de dönüp bir kendimize bakma zamanı gelmiştir neden bu insanları seçiyorum diye. Kendimizle olan ilişkimizde bir takım sorunlar varsa, benzer titreşimlerde olduğumuz kişilerle eşleşiriz. Size kötü sözler mi söylüyor, belki bu sözleri hak ettiğinize inandığınız içindir. Size yeterince ilgi mi göstermiyor, belki siz kendinize yeterince ilgi göstermediğiniz içindir. Lütfen benim kalbimi kırma demek yerine artık kendi kalbimizi kırmaktan vazgeçmenin zamanı gelmiştir belki de... Kalbimizdeki yara bir şey anlatıyor...İşte şarkım da bunu anlatıyor.
Bu hayatta öğrendiğin tek büyük gerçek nedir? Aslında her şey iyidir. Yaşadıklarınız ya harika bir deneyimdir ve iyidir; ya da gelişime, dönüşüme olanak tanıyan kötü gibi görünen iyi bir şeydir. "Olan"a direnmek yerine, "olan"ın bizi dönüştürmesine izin verebilmek adına, başımız hep yukarıda... Bambaşka yıldızları görebilmek adına.
Röportajımız bitti, şimdi ne yapacaksın? Aydın konserimden önce biraz otel odamda dinleneceğim.
KISACA AYDİLGE 1- Kimsin? Ne yapıyorsun? Nerede oturursun? Büyücü, müzik, Kaf Dağı 2- Neye Bağımlısın? Müzik 3- Silahların Neler? Silah kullanmam 4- Saklı iyi tarafın? İyiliği saklamam 5- Saklı kötü tarafın? O kadar saklı ki bilmiyorum:) 6- En sevdiğin kahraman? Babam 7- Hangi politikacıya sempatin var? Mahatma Gandi 8- Siyasi görüşün? Siyasi görmüyorum çünkü o kısım çok siyahi:) 9- Spor ayakkabı mı, deri ayakkabı mı? Spor 10- En çok kimi seviyorsun? Ailemi 11- Dünyanın en güzel yeri? Sevgilinin kolları 12- Cenazende çalınmasını istediğin müzik? Öldükten sonra ne fark eder... 13- Kaybettiklerin? Arkadaşlar,zaman, akıl 14- Kazandıkların? Daha iyi arkadaşlar, deneyim,gönül