Edirne'de, dönemin padişahları 2'nci Bayezid ve 2'nci Selim tarafından yaptırılan tarihi 2'nci Bayezid ve Yalnızgöz köprülerinin taşlarında çatlaklar oluştu, kemerlerinde dallar çıktı. Bakımsızlıktan dolayı Yalnızgöz Köprüsü'nün kemer kısmında çökme yaşandığı görüldü. Kentte 5 bin kişinin yaşadığı Yeniimaret ve Yıldırım mahallelerini şehre bağlayan Bayezid Köprüsü ise definecilerin kaçak kazılarıyla talan edildi. Yasak olmasına rağmen yüksek tonajlı araçların geçtiği köprülerin ayak kısımlarında ise çökmeler yaşanıyor.
'ACİLEN ONARIMA ALINMASI GEREKİR'
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, köprülerin bir an önce onarılıp trafiğe kapatılması gerektiğini söyledi. Tarihi köprülerin durumuna değinen Beksaç, "Edirne'nin köprüleri gerçekten önemli. Osmanlı mimarisinin en önemli köprü örnekleri arasında yer alıyor. Edirne'nin erken Osmanlı süreçlerinden başlayarak burada bir köprü yapılması faaliyetinin olduğunu biliyoruz. Hatta bunların 2'nci Murat döneminden başlayarak imar edildiği ve daha sonraki süreçlerde defalarca tekrar onarıldığı, eklemeler yapıldığı bilgilerimiz var" dedi.
Tarihi köprülerin Osmanlı'nın köprü mimarisinin en güzel örneklerinden olduğunu belirten Beksaç, "Maalesef bakımsızlık konusu gerçekten bu yapıları tehdit etmekte. Özellikle köprü olması nedeniyle buradaki bakımsızlığa bir an önce çare bulunması şart duruma geldi. Görüldüğü gibi ağaçların çıkması, açılmalar, zemindeki kaymalar, kırılmalar gelecek için bu köprülerin acilen onarıma alınmasını mecbur kılmaktadır. Burada çıkan ağaç kökleri ve diğer bitkiler zaman içinde bu yapının taşlarını ve temellerini zorlayacak şekilde olacaktır ve daha sonraki aşamada da köprünün hızlı bir şekilde tahribatına neden olacaktır. Bu nedenle de bunların acilen korumaya alınması gerekiyor" diye konuştu.
'TRAFİĞE KAPATILMALI'
Beksaç, köprülerin trafiğe kapatılması gerektiğini vurgulayarak, "Bu köprülerin ağır vasıta trafiğinden çok, diğer araçların da geçişine kapatılması lazım. Sadece yayalar, bisiklet gibi hafif araçların geçmesi için kullanıma açılması, fakat vasıtalara kapatılması lazım. Çünkü bu vasıtalar da zaman içinde köprüleri tahrip edecek şekilde, ağırlıklarıyla, tonajlarıyla bu yapıları tehdit eder vaziyettedir. Köprülerin trafiğe kapatılması, ecdat yadigarlarına sahip çıkılmasını bize gösterecektir. Bunlar artık normal kullanım objelerinin ötesinde bir anıdır, birer kültürel mirastır. O nedenle korunmaları aciliyet taşıyan vaziyete geldi. Bunların yanına başka köprüler de yapılabilir. 'Çok masraflı olacak' denirse de bu trafik, başka yere kaydırılırsa da Edirne için çok büyük bir zarar yapmaz. Alternatif yolların varlığı da söz konusu. Trafiğe kapatılması, buradaki trafiğin kontrol altına alınması lazım. Yok olur, yok olma tehlikesi bu yapılar için her zaman mevcut. Edirne'nin diğer köprülerinde de aynı durum söz konusu. Ama burada bayağı ilerlemiş bir tahribat söz konusu. Şu anda 'Köprü yıkılmaz' deniyorsa da görülen tahribatın ileriki aşamada çok kısa bir sürede ağır sonuçlar vereceği kesindir. Köprülerin bir an önce kapatılıp korumaya alınması lazım" dedi.
'DEFİNECİLER BAMBAŞKA TEHLİKE KAYNAĞI'
Definecilerin altın arayıp köprüleri tahrip ettiğine değinen Beksaç, "Defineciler ise bambaşka bir tehlike kaynağı. Bu köprülerde ne aradıklarını anlayamadığım insanlar. Osmanlı köprüsünde ne bulacaklarını zannediyorlar? Daha önce de köprü üzerinde kazılar yapılmıştı. Köprülerin temellerine altın konulduğu, hazine olduğu gibi şayialar, bunların hepsi masal. Bunlar sadece yapıları tahrip etmekten öteye gitmeyen yalan yanlış şehir efsaneleridir" diye konuştu.
Yeniimaret Mahallesi'nde yaşayan Ekrem Denkçi de, "Çocukluğumuzda 2 başta da ışık vardı, burasını askeriye koruyordu. Köprümüzde hiçbir hasar yoktu. Köprümüz bu kadar kötü değildi. Ağır vasıta araçlar geçiyor, kazı yapılıyor, ağaçlar sarmış. Üzücü bir olay. Buranın trafiğe bir an önce kapatılması gerekiyor ve tadilatın yapılması lazım. Bunu bir an önce yetkililerin duymasını istiyorum" dedi.