İşte Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy'un konuyla ilgili yaptığı açıklama:
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tüm belediyelere gönderdiği talimatla, belediyelere yeni kreş açılışı yapılmaması, mevcut kreşlerin de kapatılmasını istiyor.
Okul öncesi eğitimin çocukların eğitim başarılarında ve okul uyumunda çok önemli katkısı olduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur. Bu gerçekten hareketle dünyada birçok ülke okul öncesi eğitim süreçlerini de zorunlu eğitim kapsamına almaya devam ediyor.
Ancak AKP'nin Yeni Türkiye'sinde okul öncesi eğitim dahil olmak üzere eğitime ulaşmak isteyen yurttaşlara iki seçenek sunuluyor: Varsıllara özel okullar, yoksullara ise tarikat ve cemaatlerin pençesinde medrese eğitimi.
Emekçi aileler anaokulu/anasınıfı için devlet okulunda dahi katkı payı ödemek zorundadırlar. Yoksullaştırdıkları halkın, çocuklarının eğitimi için bu parayı ödeyemeyeceğini bilerek okul öncesindeki katkı payı uygulamasını devam ettiriyorlar. Zorunlu eğitim kapsamına alınması ve devlet okullarında ücretsiz sunulması gereken okul öncesi eğitim ücretliyken 4-6 Yaş Kuran Kursları ücretsiz hizmet veriyor. Aileler çocuklarını 4-6 Yaş Kuran Kurslarına göndermek zorunda kalsın diye bu düzen sürdürülüyor. Ya da tarikat ve cemaatler eliyle kaçak işletilen merdivenaltı sıbyan mekteplerine...
Belediyeler kreş açtığında yoksul aileler için Kuran Kursları ve sıbyan mekteplerine alternatif imkan doğurduğu için Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından engellenmek isteniyor.
4-6 Yaş Kuran Kursu Destekleme Programı kapsamında Aile Bakanlığı her çocuk için Diyanet'e 800 TL ödeme yapıyor.
Okuldan alırsan para verirsin, Diyanet'ten alırsan parasını ben öderim diyerek yoksul emekçi aileleri çaresizliğe iten bu baskının tek amacı tarikat ve cemaatlerin okul öncesinden başlayarak tüm eğitim kademelerinde eğitimi kontrol altına almalarını sağlamaktır.
Belediyelere yasaklı, devlet okullarında paralı olan okul öncesi eğitimin Diyanet'te parasız olması hem eğitimi dinselleştirilmekte hem de bu yolla kamu kaynakları Diyanet'e aktarılmaktadır.
Okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması da, seçim öncesi kaldırıldığı ilan edilen okul öncesi katkı payının yeniden velilerden alınması da bunun amaçladır.
Oysa okul öncesi eğitim zorunlu ve parasız olmalıdır.
Millî Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın yapmaları gereken merdiven altı sıbyan melteplerini tek tek tespit edip çocuklarımızı tatikatların pençesinden kurtarmaktır.
Okul öncesi eğitim görevi devletin asli görevidir. Belediyelerden önce Milli Eğitim Bakanlığı bu ihtiyacı karşılamakla görevlidir. Bu görevi tarikatlara, cemaatlere ve Diyanet'e devreden MEB bu talimatıyla Belediyelere "tarikatlerin işine karışmayın" diyor.