İstanbul'da uzun yıllar giyim mağazalarında ticaretle uğraştıktan sonra tekstil fabrikası kuran İrfan Boz, iş yerinin 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde yıkılmasıyla çeşitli şirketlerde çalıştı.
KOYUN SEVGİSİNİ ÇOCUKLARI BİLE KISKANIYOR
İrfan Boz, AA muhabirine, İstanbul'da ömrünün geçtiğini, emekli olduktan sonra Sakarya'daki köyüne yerleştiğini anlattı.
"Çarşıyı bile özlemedim, şehir hayatını hiç aramıyorum." diyen Boz, Ukrayna'dan saf ırk Romanov cinsi koyun getirerek üretime başladığını söyledi.
Doğurganlığıyla bilinen Romanov cinsi koyundan gerekli verimin alınabilmesi için aşılarının tam olması, yiyeceğinden yatacağı ahırın özelliğine kadar bakımına özen gösterilmesi gerektiğini aktaran Boz, koyunlara severek baktığını dile getirdi.
Onları çocukları gibi gördüğünü ifade eden Boz, "Bazen yavrunun birisi bir sebepten dolayı öldüğü zaman saatlerce onun yanından ayrılamıyorum. Aman hasta olmasın, öksürmesin, bir şey olmasın diye 24 saat gece gündüz onlardan ayrılamıyorum. Bir koyunumuz gece üçüz doğurdu, kuzular annelerine alışana kadar o gece yanlarından ayrılamadım. Zaten çocukların gibi bakamazsan olmaz. Bazen çocuklar bile kıskanıyor. 'Baba ahırdan çıkmıyorsun.' diyorlar. Onları çocuklarım kadar çok seviyorum." diye konuştu.
Boz, yeni doğan kuzuları soğukta üşüdüğünde evine götürüp ısıttığını, biberonla beslediğini dile getirerek, iyi bakıldığı zaman Romanov koyunlarının yılda iki kez 6'şar yavru doğurabildiğini anlattı.
Onları çocukları gibi gördüğünü ifade eden Boz, "Bazen yavrunun birisi bir sebepten dolayı öldüğü zaman saatlerce onun yanından ayrılamıyorum. Aman hasta olmasın, öksürmesin, bir şey olmasın diye 24 saat gece gündüz onlardan ayrılamıyorum. Bir koyunumuz gece üçüz doğurdu, kuzular annelerine alışana kadar o gece yanlarından ayrılamadım. Zaten çocukların gibi bakamazsan olmaz. Bazen çocuklar bile kıskanıyor. 'Baba ahırdan çıkmıyorsun.' diyorlar. Onları çocuklarım kadar çok seviyorum." diye konuştu.
Boz, yeni doğan kuzuları soğukta üşüdüğünde evine götürüp ısıttığını, biberonla beslediğini dile getirerek, iyi bakıldığı zaman Romanov koyunlarının yılda iki kez 6'şar yavru doğurabildiğini anlattı.
"Çünkü şehirden köye çok göç oldu. Memleketinde arazileri olan, şehirden dönenler, bu işlere yöneldi. Şehirlerde birtakım yerlerde sıkıntılar oluştu, ticarethaneler battı ama köyde, merada sıkıntı yok. Al hayvanını, git meraya, şehirde kazandığının iki üç katını kazan. Şu anda yetiştiremiyorum. Her tır 300 koyun alır, isteyen tır bazlı istiyor, hangisini yetiştireceksin? Tek başıma bu kadar yapabiliyorum."