Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, 'Salgının nedeni Mu varyantı mı?' başlıklı bugünkü yazısında, son dönemde gündeme gelen 'Mu varyantı' ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"Son dönem vaka sayıları ile birlikte ölümlerde de ciddi artış oldu. Bu denli artmasının gerisinde Delta gibi yeni bir varyant var mı?" diyen Sarıkaya, "İki gündür bu konuyla ilgili bilim insanları ile konuşuyorum; Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol da dünkü sohbetimizde vurguladı, şu ana kadar bununla ilgili elde veri yok" dedi.
Sarıkaya'nın yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
Ancak konuştuğum bilim insanlarının sözlerinden yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, Mu varyantı, Delta gibi korkutucu yanı olan bir virüs değil. Aktardıklarına göre, nasıl ki Delta, ilk İngiltere'de görülen Alfa varyantının bir ileri haliyse, Mu da Güney Afrika mutantının bir ileri aşaması. Vuhan'da ortaya çıkan ilk virüsten daha hızlı hareket ediyor ve öldürücülük oranı daha yüksek, ancak ilk belirlemelere bakıldığında Delta Plus'un yarattığı kadar etkili görünmüyor. Ancak yine de bilimsel veriler olmadığı için kimse kesin konuşmak istemiyor.
Önlem gevşedi grip arttı
Durum böyle ise o zaman bu kadar vaka sayısı ve enfeksiyondan ölümlerin artış nedeni ne?
Verilen yanıt aynı...
"Önlemler gevşedi, vaka sayısı arttı ve bu da ölümü getirdi..."
En iyi veri de son dönem nezle-grip vakasındaki artış.
Geçen sene ortada görünmeyen nezle-grip vakaları son dönemde artış gösterdi.
Hastanelerin acil servislerine koronavirüse yakalandığı endişesiyle gidenlerde son dönem influenza vakasına sıklıkla rastlanır olmuş.
Bunun nedenini sordum, istisnasız hepsi aynı noktaya işaret etti:
"Geçen yıl herkes maske ve mesafeye dikkat ediyordu, kafeler, lokantalar ve insanların buluşma mekanları kapalıydı, bu da salgını durdurdu. Bugün bunların açılmasının yanında, maske mesafeye dikkat de edilmiyor. Bu da influenza vakasında artışa yol açıyor..."
Hastaneleri zorlayacak
Özetle korktukları başlarına geldi.
Çünkü her grip-nezle olan hastaneye koşacak bu da ister istemez acil servislerin, PCR test merkezlerinin dolmasına yol açacak.
Son dönem 330 bin seviyesine çıkan PCR test sayısındaki sınırı da daha da zorlayacak.
Peki aşılar bunun için yeterli değil mi?
Şu ana kadar Türkiye'de yapılan aşıların hemen hepsi mevcut varyantları karşılamaya yeterli.
Birkaç gün önce gerçekleştirdiğimiz yayında da hem Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hem de Prof. Dr. Serap Yavuz Şimşek etki güçlerini ayrı tutmak kaydıyla koruyuculukları konusundaki ortak fikirlerini dile getirdi.
Nitekim dünkü yayınımızda Prof. Dr. Davutoğlu Şenol da aynı görüşü dile getirdi.
Aşılılar neden hastalanıyor?
Bu durumda şunu sordum.
O zaman neden aşılılar da hastalanıyor?
Prof. Dr. Şenol bunu çok iyi açıkladı...
Aşıların koruma oranı çok yüksek ama yine de yüzde 95-98 bandında kalıyor.
Yani aşı olanların %2'sinde hastalıktan tam koruma sağlamıyor; buna yol açan da alt grup hastalığı olması, ümmin sisteminin kötü olması gibi nedenler.
Önceki günkü vaka sayısından yola çıkınca daha iyi anlaşılıyor.
Toplam 23 bin 946 vakaya rastlanmış; bunun yüzde ikisini alırsanız 479'unun bu kapsama girdiği görülür.
Dolayısıyla aşı korumuyor safsatası yapanların bunu görmesi gerekir.
Geriye kalan 23 bin 467 vakanın aşısızlar olduğunu görmek gerekir.
Pireyi, deveyle eş tutmanın anlamı yoktur.
Bu arada Sinovac aşısının koruma sağlamadığına yönelik iddialar da gerçek değil.
Evet koruma eşiği düşük, ama hiç korumuyor demek de doğru değil.
SİNOVAC İÇİN YENİ KANIT
Bunun yeni bir kanıtı The New England Journal Of Medicine'de dün çıkan makale.
Türkiye ile birlikte Şili'de uygulanan inaktif aşının etkinliği üzerinde durulmuş.
Brezilya'da ortaya çıkan Gama ile Hindistan'da ortaya çıkan Delta varyantlarına karşı etkinliğine bakılmış.
Sinovac %72.9 oranında tam koruma sağlamış; %89.2 oranında hastaneye yatışı, %91,6 oranında da ağır hasta olmayı engellemiş.
Bundan veriler baz alınıp 24 bin vaka sayısı üzerinden yorumlandığında, anlaşılır ki 2 bin kişiyi aşı olsa da etkiliyor demektir.
Geri kalan 22 bin kişi de aşısız olduğu için etkilenmiştir.
Umarım aşı olmayanlar veya ticaret yapacağım diye insanların aklını çelmeye çalışanlar bu verileri iyi okur.