'MHP üzerinde hesap yapanlara izin vermeyeceğim'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Bu can bu tende olduğu müddetçe Türk düşmanlarına ve MHP üzerinde hesap yapan çevrelere asla ama asla izin vermeyecek, imkan tanımayacağım" dedi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursahakimiyet.com.tr
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'de düzenlenen grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Bu can bu tende olduğu müddetçe Türk düşmanlarına ve MHP üzerinde hesap yapan çevrelere asla ama asla izin vermeyecek, imkan tanımayacağım" dedi. İşte Bahçeli'nin açıklamaları: ''RUSYA SALDIRGAN BİR POLİTİKANIN TARAFINDADIR'' Devlet Bahçeli, Rusya’dan gelen gerilimi artırıcı açıklamaları eleştirerek, "Rusya saldırgan bir politikanın tarafındadır. Rus yetkililer her fırsatta gerilimi artırıyor. Putin ve adamlarının dili sivri ve zehirlidir. Putin yönetimi ilişkileri iyice germektedir. Ateşe körükle gitmek kimsenin yararına değildir" ifadelerini kullandı. RUSYA’NIN "IŞİD PETROLÜ" İDDİASI Bahçeli’nin gündeminde Rusya’nın IŞİD petrolü iddiası da vardı. Devlet Bahçeli, "Erdoğan ve ailesini petrol kaçakçısı olarak görmemiz eşyanın tabiatına aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının bu kadar aşağılanması milli gururumuzu incitmiştir" dedi. BOĞAZ'DAN FÜZELİ GEÇİŞ GERİLİMİ MHP Lideri, Rus savaş gemisinin İstanbul Boğazı'ndan geçişi sırasında bir askerin omzunda füze ile görüntülenmesine ilişkin ise, "Bu sorumsuz ve ahlaksız bir teşebbüstür" dedi. ''MİLLİ BİRLİĞİMİZDE HASAR BIRAKMAKTADIR'' Bahçeli, siyasetin millete hizmet ve hürmetin ana vasıtalarından biri olduğunu belirtti. İstismardan beslenen, inkar ve iftiradan nemalanan siyasi üslubun geleceğin inşaasına katkı vermesinin mümkün olmadığını dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu: "Türkiye uzun süredir, siyasetteki değer aşınmasını, eksen kaymasını bütün yönleriyle yaşamaktadır. İşin özünde muhatabı olduğumuz sorunların bir nedeni budur. Türk siyaseti kısır bir döngü içinde yalpalarken vizyonsuz bir kulvarda bocalamaktadır. Kasten tetiklenen ve tırmandırılan çatışma alanlarının siyasi bir dille yoğunlaştırılması, özgül ağırlığı olmayan yöntemle derinleştirilmesi milli birliğimizde hasar bırakmaktadır." "Siyaset kirlenmişliği savunmak değildir" diyen Bahçeli, "Siyaset, karanlığa ümit bağlayıp kavgayı baş tacı yapmak hiç değildir" ifadesini kullandı. Türkiye’nin milli ve manevi dinamiklerle temellenmiş etkili ve yerli siyasi çıkış ve toparlanmaya, ileri düzeyde ihtiyacı olduğunun su götürmez bir gerçek olduğunu anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Bunun için tüm siyasi aktör ve kurumlar kendilerini gözden geçirecek, öz güven ve cesareti sergileyebilmelidir. Milletin gündemi ile tutarlı olmayan, hayatın bizatihi gerçekleriyle bağdaşmayan bir siyasetle mesafe alma, iş ve hizmet üretmek beyhude bir çabadır. Bize göre, Türkiye’de siyaset anlayışları temelden gözden geçirilmeli ve değişmelidir. Gerginlikten geçinen, hukukla sorun yaşayan, ortak değerlerle ihtilaflı olan siyaset anlayışları artık çıkmaz sokaktır." BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI Bahçeli, hükümete başkanlık sistemi tartışmaları üzerinden yüklenerek, "Türkiye’de ortak akıl işletilememektedir. Bu yüzden iç ve dış politikada yaşanmadık rezillik kalmamışken hala inatla sistem değişikliğine kafa yormak, yeni yeni unvanların hayalini kurmak çok yanlış, çok marazidir. Demem odur ki, ülkemiz bu kadar ağır sorunlarla boğuşurken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sevdası, fırsatçılık ve ganimet avcılığıdır. Türkiye sıcak savaş sınırlarında gezinirken Erdoğan’ın makam tutkusu hakikaten samimiyetsizlik ve sorumsuzluk örneğidir" diye konuştu. AK Parti’nin seçim beyannamesinde "Cumhurbaşkanı ile Başbakanın siyasal sistem içindeki yetki ve görev paylaşımının yeni bir düzenlemeyi zorunlu kıldığının" ifade edildiğini hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Yine bu çerçevede mevcut sistemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanın farklı siyasi geleneklerden gelmeleri durumunda kriz üretme potansiyeli taşıdığı öne sürülmektedir. AKP seçim beyannamesinde, muhtemel yönetim sorunlarının başkanlık sistemi ile aşılacağı yazılmaktadır. Bu elbette AKP’nin kendi görüşü kendi sanal gündemidir. Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetki ve görev sahaları anayasanın amir hükümlerinde belirtilmiş, bu konuda flu, kafa karıştıran bir husus bırakılmamıştır. Erdoğan ve Davutoğlu anayasayı açıp okudukları takdirde her şeyi bütün açıklığıyla görüp öğrenebileceklerdir." Türkiye’nin yeni bir sisteme değil düzgün, kapsayıcı, adil, dürüst, namuslu ve milli yönetime ihtiyacı olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu kimse inkar edemeyecektir. Gördüğümüz kadarıyla Erdoğan’ın başkanlık talebi tedavisi olmayacak kadar kronikleşmiştir. Yani Erdoğan’ın başkan olursa Cumhuriyetin kuruluş, ilke ve esasları tek tek yıkılırsa her şey güllük gülistanlık olacak, birden bire Türkiye uçuşa geçecektir. Buna da ’yeni Türkiye’ denecektir. Propagandası yapılan budur. Alttan alta işlenen, servis edilen, medya ve devlet gücüyle kabullendirilmek istenen sistemin eskidiği, çözüm üretmediği, tıkandığı söylemleridir. Elbette bu iddia ve dolaşımdaki bahanelerin tutar ve kayda değer hiçbir yanı yoktur. Mesele Türkiye’yi değil Erdoğan’ın ikbal ve geleceğini güvenceye almaktır. Mesele sistemin reforma tabi tutulması değil Erdoğan’ın kişisel gayesinin tatmin ve doyurulmasıdır." ''DAVUTOĞLU ZOR BİR DURUMDA'' Başbakan Davutoğlu’nun zor durumda olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Görev alanı daralmakta zaman zaman sistem yüklü, farklı yerlere çekilebilecek dolambaçlı sözlerle itirazını dillendirmeyi denemektedir. Fakat Erdoğan’ın baskı ve dayatması karşısında Davutoğlu’nun dirayet ve direnç göstermesi şu güne kadar pek mümkün olamamış, sonuç da doğurmamıştır." KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ Devlet Bahçeli, Diyarbakır ziyaretinde PKK’lı teröristler için "Barikatları kuran arkadaşlar" ifadesini kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da kınadı. Bu sözü "kurşun gibi" diye değerlendiren Bahçeli, "Tahir Elçi’ye ziyarette bulunan Kılıçdaroğlu, ’barikatları kuran arkadaşlar’ sözüyle teröriste sahip çıkmıştır" dedi.