1 Ekim'de açılan Meclis'te tansiyon yine yüksekti.
Grup toplantısı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tansiyonu daha da artıracak ifadeler kullandı.
Devlet Bahçeli, “Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür, bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir” dedi.
"4 SOYTARI MUHABİR..."
Bahçeli sözlerinin devamında ise, "Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın, kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolar kopartırız. Mahkeme kararı açıklanmadan, adalet yerini bulmadan, güya ve gıyaben hüküm verenler iftiralarının günahına iki cihanda katlanacaklar, camiamız bu rezillere hakkını hiçbir zaman helal etmeyecektir. Buradan sesleniyorum; Halk TV ve CHP ayağınızı denk alın. Dört soytarı muhabirle Milliyetçi Hareket Partisi'ni sorgulayamazsınız, sorgulatmayız." ifadelerini kullandı.
Bu sözler Sözcü Ana Haber'in sunucusu gazeteci Fatih Portakal'ın da dikkatini çekti.
MHP liderine eleştiriler yağdıran Portakal 4 gazetecinin ismini vererek, 'Bunların başına bir şey gelirse sorumlusu Bahçeli'dir' dedi.
Portakal'ın konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde;
Meclis açıldı. Bir bütün o bütünü önce size parçalara ayıracağım. Ufak ufak parçaları meclisten anlatacağım. Ardından bütünü göstereceğim. Bugün 1 Ekim, meclis açılacaktı. İnsan iyi temennilerle çıkar değil mi? Kötü duygularla çıkmaz.
"TEHDİTLER BAŞLADI, TEHDİTLE BİTİRDİ
" Aklındaki, kafasındaki kötü düşünceleri bile 'ya bugün meclis açılıyor, en azından ağzından hayırlı bir şeyler çıksın' diye çıkar. Ama Devlet Bahçeli meclis açılmadan önce grup toplantısındaydı. Söze başladığı gibi bitirdi. Tehditlerle başladı, tehditlerle bitirdi.
BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ GÖNDERME
Devlet Bahçeli bu şekilde başladı ve bu şekilde devam ediyor. Bakın demokrasi olmayan bir ülkedeyiz bu bir. Bir de eğer iktidardaysanız gücü elinizde tutuyorsunuz demektir. Adaletin gücünün olduğu değil, güçlünün adaleti sağladığı yerdeyiz. Bir de demokrasinin olmadığı bir ülkedeyiz güçlü olan istediği tehdidi savunabiliyor. Ana muhalefet partisine çürüksün diyor, Gazetecilere Barış Pehlivan'a, Murat Ağırel'e, Timur Soykan'a, Şule Aydın'a, Barış Terkoğlu'na 'ayağınızı denk alın gazeteciler, Halk TV' diyebiliyor...
"SORUMLUSU BAHÇELİ'DİR"
Bu yetkiyi kendinde bulabiliyor ama öncesine bakmak gerekiyor. 24 saat öncesine bakmak gerekiyor. O tetikçi Eray Özyağcı var ya hani Sinan Ateş'i öldüren kişi, duruşma salonunda bu gazetecilere Barış'a, Murat'a Timur'a eliyle silah işareti yapan kişiden bahsediyoruz. Böyle eliyle silah işareti yapan... Sizi öldürebilirim diyen bir insandan bahsediyoruz. O kişi böyle yaparsa Devlet Bahçeli neler demez. Güç elinde... Bakın Timur'un, Şule'nin, Murat'ın, Barış'ın başına veya bir başka birisinin onu eleştiren bir kişinin başına bir şey gelecek olursa bu kişinin sorumlusu birinci derecede Devlet Bahçeli' dir.
SAVCILARA SESLENDİ: YAZIKLAR OLSUN
Ve şu anda o cümlelere karşı harekete geçmeyen Cumhuriyet savcılarına da yazıklar olsun. Çünkü korkuyorlar, çünkü yapacak bir şey yok, çünkü ülkede adalet yok, çünkü ülkede adaletin gücü yok. Ülkede Erdoğan'ın gücü var, ülkede Bahçeli'nin gücü var. Tehditten bahsediyorum diyor ki adam 'Benim lafımın üstüne laf söyleyemezsin gerekirse senin cezanı keserim' bu kadar. Ama hiçbir Cumhuriyet Savcısı çıkıp da 'bir dakika ya Devlet Bahçeli siz ne diyorsunuz?' diye de sormuyor, soramıyor. Korkudan dolayı soramıyor.