Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 liderler zirvesinde önemli açıklamalarda bulundu. Brezilya’nın başkanlığında gerçekleşen zirvede, basın mensuplarının sorularını cevaplayan Erdoğan, Türkiye’nin küresel sorunlara yönelik aktif rolünü ve insani yardım çalışmalarını vurguladı.
Erdoğan, G20'nin açlık, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele, enerji geçişi ve sürdürülebilir kalkınma, küresel yönetişim reformları gibi önceliklerini desteklediklerini belirtti. Türkiye’nin geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da G20 faaliyetlerine aktif katkı sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin insani kalkınma vizyonuna dikkat çekti.
TÜRKİYE'DEN FİLİSTİN VE LÜBNAN'A DESTEK!
Zirvede, Türkiye’nin Gazze ve Lübnan’daki insanlara yönelik yardımlarına da değinen Erdoğan İsrail saldırıları karşısında mağdur olan Filistinlilere Türkiye’nin en büyük destekçilerden biri olduğunu ifade etti. Türkiye’nin Filistin’e 86 bin ton, Lübnan’a ise 1300 ton yardım ulaştırdığını belirtti.
"DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR"
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı hatırlatan Erdoğan, "Her fırsatta ifade ettiğim gibi, dünya beşten büyüktür" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
"G20 Zirve'si kapsamında burada dönem başkanının davetlisi olanlarla birlikte 35'i aşkın ülkenin devlet ve hükümet başkanlarıyla, uluslararası teşkilatların temsilcileriyle bir araya geldik. Türkiye, geçmiş yıllarda olduğu üzere G20 faaliyetlerine bu yıl da aktif olarak katkıda bulundu.
Brezilya'nın 2024 dönem başkanlığı için son derece isabetli şekilde belirlediği 3 öncelik olan açlık, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele, enerji geçişi ve sürdürülebilir kalkınma, küresel yönetişim kurumlarının reformu başlıkları bizim de yakından takip ettiğimiz meselelerdir.
"4 MİLYON KİŞİYE EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ"
Adil bir dünya ve sürdürülebilir bir gezegen inşa etmek temasıyla gerçekleşen zirvedeki ana hitabımda, Türkiye'nin kimseyi geride bırakmama şiarıyla yürüttüğü insani kalkınma faaliyetlerine dikkat çektim. Öncelikle şu hususu ifade etmek istiyorum. Türkiye olarak 2015'ten bu yana milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardımda bulunan ülkelerdeniz. Çatışma bölgelerinden kaçarak ülkemize sığınan yaklaşık 4 milyon yerlerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyoruz.
"TREJEDİNİN YANINDAN TÜRKİYE ORADADIR"
Karadeniz girişimiyle Türk boğazları üzerinden 33 binden fazla tahıl ürününün dünya pazarlarına ulaşmasını sağladık. Afrika'dan Asya'ya, Haiti'den Afganistan'a nerede bir kıtlık, açlık, felaket, çatışma trajedi varsa, Türkiye ilgili tüm resmi kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla oradadır. İhtiyaç sahiplerinin her daim yanındadır. İsrail saldırıları karşısında hayatta kalma mücadelesi veren Gazze ve Lübnan'daki kardeşlerimize de el uzatıyoruz.
"FİLİSTİN'E EN BÜYÜK DESTEK TÜRKİYE'DEN"
Gönderdiğimiz 86 bin tonluk yardım miktarıyla Filistin'e en fazla destek olan ülkelerden biriyiz. Lübnan'daki kardeşlerimize ulaştırdığımız yardım miktarı da 1300 tonu geçti. Filistin meselesinde bizimle aynı hissiyatları taşıyan Brezilya'nın açlık ve yoksulluğa karşı mücadelesini takdirle karşılıyoruz.
"BİRLEŞMİŞ MİLLETLER 5 ÜLKEYE HİZMET EDEN BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜ"
Değerli dostum, Lula'nın başlattığı açlık ve yoksulluğa karşı küresel ittifaka kurucu sıfatıyla katılıyoruz. Zirvenin, küresel yönetişim kurumlarının reformu başlıklı oturumunda mevcut uluslararası sistemin bir an önce adil ve katılımcı temelde ıslah edilmesi gerekliliği vurgulandı. Covid-19 salgınında ülkeler arası yardımlaşmanın büyük oranda iflas ettiğine şahit olduk. Şimdi de tüm insanlığın vicdanını sızlatan savaşlar, doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz. Bu kuruluşların en başında temel görevi küresel istikrarı ve barışı korumak olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geliyor. Güvenlik Konseyi Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkenin hak, hukuk, kaygılarını gözetmek yerine sadece 5 daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist bir yapıya dönüşmüştür.
"RIO ZİRVESİ BUNUN ADETA BİR İSPATI OLDU"
Rio zirvesi bunun adeta bir ispatı oldu. Bizim 11 sene evvel açtığımız yolun bugün veya yarın ama bir gün mutlaka menzile varacağına yürekten inanıyorum. Değerli basın mensupları, G20 temsil niteliği yüksek bir küresel yönetişim platformu olarak uluslararası sınamalara ortak çözüm getirilmesi bakımından önemli bir işleve sahiptir. Burada şunu tüm samimiyetimle söylemek durumundayım.
"GAZZE'DE 2 MİLYONDAN FAZLA İNSAN SAĞLIKLI GIDAYA ERİŞEMİYOR"
Bakınız 2008 yılından bu yana G20 zirvelerine eksiksiz katılan bir lideri, dünyamızın aynı anda birden fazla savaşla, soykırımla, insani dramla boğuştuğu başka bir dönem hatırlamıyorum. Bilhassa Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre felaket düzeyine ulaşmıştır. Gazze nüfusunun %96'sı diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıdaya ve suya erişemiyor. İsrail hükümeti açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye insani yardım girişlerini de engelleyerek insanlığa karşı suç işliyor.
"GAZZE'DEKİ VAHŞETE SESSİZ KALANLARI TARİH AFETMEZ"
Bunu sadece biz değil, Birleşmiş Milletler ve birçok kuruluşta söylüyor. Ağır bombardıman altında bir kap yemeğe, bir yudum suya ulaşmak için canlarını tehlikeye atan çocukların dramlarını hepimiz 14 aydır yüreğimiz parçalanarak takip ediyoruz. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden yaklaşık 50 bin Filistinlinin %70'inden fazlası kadın ve çocuktur. Lübnan'da katledilenlerin önemli kısmı da masum sivillerdir. Batılı güçlerin desteğiyle İsrail'in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun bu zulme dozu giderek artan bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecektir. Türkiye olarak Gazze'deki soykırımın, Batı şeria ve Lübnan'daki katliamın sona ermesi için acil ve kalıcı ateşkes ihtiyacını her fırsatta dile getiriyoruz.
"BİZİM HİÇBİR ÜLKEYLE SORUNUMUZ YOKTUR"
Bu çağrımızı G20 Rio zirvesinde de tekrarladık. Girişimlerimizin de neticesinde G20 liderler bildirgesinde Gazze'ye dair güçlü ifadeler yer aldı. Lübnan'daki tehlikeli tırmanış hakkında derin endişenin yanı sıra Gazze'ye insani yardımların ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması çağrısı liderler düzeyinde kayda geçirildi. Şunun bir defa anlaşılması lazım. Bizim hiçbir ülkeyle, hiçbir halkla, hiçbir inançla sorunumuz yoktur. Bizim sorunumuz katliamla ve katliamcılarladır. Bizim sorunumuz ülkesinin ve vatandaşlarının güvenliğini daha fazla masum kanı dökmekte arayanlardır. Bizim sorunumuz işgal ve istila politikasıyla coğrafyamızı kaosa ve istikrarsızlığa sürükleyenlerdedir. Gazze halkına 14 aydır reva görülen soykırımın cezasız bırakılmaması için Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davaya bu anlayışla müdahil olma kararı aldık.
ABD SEÇİMLERİ!
Yeni Amerikan yönetiminin her iki çatışma bölgesinde de barışa giden yolda daha cesur, daha basiretli, daha destekleyici adımlar atmasını ümit ve arzu ediyorum. Barışa giden yolu tıkayacak ve savaşı körükleyecek adımları doğru bulmadığımızı burada vurgulamak istiyorum. Kıymetli basın mensupları, çevremizdeki sıkıntılara ve çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme trendini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl 14-28 Mayıs tarihinde yapılan genel seçimlerle birlikte 5 yıllık kesintisiz icraat dönemine girdik. Seçimlerin hemen ardından uygulamaya koyduğumuz ekonomi programıyla da belirsizlikleri ortadan kaldırdık.
"EN BÜYÜK ENDİŞEMİZ YÜKSEK ENFLASYON"
6 Şubat 2023'de yaşadığımız asrın felaketi depremin insanımızın hayatında ve ekonomimizde yol açtığı yaraları hızla sarıyoruz. Geçtiğimiz ay 130.000. deprem konutumuzun anahtarlarını afet zedelerimize teslim ettik. 2024 yılı sonunda 200.000 konutun gelecek yıl sonunda ise 417.000'i konut toplam 453.000 bağımsız bölümün inşasını bitireceğiz. Depremin izlerini silmek için bugüne kadar 71.5 milyar dolar harcama yaptık. Ekonomide 2023 yılını %5,1 oranında büyüme ile kapatarak 14 yıl boyunca kesintisiz büyüme sürecimizi devam ettirdik. 2024 yılının ilk yarısında büyümemiz %3,8 olarak gerçekleşti. Tüm dünya gibi bizim de en büyük endişemiz yüksek enflasyondur. Amerika ve Avrupa dahil pek çok yerde son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon baskısından herkes gibi biz de olumsuz etkilendik. Dezenflasyon sürecimiz 2024 yılı haziran ayından itibaren başladı ve 2025 yılında da devam edecek.
Merkez Bankamızın rezervleri yüz altmış milyar dolara dayandı. Makro ekonomik göstergelerdeki bu pozitif gelişmeler yatırımcıların ülkemize yönelik bakışını da olumlu yönde etkilemiş kredi notumuz artarken ülkemizin risk primi de emsallerimize göre daha hızlı düşmüştür."