İşte Bakan Koca'nın değerlendirmeleri: Salgın boyunca üzerimde çok ağır bir sorumluluk olsa da her durumda karşınıza çıkıp sizlere gelişmeleri iletmeye çalıştım. Bunun görev olmasının yanında insani yanı da var. Korku dolu haberleri en anlaşılır şekilde açıklamak ve bunu salgın boyunca yapmak gerçekten çok zor. Bu zorluktaki en büyük desteğim sizler oldunuz. Beni ailenizin bir ferdi olarak kabul ettiniz. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. BİLİM KURULU'NA TEŞEKKÜR Salgın hastalık ortaya çıkınca ülkemizde kendisini tüm dünya devletleri gibi karanlık bir tünelin içinde buldu. Biz ilk günden beri bilimin ışığıyla o tüneli aydınlatmaya ve önümüzü görmeye çalıştık. Ülkemizin her bir ferdini arkamıza alarak yolumuzu belirlemeye çalıştık. Huzurlarınızda bir kez daha Bilim Kurulumuza teşekkür etmek isterim.
Tünelin ucunda bir ışık belirince arkamızdakilerin öne doğru atıldığına, önden gidenleri ezmeye çalışmasına da şahit olduk. Bu her ne kadar işimizi zorlaştırsa da elimizdeki meşaleyi bırakmadan, bilimden vazgeçmeden yolumuza devam ettik. Salgın her alanda bizi etkiledi. Dünyanın ahlakını yeniden tanzim etti. Ülkelerinin birbirlerinin yardım malzemelerine el koyduklarına şahit olduk. Alışkanlıklarımız değişti. Bunlar sancılı değişikliklerdir, farkındayım.
"BU YIL TARİHE GEÇECEKTİR"
Bu yıl tüm dünyanın ortak bir amaç uğruna mücadele ettiği ama henüz amacına ulaşmadan sonlanan bir yıl olarak tarihe geçecektir. Tarih bu yılları büyük salgın yılları olarak anacaktır.
Sürü bağışıklığını uygulamaya çalışan İsveç'te 789, en çok vaka ve vefa sayılarına ulaşan ABD'de 984, virüste mutasyon görülen İngiltere'de 994 vefat görüldü. Türkiye'de ise milyon nüfus başına vefat sayımız 216'ya ulaştı. Günlük vaka sayıları dünyada nisan ayındaki ilk pik döneminde 80 binlerdeydi. Şu an ise neredeyse 9 kat artışla 700 binlere ulaştı.
Nisan ortasındaki ilk döneminde 8 bin 500 civarında olan günlük vefat sayılarının şu an %70 artışla 14 binlere ulaştığını görüyoruz. Son günlerde İngiltere gibi ülkeler kontrolsüz vaka artışlarını virüsün mutasyonuna bağlayarak açıklamaya çalışmaktadır.
Salgın gelişmiş olduğu iddia edilenle geri kalmış olduğu sanılanı eşitledi. Ülkemizde de ekim ayının 2. yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı baş gösterdi. Birçok ilimizde %100'ü geçen artışlar oldu.
İl ziyaretleriyle yerinde değerlendirme, HES kodunun tüm kamu kurumlarında, konaklama tesislerinde kullanımının yaygınlaştırılması, düğün-nişan gibi etkinliklere kısıtlama getirilmesi, hizmet sunum şekillerinin sınırlanması, kabalık meydan ve sokaklar için getirilen kısıtlama ve kontroller, okulların tekrar uzaktan eğitime geçmesi gibi yaygın genel tedbirler hayata geçirildi. Bunun yanında salgının seyrine göre illerimizle tek tek değerlendirmeler yaparak yoğun bakım ve filyasyon kapasitelerimizin artırıldığı bir dönemi yaşadık. Valilerimiz, il sağlık yöneticilerimizle yaptığımız görüşmeleri ve illerin durumunu anlık olarak kamuoyuyla paylaşmaya gayret ettim. İLLERDEKİ SON DURUM
Günlük vaka sayılarında
Gaziantep'te %66
Tekirdağ, Bursa ve İzmir'de %60
Ankara ve Samsun'da %55
Trabzon ve Adana %50
Diyarbakır ve Hatay %48
Kayseri ve Kocaeli %45 düşüşler sağlandı. İstanbul'da vaka sayısında önemli oranda düşüş sağlanırken, hastane yatışlarına ve yoğun bakım doluluk oranlarına %25 olarak yansıdı.
Gerek iller düzeyinde bütün kamu kaynaklarının harekete geçirilmesinde destek ve katkılarıyla sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu beyefendiye ve valilerimize teşekkür ediyorum.
İNGİLTERE'DEKİ YENİ KORONAVİRÜS MUTASYONU Bugünlerde dünya virüsün mutasyonuyla ilgili tedbirlere yoğunlaşmış durumdadır. Biz de gerekli tedbirleri vakit geçirmeden uyguladık. İngiltere bir mutasyon olduğunu ve bunun virüsün daha hızlı yayılmasına neden olduğunu ilan etti. Bu mutasyon eylül ayından beri mevcut.
Mutasyonun yayılma hızını artırması çarpan etkisi yapabilir ancak mutasyon ve varyasyonlar düzenli olarak taranmaktadır. Anlaşılan ok i İngiltere'deki kontrolsüz vaka artışının nedeni araştırılırken eylül ayından beri var olan mutasyon dikkati çekmiştir.
Türkiye hastalığı önemseyerek tedbirleri en erken alan ülkelerin başında yer almaktadır. Bu sayede virüsün ülkeye girişini 3 ay geciktirdik. Virüs daha hızlı bulaşsa da tedbirler en etili silahımız.
"İNAKTİF AŞI BİLİNEN EN KADİM AŞI YÖNTEMİDİR"
DSÖ de bu durumun aşı çalışmalarını olumsuz etkilemeyeceğini açıkladı. Bugün en çok merak ettiğiniz konunu aşı olduğunu biliyorum. Huzurlarınızda bir kez daha inaktif aşı tercih ettiğimizi izah etmek istiyorum. İnaktif aşı bilinen en kadim aşı yöntemidir. En basit ifadeyle virüs uygun ortamlarda çoğaldıktan sonra öldürülerek onu tanıması için vücuda enjekte edilmesidir. Bu aşı türüyle ilk defa bağışıklama amaçlı aşı yapılmıyor. Bu , faydasından emin olduğumuz bir yöntemdir. Ayrıca ülkemizde devam eden aşı çalışmalarından önde giden 3 tanesi inaktif aşılardır. Bununla birlikte ülkemizde adenovirüs temelli iki aşı adayımız insan çalışmalarına ulaşmıştır.
Başından beri Türkiye'de klinik çalışması olan, kendi insanımızda etkisi gösterilmiş bir aşıyı kullanmak istediğimizi beyan ettik. İnaktif aşının ülkemizdeki faz-3 klinik çalışması başarıyla sürmektedir. Vaka sayılarının yüksek olduğu günlerde çalışma da çok hızlı ilerlemekteydi. Vaka sayıları aldığımız tedbirlerle hızla azalınca klinik çalışma da yavaşlamış oldu.Kurumumuzda çalışmanın ara sonuçlarını Bilim Kurulumuza sunmuştur.
AŞI TÜRKİYE'YE NE ZAMAN GELECEK?
Bilim Kurulumuzun değerlendirmesiyle aşının ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımızda gösterdiği etkiden emin olduk. Artık aşının Türk insanında etkili olduğundan eminiz.
Bu güzel haberi yeni bir haber ile süslemek isterim. Çin makamları da Türkiye'ye gönderilecek aşı dozları için onay işlemlerini tamamladılar. Aşılarımız bir aksilik olmazsa pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor. İnancımız bize her darlıktan sonra bir genişlik olduğunu söylüyor.
Bu güzel haberlerin milletimiz için, insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuza bugün sonuçları bildirilen faz-3 çalışmasıyla ilgili Bilim Kurulumuzda değerlendirilen bu sonuçları çalışmayı da koordine eden Serhat Ünal hocanın açıklamaları:
Çin SinoVac firması tarafından üretilen CoronaVac adlı inaktif virüs aşısı faz-3 çalışmaları 14 Eylül'de ülkemizde başlatıldı.
900'dan fazla çalışmaya alınan kişinin güvenlik datası incelenip ikinci kısımda vatandaşlarımıza yapmaya başladık, o da 18 Kasım tarihidir.
%95 güven aralığı bu tür çalışmalarda standarttır. DSÖ bunun %50 olmasını yeterli görüyor. %91 önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.
Kırmızılar aşı kolundaki hasta sayısı, maviler plasebo kolundaki hasta sayısı olmak üzere...
21. günden itibaren fark ortaya çıkıyor.
Plasebo kolunda olan 26 vakanın 6'sı ciddi vaka olarak tedavi edildi.
Buna karşılık aşı kolunda olan 3 kişi, 3'ü de sağlık personeli, bunların hiçbirinde bırakın hastaneye yatışı, bir vakada hafif bir burun akıntısı haricinde hiçbir semptom olmadı.
İkinci değerlendirdiğimiz yan etkileri meselesi. En sık gözüken yan etkiler yorgunluk, baş ağrısı, aşı yapılan bölgede ağrı.
Aşıyla ilgili bir arkadaşımızda hafif alerjik reaksiyon meydana geldi, o da anında tedavi edildi. Bunun dışında hiçbir ciddi yan etki görülmedi. Aşımız güvenli görünüyor
"ÇİN DEVLET OLARAK BU DATALARIMIZI KULLANACAK"
Bakan Koca: Bu sonuçlar bu aşıyla ilgili dünyada açıklanan ilk veriler. Dolayısıyla dünya, hatta Çin devlet olarak bu datalarımızı kullanacak. Özetle, aşının koruyuculuğu %91.25 oranında. Bu erken dönem, giderek daha da artmış olacak.
Normalde 40 enfekte olan kişi olduğunda açıklamayı düşündüğümüz bir durumdu. Şu an 29 kişi söz konusu. 40 enfekte vaka olana kadar bu çalışma devam edecek.
Bu riskli olmasına rağmen 3 kişini PCR'ı pozitif, ateş ve solunum problemi olmayan, akciğer tutulumu olmayan, çok hafif geçiren bir tablo olduğunu görüyoruz. O 3 kişiyi riskli olmasına rağmen çok hafif geçirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Şu an güvenilir alanı yüksek olduğu, %50'nin üzerinde için aşıyı çok rahatlıkla kullanabilir olduğumuzu söylemek mümkün. Bu, Çin aşısıyla ilk veri olmuş olacak. Dolayısıyla muhtemelen kullanımla ilgili bundan sonra ruhsat ve benzeri işlemlerle ilgili bu datanın kullanılabileceğini düşünüyoruz. SORU-CEVAP
Aşılama stratejisi nasıl olacak? Aşılanacak gruplar netleşti mi?
Pazartesi günü itibarıyla Türkiye'de aşılar olacak. Özellikle Bilim Kurulumuz daha önce bu konuyla ilgili geniş bir çalışma yaptı. 4 aşamalı bir strateji hazırlandı.
İlk planda sağlık çalışanları olmak üzere yapılmıştı. Öncelikle sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. 9 milyon kişini olacağını söyleyebilirim ilk aşamada.
Mümkün mertebe daha kısa bir zaman diliminde, en geç nisan olmak üzere ilk iki hatta üçüncü aşamada olan kişileri aşılamayı düşünüyoruz. Bu aşılamayı yaparken birinci basamak sağlık hizmetlerinin çok güçlü olduğunu biliyoruz. Aile Sağlığı Merkezlerimiz ve kamu, üniversite hatta özel hastanelerimiz bu aşılama için kullanılmış olacak. Günde ortalama 1.5-2 milyona kadar aşıyı yapmamızın imkanı olduğunu söyleyebilirim.
KORONAVİRÜS MUTASYONU SONRASI TÜRKİYE'DE TEDBİRLER GENİŞLETİLECEK Mİ? Dünyada temmuz-ağustos-eylül ayından itibaren mutasyonların olduğu, Türkiye'de de benzer mutasyonların olduğu, daha çok bulaştırıcılığı olduğunu söylemiştik.
Biz de ülke olarak belli zaman dilimlerinde yaygın şekilde mutasyon olup olmadığı şekilde analizini yapıyoruz. Bizdeki veriler de bulaşıcılığın arttı yönündeydi. Bizim şu ana kadar yaptığımızı ön inceleme ve analizlerde İngiltere'dekine benzer bir mutasyona rastlamadığımızı ama gelecek hafta genom analizi yaparak daha net bir şey söylemek mümkün. İngiltere, Danimarka ve Güney Afrika için bir kısıtlama söz konusu oldu. Şu an yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz ama ülkelerle ilgili farklı bir şey gündeme gelirse her an bu kısıtlamalar tekrar yapılabilir.
Şu dönemde üzerinde durmamız gereken, virüsün mutasyonuyla birlikte bulaştırıcılığının arttığı, bir araya gelmelerin, kalabalık ortamlarda bir arada olmanın bu bulaştırıcılığın artışıyla birlikte daha riskli olduğunu söyleyebiliriz. YERLİ AŞI ÇALIŞMALARI 5 tane ilave aşının faz safhasına, insan çalışma safhasına geldiğinin, bunlardan 3 tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenovirüs çalışması da ayrıca söz konusu. Zannediyorum ocak ayı içerisinde bunlardan 1-2 tanesi daha faz çalışmasına geçmiş olur. Bunun dışında inaktif olan faz-1 çalışmasını tamamlamış olan aşı çalışmamızla ilgili faz-2'de 200 kişiyle yapılmış olacak. Bununla ilgili gönüllülerin sağlık taramalarına başlandı.
ÇOCUKLARDA MIS C SENDROMU GÖRÜLMESİ
Çocuklarda MIS-C tablosunda bir artış var. Toplum içerisndeki vaka sayısı artınca virüs olan çocuk sayısı da artıyor. Bugünlerde MIS-C tablosundaki vakalar azalmaya başladı. Çocukların özellikle Kovid-19 virüsünü aldıklarında çok fazla semptom geliştirmiyorlar ama vücutları buna bir cevap geliştiriyor. Gözlerinde kızarıklık, kalplerinde ttulum, ciltlerinde döküntü gibi. MISC- dediğimiz tablo da o.
Virüsün bulaştırıcılığının artıığını söylüyor İngiltere'deki mutasyonla ilgili değerlendirmeler ama bu tam kesin olarak gösterilmiş değil.
Çocuklarda ister istemez virüsün sayısı artıracaktır ama İngiltere'de vaka taşıyan çocuk sayısına bir artış olarak görülmedi bu.
Çocuklardaki vaka sayısında artış olarak bir yansımamız yok.
BREZİLYA'NIN FAZ-3 ÇALIŞMALARININ SONUÇLARINI AÇIKLAMAYI ERTELEMESİ
Bununla ilgili bir şey söylemem mümkün değil. Brezilya'nın kendi iç sorunu olabilir. Türkiye'deki başarsının bu aşıların, bizim vatandaşımız üzerindeki etkisin görerek aksiyon almak istiyoruz demiştim. O dönemde hem Pfizer hem de SinoVac aşısına faz-3 çalışmasına izin vermiştik. Bizim için bizim sonuçlarımız önemli. Bu sonuçları görmemiz diğer sonuçlardan daha önemli olduğu kanaatindeyim. 3 gün önce de enstitü %50'nin üzerinde güvenilirliğin olduğunu, %90'ın üzerinde koruyuculuğun olduğunu söylemişti.
UĞUR ŞAHİN'İN TÜRKİYE İÇİN YETERLİ AŞI DEPOLANDI AÇIKLAMASI--GÖRÜŞMELER NE DURUMDA?
Bu konu biraz fazla gündeme getirilen ve yer yer yanlış bilgi aktarımının olduğunu gördüğümüz bir konu. Biontech aşısıyla ilgili tabii ki inaktif aşıyı önemsemiştik ama başından itibaren bu aşıyı geliştiren iki Türk bilim insanımız olması nedeniyle yakın iş birliği içerisinde bu aşının Türkiye'de uygulanmasını istedik. Bununla ilgili başından beri bize söylenen 25 milyon gibi bir aşı olabileceği 2021 için. Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı.
Ama esas bu dönemde yaşadığımız sorun şu oldu: Bu dönemde aşının üretimiyle ilgili sorumluluk taşımama durumunun sözleşmeye yazılması istendi. Acil kullanım izni olduğu için şu dönemde bu üretimle ilgili bir sorun olma durumunda sorumluluk taşımamayı sözleşmeye konmak istenmedi. Biz bundan yana olmadık. Ben Uğur Hoca'yla son 2-3 gün 5-6 defa görüştüğümüzü, Uğur Hoca'yla bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim. Sözleşmenin miktarıyla üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Sözleşme miktarından daha fazla bir sorumluluk taşımama noktasında ısrarlı olduklarını, bunu aşmamızın mümkün olmadığını ifade ettiler. Biz bunu vatandaşımıza sözleşmenin miktarınca sorumluluk taşınabileceğini belirterek bu aşıyı yapabileceğimizi konuşmuş olduk. mart ayı sonuna kadar 4.5 milyon, opsiyonel olarak da 30 milyona kadar söz konusu olabileceğini görüşmüş olacağız.
Bu gece veya yarın muhtemelen sözleşme imzalanmış olur. Bu aşının da bu süreçte yaygın bir şekilde imkanlar ölçüsünde kullanımını sağlamış olacağız.
AŞILAR NEREYE GELECEK? İLK ETAPTA KAÇ DOZ?
SinoVac aşısı ilk planda 3 milyon olarak gelecek. Toplam şubat ayı sonuna kadar 50 milyon gibi bir sözleşme yapıldı. 3 milyon ilk partinin pazartesi sabah Türkiye'de olacağını söyleyebilirim. Biontech-Pfizer aşısı mart sonuna kadar 4.5 milyon gibi planladık. ocak ayında zannediyorum 1-1.5 milyon gibi bir kısmı gelmiş olacak. Önümüzdeki haftalar bunu bir takvimle netleştirerek Uğur Hoca bildirmiş olacak.
Pfizer aşısının fiyatının dünyada birçok ülkeye satılan fiyattan daha aşağı olduğunu söyleyebilirim. Firma açıklamasını istemiyor ama dünyada satılan fiyatlardan daha aşağı olduğunu bileli. Sinovac aşısı firmanın bunu açıklamamamızı ama bu fiyatın diğer ülkelerde satılabilecek ve satılan rakamlardan da düşük olduğunu belirtmiş olalım. Dünyadan daha ucuza hem SinoVac hem pfizer aşısını almış olacağız.
Sözleşme gereği 11 AralıK'tan sonra Türkiye'ye gelmesi yazılıydı. Ayın 5'inden itibaren firmada depolarda bu aşı hazırdı. İzinlerin alınması bu gecikmeyi oluşturmuş oldu. Başka hiçbir sebebi yok. Bugün de bütün izinler tamamlandı.
AŞI ZORUNLU OLACAK MI?
Kapalı ortamlara geçtikçe giderek artmaya başladı. Misafirlik ev içi bulaş anlamında %85'lere kadar çıkmış oldu. Virüsün bulaştırıcılığının da arttığı bu dönemde bir araya gelmeleri olabildiğince azaltmak gerekiyor.
AŞININ KORUYUCULUĞU %91.25. Her geçen gün, vaka sayıları arttıkça bu oran daha da yükselecek. Gönüllüler arasında 40 enfekte olan kişi olduğunda, şu an 29, sonlanmış olacak. 40 dediğimiz, aşılanmış olup Kovid geçiren kişi sayısı. Aşılanmış veya plasebo. Salgının seyri vakalar giderek azaldıkça uzamış oluyor. Ne kadar süreceğini söylemek zor fakat şu an %91.25 koruyuculuk. Aşı zorunlu değil demiştik. Aşının zorunlu olarak yapılmasından yana değiliz. İkna ederek bu aşının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Kendim de sağlık çalışanlarıyla birlikte ilk aşıyı olan kişilerden biri olacağım.
GRİP SALGINI Şu an influenzayı görmüyoruz. Taramalarımızda daha görmüş değiliz. Dolayısıyla vatandaşımızın tedirgin olmasına gerek yok. Tabii ki bu dönemde alınan tedbirlerin katkısı çok büyük. Çünkü influenzanın daha çok çocukluk yaş grubunda görüldüğünü biliyoruz.