Filistin: Filistinlilerin hakları verilmeden güvenlik ve barış sağlanamaz

Filistin Devlet Başkanlığı, Filistinlilerin meşru hakları verilmeden güvenlik ve barışın sağlanamayacağını açıkladı.

Haber Giriş Tarihi: 17.12.2022 17:46
Haber Güncellenme Tarihi: 17.12.2022 17:46
https://www.bursahakimiyet.com.tr

Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan habere göre, Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail hükümetini kurmakla görevlendirilen Binyamin Netanyahu'nun, Filistinlilere kendilerini yönetme yetkisinin "şartlı" verilebileceği yönündeki açıklamasına tepki gösterdi.

Ebu Rudeyne, Filistinlilerin meşru hakları verilmeden güvenlik ve barışın sağlanamayacağını belirterek, "ilhak siyaseti, ırk ayrımcılığı siyaseti ve İsrail'in Filistin halkına saldırıları devam ederken barışın gerçekleşemeyeceğini" vurguladı.

Netanyahu'nun açıklamalarının, kabul edilemez olduğunu ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Kurulunun "İsrail'in Filistin topraklarındaki yerleşimlerinin yasal olmadığını vurgulayan 2334 sayılı kararı başta olmak üzere uluslararası meşru kararlara meydan okuma" sayıldığını ifade eden Ebu Rudeyne, Filistin halkının başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurma hakkının, uluslararası meşru kararlara dayalı adil barışa ulaşmanın temeli olduğunu belirtti.

Ebu Rudeyne, "Bu gibi açıklamalar, İsrail'in uluslararası hukuk ve uluslararası meşruiyet karşıtı gerçek niyetini ortaya koyuyor. Dünya ülkeleri, İsrail'in bu tutumlarından ve işgal suçlarının devam etmesinden bıktı." ifadelerini kullandı.

"İsrail'in apartheid sistemi ve işgali yerleştirme siyasetinin" tehlikeleri konusunda uyaran Ebu Rudeyne, ABD yönetiminin de uluslararası meşruiyet temelinde iki devletli çözüme sahip çıkmak, Kudüs ve kutsal değerlerin tarihi statüsünü korumak ve vaatlerini yerine getirmek konusunda sorumlu olduğunu kaydetti.

İsrail hükümetini kurmakla görevlendirilen Netanyahu, 15 Aralık Perşembe günü, ABD'li bağımsız radyo istasyonu NPR'ye verdiği röportajda, Filistinlilerle yapılmaya çalışılan barışın, "tam egemenliklerinin bulunmaması ve bölge güvenliğinin İsrail'in elinde olması şartıyla kendi kendilerini yönetme yetkisi verme" temeline dayanacağını söylemişti.