26 Mayıs'tan beri koronadan kimse hayatını kaybetmedi! Peki İzlanda'nın sırrı ne?

Pandeminin başından beri toplam 33 ölüm ile salgını çok başarılı bir şekilde yürüten İzlanda'da halkın %71'i çift doz aşılı. Ağustos ayında vaka sayıları hızla artan ülkede aşı karşıtları bunun aşılamanın başarısız olduğunun bir kanıtı olduğunu söyleseler de ülkede koronavirüsten ölen yok

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursahakimiyet.com.tr

İzlanda; İskandinavya ve Büyük Britanya'nın kuzeybatısında yer alan küçük bir ada. Ülke, pandeminin başından beri parmakla gösterilecek kadar başarılı ülkelerden biri oldu. Tabii bunda bir ada ülkesi ve nüfusunun az olmasının etkisi oldukça büyük olsa da bugüne kadar toplam 10.952 vaka, 10.147 iyileşen hasta ve 33 ölüm ile salgını en iyi şekilde kontrol altına alan örnek ülkelerden bir tanesi.

Ancak nüfusun %71'inden fazlasının çift doz aşılı olduğu ülkede Temmuz ayının sonlarından itibaren vaka sayıları hızla tırmanışa geçti. Vaka sayılarındaki hızlı yükselişe rağmen 26 Mayıs'tan beri ülkede koronavirüse bağlı tek bir can kaybı bile yaşanmadı.

İzlanda'da bugüne kadar en yüksek günlük can kaybı 9 Kasım'da 3 kişinin hayatını kaybetmesi ile kayıtlara geçmişti. Şu anda ise bu küçük ada ülkesi pandeminin başlangıcından bu yana en yüksek vaka saylarına sahip.

Peki aşılamada bu kadar başarılı olan bu ülkede neden vaka sayıları bu kadar yüksek?

Aşı karşıtları, bu durumun aşılamanın "başarısız" olduğunun bir kanıtı olduğunu dile getiriyor fakat bulaşıcı hastalıklar uzmanları İzlanda'daki salgının, covid aşılarının virüsün en şiddetli ve ölümcül etkilerini önlemede ne kadar etkili olduğunu gösterdiğini söylüyor.

'AŞILAMA OLMASA SALGIN BİR FELAKET OLACAKTI'

Ülkenin son zamanlarda görülen vakalarda virüsün etkileri çok hafif seyrediyor. Böylece yeni vakalar çoğalsa bile, İzlanda'nın covid-19'dan dolayı hastaneye yatış ve ölüm oranları oldukça düşük.

Şu anda enfekte olan 1,300 insandan, sadece %2'si hastanede. Uzmanlar, İzlanda'nın tamamen aşılanmış kişilerdeki enfeksiyonlar hakkında değerli bilgiler sağladığını söylüyor.

Ülkenin en büyük hastanesinin CEO'su Pall Matthiasson, aşılama olmasaydı İzlanda'da salgının "felaket olacağını" söylüyor. Daha bulaşıcı delta varyantının, nüfuslarını aşılamaya nispeten geç başlayan ülkelerde vakaların fırlamasına neden olduğu görülüyor. Yüksek düzeyde aşılanmış topluluklar bile virüsün etkin noktaları haline gelmiş durumda.

The Washington Post tarafından takip edilen verilere göre, İzlanda nüfusunun yaklaşık yüzde 71'inin tamamen aşılanmış durumda. Aşılama geçen yılın son günlerinde başladı.

DÜNYADA EN FAZLA COVİD-19 AŞISI YAPILAN ÜLKELER ARASINDA

İzlanda'da Pfizer-BioNTech, Oxford-AstraZeneca, Moderna ve Johnson & Johnson aşıları uygulanıyor. Ülkede paylaşılan verilere göre, yaklaşık 343 bin nüfusa sahip adada nüfusun %77'si en az bir doz aşılandı. %71'i ise çift doz aşılı. İzlanda'da bugüne kadar 477 bin 205 doz aşı uygulandı. Günlük uygulanan aşı dozu ortalaması ise yaklaşık 2500 civarında.

SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞINI GARANTİ ETMİYOR AMA ÖLÜMLERİ ÖNLÜYOR Veriler, virüse yakalanan aşılı kişilerin genellikle ciddi bir hastalık geçirmeden iyileştiğini gösteriyor. İzlanda, etkili bir aşı uygulamasının sürü bağışıklığını garanti etmediğini, ancak hastaneye yatışları ve ölümleri nasıl önlediğini gösteren bir vaka çalışması sunuyor.

İZLANDA'DA SALGIN NASIL YÖNETİLDİ?

İzlanda, 28 Aralık 2020'de ilk doz COVID-19 aşısını aldı ve aşılama ertesi gün başladı. 16 Ağustos 2021 itibariyle, İzlanda nüfusunun %69'u tamamen aşılanmıştı. İzlanda, belirli demografik özelliklere yönelik destekleyici aşılar uyguladı ve önümüzdeki haftalarda 12 ila 15 yaşındakiler için aşı sunmaya başlayacak.

2017 yılından bu yana İzlanda'nın Başbakanı olan Katrin Jakobsdottir, pandeminin ilk başlarında ülkesine acil bir şekilde Covid-19 test kitleri getirileceğini açıklamış, bu testlerin tüm vatandaşlara ücretsiz olacağını duyurmuştu. Ülkenin nüfusu oranlandığı zaman rakamlar İzlanda'nın, Güney Kore'nin 5 katı oranda koronavirüs testi yaptığını ortaya koymuştu.

Salgının ilk aylarında TIME 100 Talks röportajları kapsamında gazeteci Katie Couric'e konuşan Jakobsdottir, "Bir politikacı olarak egonuzu bir kenara bırakmak ve kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir krizle karşı karşıya kalan mütevazı bilim insanlarından bir şeyler öğrenmek önemli" dedi. Ayrıca kadın liderlerin salgın yönetiminde çok daha başarılı performans sergilemesinin de 'tesadüf olmadığını' da vurguladı.

BAŞARININ SIRRI DAYANIŞMA

Jakobsdottir, "İzlanda küçük bir ülke, bu salgın sırasında hissettiğimiz şey büyük bir dayanışmaydı. Sorumluluğun her birimizin omuzlarına verildiğini söyleyebilirsiniz. Eğer işe yaramasını istiyorsak hepimizin bunun bir parçası olmalıyız ve bence bu gerçekten işe yaradı" ifadelerini kullandı.

OKULLAR VE KAMU KURULUŞLARI KAPATILMADI

İzlanda'da diğer ülkelerin aksine kreşler ve ilkokullar, kamu kuruluşları kapatılmadı ama okullarda sınıf mevcudunun azaltılması, ders saatlerinin kısaltılması ve sosyal mesafenin korunması gibi önlemler alındı. Ayrıca ülkede akıllı telefon uygulaması üzerinden yapılan izleme sistemi sayesinde, semptom gösteren bir kişi yaşı ne olursa olsun hemen karantina altına alınarak hastalığın yayılmasının önüne geçilmeye çalışıldı.

İzlanda ayrıca pandeminin başlangıcından bu yana virüsü test etmek ve izlemek için gelişmiş bir sisteme sahipti. İzlanda'nın sağlık departmanı ile Rejykjavik merkezli insan genomu şirketi deCODE arasındaki ortaklığın sonucu olan bu gözetim, virüsün yayılma şekliyle ilgili ilk önlemi açıklamalardan bazılarına yol açtı. Enfekte olan insanlardan çoğunun semptom göstermediği ve çocukların ise yetişkinlerden daha az hasta olacağı gibi... Nüfusunun çok daha küçük bir bölümünü test eden Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkenin aksine, bu sistem İzlanda'ya içinde bulunduğu durumun net bir resmini sunmaya devam ediyor.

25 HAZİRAN 2021'DE TÜM KISITLAMALAR KALDIRILDI

Tüm dünyayı etkisi altına alan Delta varyantı paniği yüzünden aşılama kampanyasını sürdüren ülkeler birer birer eski kısıtlamalarına geri dönmeye başladı ancak virüsle mücadelede büyük başarı gösteren İzlanda, ülkenin baş bulaşıcı hastalıklar uzmanı Þórólfur Guðnason danışmanlığında alınan flaş bir kararla 25 Haziran'da tüm Kovid-19 kısıtlamalarını kaldırdı. 25 Haziran'da İzlanda, 100.000 kişi başına sadece 1,6 yeni coronavirüs vakası kaydedildi. Yetkililer, ülkenin iyi bir konumda olduğunu düşünerek artık maske ve mesafe kurallarını, toplantı veya çalışma saatlerindeki sınırlandırılmaları, aşılı yolcular için test yapılma zorunluğunu kaldırdı.

İzlanda böylelikle koronavirüs kısıtlamalarını tamamen kaldıran ilk Avrupa ülkesi oldu. Ancak yasaklar sadece ülke sınırları içinde kaldırıldı, dışarıdan ülkeye giriş yapacaklar için aynı kısıtlamalar devam etti.

İzlanda Sağlık Bakanı Svandis Svavarsdottir, "Yaşamak için normal hissettiğimiz ve özlemini duyduğumuz topluma yeniden kavuşuyoruz" dedi. Başbakan Katrin Jakobsdottir ise "Ülkemizdeki durum dünyanın en iyileri arasında" dedi. Bu açıklamaların ardından kısa bir süre sonra yeni vakaların sayısı artmaya başladı.

ARTIŞI NEDENİ GECE KULÜPLERİ VE EURO 2020

Ülkenin yetkili sağlık kurumları, vakaların artmasının nedenini çoğunlukla gece kulüplerine ve bazılarının "felaket reçetesi" olacağı konusunda uyardığı Euro 2020'ye katılmak için Londra'ya seyahat eden ada sakinlerine bağladı. Salgının başından beri en yüksek günlük vaka sayısı 11 Ağustos'ta 170 olarak kaydedilen İzlanda'da şu anda bin 376 kişide aktif olarak covid-19 virüsü bulunuyor. Temmuz ayının sonlarından itibaren vaka sayılarında ciddi bir artış gözlenen İzlanda'da, mevcut vakaların %2'sinin ciddi hastalığa yakalandığı belirtildi.

Vaka artışları ile birlikte İzlanda hızla aşı karşıtı hareket için bir konuşma noktası haline geldi. Fox News'den Laura Ingraham, bir konuğun İzlanda'da "neredeyse aşı bu vaka patlamasına davetiye çıkarmış gibi" dediği bir bölümü yayınladı. Bir epidemiyolog ve Boston College'ın Global Public Health ve Common Good Programı direktörü Philip J. Landrigan, bu tür gözlemlerin yanlış olduğunu söyledi. "Aşıların ölüme karşı neredeyse mutlak koruma sağladığı" gerçeğini atlıyorlar" diye konuştu.

Landrigan,"Birçok yerde sözde çığır açan vakaları gördük, ancak her zaman ciddi hastalık ve ölüm oranı son derece düşük oldu. Buradaki asıl mesaj bu gerçekten" dedi.

İzlanda Hastane'sinin yöneticisi Matthiasson, ülkemiz virüsü yenmiş gibi göründüğünde, vakalarda bu son yükselişi beklemediğini söyledi ve ekledi "Veriler açıkça ortada. Aşı olmak hastaneye kabul olasılığını kat kat azaltır."

Ülkede halkın büyük bir kısmı Pfizer aşıları olmak üzere iki dozluk bir mRNA aşısı oldu ancak yetkililer tek doz Johnson & Johnson aşısı alan 53.000 kişiye en az sekiz hafta sonra ek bir aşı yapılması gerektiği açıklandı.

İzlanda Hükümeti'nin Covid-19 kısıtlamalarını kaldırmasından bir ay sonra sosyal mesafe, maske kullanımı ve kapalı yerlerdeki kapasite kısıtlamaları geri döndü. Bazı kapalı alanlar için maske takma zorunluluğu ve kapalı yerlerde 200 kişilik kapasite sınırı geldi. Ayrıca ABD yetkilileri geçen hafta vatandaşlarını İzlanda ziyaretleri konusunda uyardı.

Washington Üniversitesi'nde Epidemiyolog ve küresel sağlık profesörü olan Brandon Guthrie, İzlanda'da yaşananların hedefe yönelik hafifletme önlemlerinin sürdürülmesi için güçlü bir kanıt oluşturduğunu söyledi.

Önlemler, Temmuz ayı sonlarında yürürlüğe girdi ve yeni vakaların yükselişi son günlerde yavaşlamış görünüyor.

Guthrie, "Bilim adamlarının amacı aşı ile herhangi bir enfeksiyon ihtimaline karşı kapsamlı koruma sağlamaktan öte aşıların ölüm ve ciddi hastalıkları önlemesiydi. Büyük dalgalanmalar bağlamında az sayıda ölüm veya ciddi hastalık vakası olmaması kesinlikle en azından kısmi bir zafer olarak görülmelidir." diye ekledi.

İzlanda'nın baş epidemiyoloğu Thórólfur Gudnason ise aşılamanın, uzmanların sürü bağışıklığına dair umduğu noktaya götürmediğini söyledi.

Gudnason'ın sürü bağışıklığı gerçekleştirmek için bir diğer önerisi, koronavirüsün yayılmasına izin vermek. Uzman, bunu yaparken hassas grupları koruyarak ciddi hastalıkların önlenmesi gerektiğinin altını çizdi.