Demir, AA muhabirine, deprem riskinin her zaman olduğunu, bu nedenle binaların güvenliği için kentsel dönüşümün sürekli gündemlerinde yer aldığını ifade etti.
Bursa'da son büyük depremin 1855'te yaşandığını hatırlatan Demir, "Marmara Bölgesi, Türkiye'nin kalbinin attığı yer, sanayinin olduğu yer ve nüfusun yüzde 75'inin olduğu yer ve bundan dolayıdır ki devletin en üst erkanının değerlendirmesi buradaki bir deprem, ülkenin beka sorunu, milli güvenlik sorunu olarak görülüyor. Dolayısıyla buna bir an evvel çözüm bulmamız lazım." diye konuştu.
Türkiye genelinde 6,7 milyon riskli yapının bulunduğunu dile getiren Demir, kentsel dönüşümün önemine dikkati çekti.
Bursa'da büyük bir kentsel dönüşüm hamlesi başlatıldığını anlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"6 Şubat'tan sonra bir sosyal vazife addettik kendi kendimize. Bursa'nın en riskli bölgesi Akpınar bölgesinde, 1050 Konutlar bölgesinde toplantılar düzenledik. Bilfiil kendim 48 toplantı yaptım burada. Vatandaşı ikna ettik, orada bölgenin tamamı yıkıldı. 5 bin 500-6 bin konutun imalatı başladı. Kaba inşaat belirli bir düzeye geldi. Takriben 1-1,5 yıl sonra bölgenin tamamı bitmiş ve insanlara teslim edilmiş olacak. Bununla birlikte Yıldırım bölgesinde de Yıldırım Belediyesinin katkılarıyla kentsel dönüşüm gerçekleşiyor ama mevcut olan riskli yapı stokunu göz önünde bulundurduğumuzda bu süreç aheste ilerliyor. Bunu biraz daha hızlandırmamız, ivme kazandırmamız gerekiyor."
Şeref Demir, kentsel dönüşüm bölgelerinde zeminin özelliklerine çok dikkat ettiklerini belirtti.
Binaların mevzuata uygun inşa edilmesinin önemine işaret eden Demir, şunları kaydetti:
"Her depremden sonra da bir yönetmelik değişikliğiyle beton sınıfı, demir yoğunluğu ve kalitesi her geçen gün arttı. Şu an yapılan binalarda mevcut proje uygulanırsa şayet, risk faktörü ortadan kalkmış, sağlıklı binalarımız oluşacak. (Bursa'da) Tam riskli yapı olarak görmesek dahi 2000 yılından önce yapılmış ve mühendislik hizmeti alınmamış 600 bine yakın konut rezervimiz var. Hem şehrin estetiği açısından hem de riskli yapısı açısından 600 bine yakın bir dönüşüm gerekiyor. Nasıl ki aracı eskidiği zaman bir bedel ödeyerek aracını yeniliyorsa, konutların da o şekilde değerlendirilmesi lazım. Yani can güvenliğinin, mal güvenliğinin önünde tutulması lazım. Her bireyin, her kurumun bu konuda üzerine düşeni yapıp bir an evvel kentsel dönüşümü hızlandırmamız lazım."