Bursa'nın Hristiyan vatandaşlar için ibadete açık tek kilisesi hakkında depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle boşaltılma kararı verildi. Güçlendirileceği gerekçesiyle, yer gösterilmeksizin verilen tahliye kararına karşı Hıristiyan cemaati, Jeoloji Mühendisleri Odası’na bağlı uzmanlardan "sağlam raporu" aldı ancak boşaltma kararı değişmedi. Tahliye kararının akıllara, “İbadet yapmamızı mı istemiyorlar?” sorusunu getirdiğinin altını çizen Protestan din adamı İsmail Kulakçıoğlu, “Elimizde Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün boşaltma gerekçesine karşı böyle resmi bir evrak varken bu süreç neden yaşanıyor? İbadete açık tek kilise neden korunmuyor da yer göstermeksizin ve süre bildirilmeksizin tahliye kararı veriliyor?” diyerek yetkilileri çözüm üretmeye davet etti.
Bursa’daki Hristiyan vatandaşların ibadetlerini gerçekleştirdiği tek kilise olan Fransız Kilisesi hakkında yer gösterilmeden boşaltılma kararı verildi.
9. Köy'den Dilek Atlı'nın haberine göre; Osmangazi ilçesi Hocaalizade Mahallesi’nden bulunan Bursa Fransız Kilisesi, Türkiye’nin üç Hristiyan mezhebinin bir arada ibadet edebildiği tek kilisesi olma özelliği taşıyor. Geçen temmuz ayında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden gelen depreme karşı güçlendirilme gerekçeli yazıyla şok yaşadığını belirten Bursa Protestan Kilisesi Yaşam ve Kültür Vakfı Başkanı ve din adamı İsmail Kulakçıoğlu, “Deprem güçlendirme projesi neden tek katlı ve sağlam raporu olan kiliseden başlıyor” diye sordu ve tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Tarihi binamız, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait bir yapı. Bursa Fransız (Protestan) Kilisesi’nin depreme dayanıksız olduğu ve güçlendirme yapılacağı gerekçesinin öne sürüldüğü yazıda 24 Ağustos 2024 tarihine kadar tahliyesi istenmişti. Ancak Bursa’daki Hıristiyan vatandaşların ibadetlerini gerçekleştirebileceği tek kilise burası. Dolayısıyla yapının tahliyesi istenmesine rağmen alternatif seçeneklerin sunulmaması, kilise cemaatini mağdur etme riski taşıyor.“
1880’li yıllarda yapılan bu kilise, 2002-2004 yılları arasında restore edildi. 2004 yılından bugüne kadar da aktif olarak kullanılıyor. Ellerinde sağlam raporu bulunduğunu belirten, Kulakçıoğlu şöyle konuştu:
“Burayı aynı zamanda Katolik, Ortodoks ve Protestan cemaatleri ile birlikte kullanıyoruz. Boşaltma kararı elimize geçince biz de buna bağlı olarak Jeoloji Mühendisleri Odası’na bağlı tescilli ofisle bir rapor hazırladık ve buna bağlı olarak risklerin ifade edildiğinden daha düşük olduğunu gördük. ‘Binanın genel durumu sağlam’ raporu elimizde. Çökme ve oturma yok. Sudan kaynaklanan korozyon ve çatlak da yok. En önemlisi 2002-2004 yılları arasında yapılan restorasyonda binanın durumunu etkilemeyen basit çatlaklar giderilmiş, yani tamir yapılmış. Aynı zamanda yan taraftaki otoparkla kilise arasında bulunan istinat duvarı neredeyse pencere seviyesine kadar bir ekstra güçlendirme sağlıyor. Bunların hepsi raporda var.
Bu resmi raporu edinince biz de Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden tahliyenin iptalini ya da ertelenmesini istedik. Bursa Valiliğiyle görüştük. Bizi Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü makamlarına yönlendirdiler. Ancak onlar da bunun Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile çözülecek bir konu olduğu gerekçesi sundular. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşmek için erekli dilekçeleri hazırladık. Ancak talebimize rağmen randevu alamadık. Sonuç alamayınca hukuksal süreci başlattık.“
“İBADET YAPMAMIZI MI İSTEMİYORLAR?”
Tahliye kararının akıllara, “İbadet yapmamızı mı istemiyorlar?” sorusunu getirdiğinin altını çizen Protestan din adamı İsmail Kulakçıoğlu, “Elimizde Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün boşaltma gerekçesine karşı böyle resmi bir evrak varken bu süreç neden yaşanıyor? İbadete açık tek kilise neden korunmuyor da yer göstermeksizin ve süre bildirilmeksizin tahliye kararı veriliyor?” diyerek yetkilileri çözüm üretmeye davet etti.
Konuyu bürokrasi yoluyla kurumlar içinde çözmek üzere çaba sarf ettiklerini belirterek, tahliye nedenlerinin zayıflığına dikkat çektiklerini de belirten Kulakçıoğlu, “Ayrıca neden deprem güçlendirme prosedürü kiliseden başlıyor? Tüm bunlar akıllarda soru işareti oluşturuyor. Binanın hiçbir şikayeti olmadığını raporla ispatlıyoruz zaten. Bizim binamızın kubbesinde yük yok. Çıtalarla örülmüş, alçısı yapılmış bir yapı. Çökme olmayan, yükü olmayan tek katlı bir bina burası” dedi.
Tüm bu gelişmelerin ardından hukuksal süreç başlattıklarını ve dava açtıklarını ifade eden Kulakçıoğlu, “Kültür ve inanç turizmi açısından da, Bursa’da yaşayan Hristiyanların ibadet hakkı ve özgürlüğü açısından da bu davanın kendileri için çok önemli olduğunu kaydederek, “Mahkeme kararında istinaf yoluna giderek bu kararın iptal edilmesini istiyoruz ama bu çok uzun bir resmi süreç olabilir. Dolayısıyla da daha kısa vadede en azından tahliyenin ertelenmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.