Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve geçimlerini sağlamak için Bursa'nın Karacabey Ovası'na gelen mevsimlik tarım işçileri, Ramazan Bayramı arifesinde ekmek paraları için mücadele ediyor.
Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Savaşın mağduru çocuklar ise doğdukları topraklardan kilometrelerce uzakta, aileleri çalıştığı için konakladıkları konteyner ya da çadır kamplarda buldukları su bidonlarını ve çadırları oyun malzemesi olarak kullanıyor. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşamlarını sürdüren vatandaşlar, ilkbahar ve yaz aylarında ekmek parası kazanmak için batıya göç ediyor. Konteyner ve çadırlarda konaklayan aileler, geçimlerini sağlamak için tarım arazilerinde çalışıyor. Karacabey Ovası'nda sebze yetiştirilen tarlalarda günlük 25-70 lira kazanan işçilerin arasında Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan aileler de bulunuyor. Kış aylarında zorlaşan yaşam mücadelesine direnebilmek için yazları hemen hemen her gün çalışan mevsimlik işçiler, Ramazan Bayramı'na birkaç gün kala ekmek mücadelesini sürdürüyor.Suriye'deki savaşın en küçük mağdurları olan çocuklar ise bayramdan habersiz, aileleri çalıştığı için çadır kamplarda kendi buldukları oyunlarla vakit geçiriyor. Çocuklardan bazıları ise anne ve babalarına yardım ediyor. Yaşları itibarıyla hayal gücü geniş olan çocuklar, zaman zaman su bidonlarını, bazen de çadırları oyun malzemesi olarak kullanıyor. Anne babaları, tarlaya çalışmak için gidince, çocukların bakım işi kendilerinden birkaç yaş büyük olan abla ve ağabeylerine kalıyor.
"Savaş olmasa ülkelerinde bayramı böyle karşılamazlardı" Mevsimlik işçilerin çalıştığı tarım arazilerinin sahiplerinden Talat Malçok, yaptığı açıklamada, işçilerin çoğunluğunu Suriyeli sığınmacıların oluşturduğunu söyledi. Başka işlerden iyi para kazanan az sayıdaki Suriyeli ailenin tarlada çalışmayı tercih etmediğini belirten Malçok, "Sığınmacılar genellikle Türkiye'de başka iş bulamıyorlar ve tarımda çalışmaya mecbur kalıyorlar." dedi. Malçok, sığınmacı çiftlerin çocuk sayısının genellikle fazla olduğuna dikkati çekti.Aileleri tarlada çalışmaya giderken küçük çocukların çoğu zaman kamplarda yalnız ya da kendilerinden birkaç yaş büyük kardeşleriyle kaldığını anlatan Malçok, şöyle konuştu: "Bayram yaklaşıyor ama bu küçük çocuklar için bayram diye bir şey yok. Onların çoğu daha önce bayram görmemiştir. Savaştan kaçıp burada evsiz barksız çadırlarda yaşıyorlar. Çaresiz oldukları için tarlada çalışmak zorundalar. Aldıkları paralar onlar için yaşamak, çocukları için ise gelecek anlamı taşıyor. Savaş olmasa ülkelerinde bayramı böyle karşılamazlardı. Bayram demek, küçük çocuklar için mutluluk demek. Ülkelerinde olsalar bayrama birkaç gün kala heyecanlı olurlardı ama burada durum öyle değil." Sığınmacı işçiler ise vatanlarından uzakta gelen bayramın kendileri için fazla bir anlamı bulunmadığını, sadece çalışarak geçimlerini sağlamayı düşündüklerini belirterek, tek dileklerinin ülkelerinin bir an önce huzur ortamına kavuşması olduğunu dile getirdi.