Atkılılar, kravatlılar

Aslında iki taraf da aynı değer için mücadele ediyor...
Atkılıların da kravatlıların da derdi aynı...
Varsa yoksa Bursaspor...
Ama bir türlü aynı dili konuşamıyor...
Kravatlılar da atkılılar da birbirinin dilini anlamıyor...
Bunun adına da iletişimsizlik deniyor...
Mesela Başkan Ali Ay aylar önce çok tartışılan o yumruğu atkılıların değil de işler kötüye gitmeden kravatlıların olduğu masada vursaydı kulüp şu anda böyle olmazdı...
İpler bu kadar gerilmezdi...
Yönetim her maça 'Protesto edilecek miyiz?' sıkıntısıyla gitmez, güne 'Sosyal medyada ne yazdılar?' stresiyle başlamazdı...
Ne teknik direktör bunalımı yaşanırdı, ne de saha sonuçları bu kadar kötü olurdu...
Dedim ya, bir türlü o iletişim kurulamadı...
Geçen gün de yazdım...
Özlüce Tesisleri'nde işyeri körlüğü var...
Bakmak ile görmek arasındaki farkın sıkıntısını yaşıyor...
Neyse, belki de Tüzük Kongresi bir dönüm noktası olur iki taraf için de...
Kravatlıları tebrik etmek lazım...
Tüzük kongresini yaptılar, istedikleri maddeleri geçirememelerine rağmen hiç karşılık vermediler...
Atkılıları da tebrik etmek lazım...
Çok iyi çalışmışlar...
Dört yıllık emeklerinin karşılığını istedikleri maddeleri geçirerek aldılar...
Tüzük kongresinde aslında ne atkılılar ne de kravatlılar kazandı...
Kazanan Bursaspor oldu...
Yeter ki taraflar birbirini anlamak istesin...
Çünkü bu kulüp atkılıların olduğu kadar kravatlıların da...
Tek sıkıntı aynı frekansı yakalayabilmek, aynı dili konuşabilmek...
Bugün önemli bir gün...
Timsah Arena ilk kez bu kadar dolu olacak...
Tüzük Kongresi'nde çatır çatır mücadele eden atkılılarla kravatlılar tribünde omuz omuza oturacak...
Olması gereken de bu değil mi?