120 dakika oynarlardı...

Fenerbahçe maçını Antalya kampında Samet Aybaba ile kafamızda canlandırmıştık...
Kampta yaptığımız sohbette, Aybaba'ya "Fenerbahçe kadrosunu Ersun Yanal kurmadı. Onun oyun tarzıyla kadro birbirini tutmuyor" demiştim...
Aybaba'nın yanıtı da şöyle olmuştu; "İlk 45 dakika rakibi durdurursak ikinci yarı işi bitiririz. Fenerbahçe 60'tan sonra çöker..."
Bu kez maç sonunda karşılaştık Samet Aybaba ile...
Futbolcular röportaj yaptığı sırada, Samet Aybaba iç geçirerek stattan ayrılırken ayaküstü sohbet ettik...
"Bizim takım 120 dakikayı çıkarırdı bu akşam. Çocuklar çok güçlüydüler, iyi mücadele ettiler." diyerek başladı sözlerine Aybaba...
Sonra da devam etti...
"Umut'un ikinci yarıdaki kafasında top kaleye girseydi ikinci golü bulurduk. O zaman kesin kazanırdık bu maçı..." Aytaç'ın ilkyarıda kaçırdığı golü hatırlattığımda Samet Aybaba bu kez, "O pozisyon gol olsaydı kesin 4-5'i bulurduk..." karşılığını verdi...
Yusuf Erdoğan'ın kampta iyi çalıştığını Tolga Öztaş'ın kaleminden daha önce manşete taşımıştık...
Gözlemlerimizde haklı olduğumuz ortaya çıktı, Yusuf da bizi yanıltmadı...
İkinci yarıda oyuna girdi, ofansı hareketlendirdi...
Aybaba, Tunay yerine Yusuf'la başlasa daha farklı olur muydu bilinmez ancak şu bir gerçek takımın seviye atlaması için transfer gerek...

İKİNCİ OLAY ŞIK OLMADI

Ertuğrul Ersoy ile Diafra Sakho Fenerbahçe maçı sonrası saha içinde tartıştı...
Daha önce de Barış Yardımcı ile Ertuğrul arasında bir gerginlik olmuştu...
Ertuğrul takımın gençlerinden ancak kaptanlık pazubandı onda...
Diğer arkadaşlarının ona saygı göstermesi şart...
Soyunma odasında elbet birbirleriyle tartışabilirler buna kimsenin diyeceği yok...
Fakat saha içindeki bu görüntü Bursaspor armasına yakışmıyor...
Takımdaki diğer oyuncuların Ertuğrul'un otoritesine saygı duyması gerekiyor...
Ertuğrul'un da bir kaptana yakışır şekilde hareket etmesin-den başka çıkar yolu yok...

İMZANIN PERDE ARKASI

Dün Bursaspor ile Azerbaycan'ın Neftçi Bakü kulübü arasında işbirliği ve kardeş kulüp protokolü imzalandı...
Kimilerine göre hiçbir şey ifade etmeyen bu anlaşmanın perde arkasında aslında önemli bir çalışma var...
İkinci Başkan Cem Öztürk'ün kişisel girişimiyle Bursa'ya gelen Azeri heyet aslında bir anlamda Azerbaycan devletini temsil ediyor...
Çünkü Neftçi Bakü doğrudan devletin takımı...
Azerbaycan devlet petrol şirketi Socar ve devletin mobil telefon operatörü Bakcell ile doğrudan ilişki içinde...
Bursaspor buradan bir sponsorluk elde etmeye çalışıyor...
Amaç stadın isim hakkı ya da forma göğüs sponsorluğu...
Socar'la daha önce yapılan temas sonuç vermemişti...
Şimdi iş daha ciddiye bindi...
Başkan Ali Ay 29 Mayıs'ta Bakü'de oynanacak UEFA Avrupa Ligi finaline davet edildi...
Bu arada Vakıfköy ziyaretinde altyapıda oynayan veya Samet Aybaba'nın az süre verdiği gençlerden bazılarının Azerbaycan'a kiralık gönderilmesi gündeme geldi...
Bu arada Neftçi Bakü ile yapılan anlaşmaya Samet Aybaba da hayli sıcak bakıyor...
Aybaba'nın "Azerbaycan'da maç oynayabiliriz. Hatta kampı bile orada yapabiliriz" demesi olayın ciddiyetini bir kat daha artırıyor...

GAZETECİ MAÇ SEÇER Mİ?

Meslek hayatımda futbolcunun maç seçenini gördüm, taraftarın da maç seçtiğine çok şahit oldum ancak gazetecinin maç seçtiğine oldum olası anlam veremedim...
Klasik bir Fenerbahçe maçı ve basın tribününde adım atacak yer yok...
Belki bu yazdıklarıma meslek örgütleri tepki gösterecek ama durumu yaşayan bir kişi olarak ele alıyorum...
Bir antrenmana gelmeyen, bir basın toplantısı takip etmeyen bu meslektaşlarımızın sadece Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray maçlarında ortaya çıkması bir tesadüf mü acaba...
Bari siz yapmayın, maç seçmeyin...
Can çekişen mesleğimize basın toplantılarına, antrenmanlara, tüm maçlara gelerek sahip çıkın...
Gönül ister ki her maçta basın tribünü Fenerbahçe maçındaki gibi olsun...
Biz diğer maçlarda da oradayız, sizleri de görmek isteriz...