TIPKI SİGARA YASAĞI GİBİ BU UYGULAMA DA TÜRK İNSANI İÇİN ADETA ÇIĞIR NİTELİĞİNDE

Türk milleti olarak garip garip adetlerimiz var. Bazen güldürüyor.
Bazen de düşündürüyor.
Mesela;
Bir yakınımızın üzerine şaka amaçlı "araba sürmek", bunlardan biri.
Şu bir gerçek ki;
Sürücü olarak diğer milletlerden çok farklı karakterlere sahibiz.
Ve ne yazık ki;
Eğitim eksikliğimiz var.
Bizde;
Okullarımızda trafik dersi verilmiyor.
Oysa;
Gelişmiş ülkelerde, daha çocuk yaşlarda bireylere trafik eğitimi veriliyor.
Dahası;
Bu eğitimlerde, yayanın araçlardan daha öncelikli olduğu öğretiliyor.
Mutlaka bilenler vardır.
Avrupa ve Amerika'da, yaya geçitlerine çıkıldığı andan itibaren tüm araçlar durur ve yayaya öncelik verirler.
Peki ya;
Türkiye'de öyle mi?
Tam tersine;
Geçide hızlı giriliyor ve yayanın "kaçması" sağlanıyor!
Bu yönde;
Trafikte yaya bilincini artırmak için İçişleri Bakanlığı'nın başlattığı uygulama -çok geç olmakla birlikte- fazlasıyla yerinde.
Tıpkı;
Kapalı mekanlarda sigara içilmesi yasağının Türkiye'de yıllar sonra uygulanması gibi.
Yasaya göre;
Yaya geçitlerinde yayalara yol vermemenin cezası 488 lira.
Ve artık Türkiye'de bu uygulama başlatıldı.
Artık;
Sürücüler, yaya geçitlerinde yaya gördüğü andan itibaren durmak ve yol vermek durumundalar.
Durmaz ve yol vermezlerse para cezaları kesilecek.
Fazlasıyla yerinde bir uygulama.
Yayaların;
Hiçe sayıldığı Bursa'da da, Emniyet Müdürlüğü'nün bu yönde hayli kapsamlı çalışmalar yapması gerekiyor.
Aslında;
Böyle uygulamaları yasayla ve para cezası yaptırımıyla yaptırmamak ve bunları daha ilkokullarda ders olarak okutup, geleceğin sürücü adaylarına öğretmek gerekiyordu.
Ancak yapacak bir şey yok.
Geçmişe sünger çekip, trafik kurallarını yeni de olsa öğrenmemiz gerekiyor.

BİR KADIN CİNAYETİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İki gün önce; "Burnumuzun dibi" denilecek mesafede Demirtaş'ta, herkesin gözü önünde bir cinayet işlendi.
Bir kadın cinayeti.
Bir kişi, boşanmak üzere olduğu karısını tuzak kurarak öldürdü.
İki gün sonra da, kaçtığı Samsun'da yakalanıp tutuklandı.
Olayın tuhaf yanı şu.
Ölen kadının;
Daha önce Demirtaş Polis Merkezi'ne giderek boşanmak üzere olduğu kocası tarafından ölümle tehdit edildiği ve 3 aylık koruma kararı aldırdığı ortaya çıktı.
Dahası;
Bu süre sonra da, adamın kadına saldırdığı, yaraladığı ama şikayet sonrasında Savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı belirlendi.
Yani cinayet, adeta bağırarak gelmiş.
Tüm koruma kararlarına rağmen.
Bu durumda;
Akıllara şu soru geliyor.
Yasalara rağmen, bu tip kişiler Savcılık'tan serbest kalabiliyorsa, o zaman bu uzaklaştırma veya koruma kararları neden alınıyor?

BURSASPOR İÇİN YENİ BİR DERNEK

Bursa'daki;
Taraftar derneklerine bir yenisi daha eklendi.
Adı;
Yeşil Beyaz Güçbirliği Platformu.
Kurucusu da;
Bursaspor Kulubü kurucularından merhum Hüseyin Saitoğlu'nun oğlu, işadamı Ersoy Saitoğlu.
Zeki Saygılı, Taner Ödemiş, Necati Karadeniz, Ahmet Aslan, Özcan Mestan ve Burhan Ilgın tarafından kurulan dernek, kendilerinin deyimiyle "Bursaspor Kulubü'nün sigortası" olarak faaliyete geçti.
Klubün;
Olası bir kayyuma devri veya yönetim arayışında devreye girmek üzere kurulan dernek, ilk olarak da Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ı konuk etti.
Haftaya da Mustafa Bozbey'i konuk edecek olan dernek yöneticilerinin gündeminde de Bursaspor kongresi bulunuyor.

SEÇİM ÖNCESİ BURSA KAMUOYUNA İNCE MESAJ

Sıradan ve basit bir ziyaret gibi görünse de, CHP Osmangazi Belediye başkan adayı Erkan Aydın'ın, AK Parti Osmangazi Belediye başkan adayı Mustafa Dündar'a yaptığı nezaket ziyaretinin özel bir anlamı var.
O da;
Yaklaşan yerel seçimlerin centilmence geçme arzusu.
Aslında;
Rakip olsalar da birbirlerine başarı dileyen iki ismin, Bursa kamuoyuna verdiği mesaj çok daha önemliydi ki, hem Aydın'ı, hem de Dündar'ı tebrik etmek gerekiyor.