Konunun;
Neden ve niçinlerine girmeden önce şöyle bir karşılaştırma yapalım.
1 Kasım'daki son seçimde 50 milyon dolayında seçmen oy kullandı.
23.6 milyon seçmen AK Parti'yi
12.1 milyon seçmen CHP'yi
5.6 milyon seçmen MHP'yi
5.1 milyon seçmen de HDP'yi tercih etti.
İşte;
Milyonlarca seçmenin bu 4 büyük partiyi tercih ettiği son seçimde, diğer partilere de oy kullananlar oldu doğal olarak.
Mesela;
Bir dönemin iktidar partisi olan Saadet Partisi'ne de ülke genelinde 325 bin oy çıktı.
Yine;
Bir başka dönemin iktidar partisi DYP/DP'ye 69 bin, DSP'ye de 32 bin oy çıktı Türkiye genelinde.
Kurulduğu yıldan bu yana baraja takılan merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun partisi Büyük Birlik Partisi'ne ise son seçimde sadece 259 bin kişi oy vermişti.
Yani;
Yüzde 0.54'lük bir oy potansiyeli.
Başka bir anlamda yüzde 1'e ulaşması bile oldukça güç.
Bu durumu;
Kesinlikle küçümsemeden, şunun için söylüyoruz.
Bugün itibariyle referanduma 37 gün kaldı.
Haftalar öncesinden de siyasi partilerin kararları belli oldu.
Örneğin;
AK Parti ve MHP "evet" blokunda.
CHP, SP, Vatan, DSP, DP, HDP "hayır" blokunda.
Fakat;
Ne ilginçtir ki, oy oranı "yüzde yarım" olan BBP, şunun şurasında seçime 37 gün kalmış olmasına karşın hâlâ "düşünüyormuş"
Geçenlerde;
Partinin üst yöneticisi Hakkı Öznur "Dayatılan bu rejim değişikliğini kabul etmiyoruz" deyip "hayır" oyu vereceklerini açıklamıştı.
Ancak;
BBP'nin Genel Başkanı Mustafa Destici ise "Kamuoyunu çok beklettik, yakında kararımızı açıklarız, Çünkü bizden başka kararını açıklamayan hiçbir parti kalmadı" dedi.
Yani;
Birbirlerini yalanlar oldu BBP Genel Merkezi.
Şimdi;
Böyle bir durumda, referandumu asla ve asla etkilemeyecek bir parti olan BBP'nin bu durumunu nasıl yorumlamak gerekiyor.
Akıllara;
"Evet" bloku ile geleceğe dair bir pazarlık iddiası gelmiyor mu?
Yoksa;
Kararsız seçmen bile neredeyse kararını vermek üzereyken acaba BBP Genel Merkezi neyi hâlâ düşünüyor olsun?
Bu tablo;
Her şeyden önce, BBP'ye her şeye rağmen ısrarla oy veren ülke genelindeki 259 bin seçmenle alay etmek anlamına gelmiyor mu?