AK Parti, Bursa teşkilatında merakla beklenen il başkanlığı atama süreci önceki gün sonuçlandı.
Genel merkezin isteği üzerine 3,5 yıldan beri il başkanlığı koltuğunda oturan ve önemli iki seçimde görev yapan Ayhan Salman'ın ayrılması üzerine süreç başlamıştı.
Ardından temayül yoklaması, genel merkezin yaptığı mülakatlar sonucu belirlenen Davut Gürkan, Nazım Maral, Ali Yılmaz, Gökay Bilir, Hasan Çepni ve Mustafa Yavuz isimleri ön plana çıktı. İl başkanı adayları, geçen Pazar günü İl Başkanı Ayhan Salman ile birlikte İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 10 saatlik sabır testinin ardından görüştü.
Bu görüşmeden karar çıkmaması, 'acaba başka bir isim mi tercih edilecek' yorumlarına neden olurken, Salman'a genel merkezden gelen telefonla düğüm çözüldü.
Halef ve selef birlikte Ankara'ya gitti ve Gürkan, görev yazısını Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir'den ilk talimatları da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan aldı.
Gürkan ve Salman, daha sonra TBMM'ye geçerek Bursa milletvekilleriyle birlik mesajı veren fotoğrafı çektirdi.
Gürkan, dün de il başkanlığını ziyaret ederek, Salman ile birlikte yönetim kurulu üyeleriyle ve ilçe başkanlarıyla tanışma toplantısını gerçekleştirdi. Resmi devir-teslim töreninin ise önümüzdeki günlerde Bursa'ya gelecek milletvekillerinin de katılacağı toplantıyla yapılacağı öğrenildi.
Gürkan, hem AK Parti Bursa İl Başkanlığı hem de kendi sosyal medya hesabından ilk mesajını verdi.
Daha önce il başkan yardımcılığı görevi yapan Gürkan, siyasetin yabancısı değil. İlk açıklamasındaki mesajlarında da bu ayrıntıları görmek mümkün.
Altı çizilmesi gereken birinci mesaj; Ben değil, biz anlayışının misyon olarak devam edeceği.
İkincisi ise eski ve yeni kucaklayacak bir başkan beklentisine uygun:
'Şimdiye kadar görev yapan tüm başkanlarımızın, milletvekillerimizin, her kademeden teşkilat mensuplarımızın, AK Partimize gönül veren tüm üyelerimizin ve en önemlisi de tüm Bursalı hemşerilerimizin desteği işimizi kolaylaştıracaktır.'
Üçüncü mesaj ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilgi ve güvenine teşekkür ve buna layık olmak için çalışma sözü...
Veda mesajında 'helallik isteyen Salman ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ederken, şunları söyledi:
'Bundan sonraki süreçte AK Parti'mizdeki en önemli vazifelerin başında gelen 'nefer' olarak davamıza hizmet etmeye; inandığım yolda, 'İnandığım Lider'in ardında daima yürümeye devam edeceğim'
AK Parti'de ilçelerdeki kongre süreçleri tamamlandığı için Gürkan, Salman yönetiminin etkisiyle oluşan ilçe başkanlarıyla çalışacak.
Şimdi merak edilen konu, Gürkan'ın yönetiminde hangi isimleri tercih edeceği. İkinci de Kızılay Başkanlığı görevine devam edip etmeyeceği...
Kısa vadede bir genel ve yerel seçim olmadığı için Gürkan'ın birinci önceliğini teşkilat içindeki uyumun sağlanması konusunda olacak.
ORHANGAZİ, TÜRKİYE'Yİ ZEYTİN BAHÇESİNE ÇEVİRİYOR
Hiçbir ağaç, zeytin kadar kutsal olmamıştır.
İlahi dinlerden eski Yunan mitolojisine kadar nereye baksanız zeytin ağacı, hayat kaynağı ve sonsuzluğun sembolü olarak görülür.
Mitolojide, Athena'nın zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon'a vererek düşmanlığın sona ermesi üzerine ayrıca barış sembolü olma özelliğini de kazanır.
Nazım Hikmet'in 'Yaşama Dair' şiirdeki şu dizelerde ise yaşama arzusunu sembolize eder:
'Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.'
Bursalılar olarak zeytinin anavatanında yaşadığımız için şanslı sayılırız. Son yıllarda betona çevirmek için elimizden gelen her şeyi yapsak da zeytin yine bize bolluk ve bereketini vermeye devam ediyor.
Üstelik bu bereket Bursa'dan daha doğrusu Orhangazi'den tüm Anadolu coğrafyasına yayılıyor.
Önce Ege, ardından başta Adana olmak üzere güney illeri, hatta Şanlıurfa, Mardin'e kadar zeytin fidanı Orhangazi'den gidiyor.
Yılda tam 10 milyon fidan. Türkiye'nin zeytin fidanı üretiminin yüzde 60'tan fazlası Orhangazi'de yapılıyor.
Bu bilgilerini Orhangazili gazeteci Hasan Bozbey'in tanıştırdığı Gazi fidancılığın sahibi Ümit Baykan'dan öğrendim.
Baykan, yılda yaklaşık 500 bin fidan üreterek, ülkenin dört bir yanına gönderiyor.
Zeytin fidanı üretimi ise özen ve emek isteyen bir iş. Şubat-Mart aylarında zeytin ağacının dibinden yeşeren çubuklar, seralarda köklendirildikten sonra tüp denilen torbalara alınıyor. Sonra yine serada geliştiriliyor.
Aşıya ihtiyaç duymayan zeytin fidanları, ekildiği yerde 3 yıl içinde ürün vermeye başlıyor. Toptan fiyatı da oldukça ekonomik, bir fidan sadece 5 lira.
Her alanda olduğu gibi zeytin fidanlığında da maalesef merdiven altı üretim başlamış. Bahar aylarında bölgeye gelenler ağacın yaşına, hastalıklı olup olmadığına bakmadan çelik toplayıp başka yerlerde üretim yapılıyor.
Korsan üreticilerden şikayetçi olan ve önüne geçilmesi için tedbir alınmasını isteyen Baykan, 'Bu tür üreticiler yüzünden bazı zeytin hastalıkları tüm Türkiye'ye yayılıyor' dedi.
Güzel bir Gemlik duasıyla yazımı tamamlayayım:
'Allah ömrünü zeytin ağacı gibi uzun, bedenini zeytinyağı gibi sağlıklı ve yuvanı da zeytin taneleri gibi bereketli yapsın'