Hava Durumu

Derneklerin yönetim kurullarına seçilenler ile çalışanların sigortalılık durumları neye göre belirlenmektedir?

Yazının Giriş Tarihi: 13.05.2019 08:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.05.2019 08:08

Borçlar Kanunu'nda özel borç ilişkisini düzenleyen 3 tür akit/sözleşme bulunmaktadır. Bunlar hizmet akdi, vekalet akdi ve eser sözleşmesidir. Bu sözleşmelerden sadece hizmet akdi olanlar için sosyal güvenlik alanında zorunluluklar bulunmaktadır. Hizmet akdinin unsurlarının gerçekleşmesiyle işçi-işveren ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle yapılan sözleşmelerin içeriği ve unsurları büyük önem taşımaktadır. Bu haftaki yazımda derneklerin yönetim organlarına seçilenler ile dernek çalışanlarının sigortalı olup olamayacağını detaylı olarak açılamaya çalışacağım. Sosyal Güvenlik Kurumu 24.04.2019 tarihinde yayınladığı 2019/9 sayılı genelgesi ile 2013/11 sayılı genelgede değişiklikler yapmıştır. Bu genelge mevzuatta bulunan birbiriyle çelişme hallerini ve yeni oluşan durumlara göre oluşan belirsizlikleri gidermek için ve yetersiz kalan noktaların yeniden ele alınarak daha açık anlaşılması amacı ile çıkarılmıştır. Bu nedenle genelgede örneklere sıklıkla başvurulmuş, farklı durumlar açıklamış ve konuların net olarak anlaşılmasını sağlamıştır.

Asıl konumuz olan derneklere gelecek olursak: Türk Medeni Kanunu'nda dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip topluluklar olarak tanımlanmıştır.

Dernekler Kanunu'na göre dernek hizmetleri gönüllüler veya yönetim kurulu kararı ile göreve başlatılan ücretliler aracılığıyla yürütülmektedir. Dernek yönetim ve denetim kurullarının kamu görevlisi olmayan başkan ve üyelerine ücret verilebilmekte ve verilecek ücret ile her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar genel kurul tarafından tespit olunmaktadır. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri dışındaki üyelere ücret, huzur hakkı veya başka bir ad altında herhangi bir karşılık ödenmemektedir. Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, eğitim ve öğretim faaliyetleri için yurt, pansiyon, üyeleri için lokal açabilmekte ve bu tesisleri işletebilmektedirler.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nda derneklerin kurduğu iktisadi işletmeler derneğe ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketi ve kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek iktisadi işletmeleri olarak tanımlanmıştır.

Buna göre; dernek başkanları ile derneğin yönetim ve denetim kurullarına seçilenler, bu göreve seçimle geldiklerinden, aralarındaki hukuki ilişki vekalet akdine dayandığı için sigortalı sayılmayacaklardır. Bu görevlerinden dolayı huzur hakkı veya sair bir ad altında ücret almaları akdin niteliğini değiştirmeyecektir. Ancak, dernek başkanları ile derneğin yönetim, denetim kurullarına seçilenler ve dernek üyeleri; bu görevleri haricinde, hizmet akdine tabi olarak, üçüncü şahısların yapabilecekleri işleri yapmaları karşılığında ücret ödenmesi şartıyla 5510 sayılı Kanunu'n 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacaktır. Genelgenin yayınlandığı 24.04.2019 tarihinden önceki yapılan işlemlerde ise geçerli olan 2016/20 sayılı genelgeye göre işlem yapılacaktır. Değişiklik yapılmadan önce dernek üyesi ücret alsa dahi dernekte hizmet akdine tabi çalışmasına rağmen sigortalı olamıyordu. Bu düzenleme suiistimallere neden olmuş ve kayıt dışı istihdama yol açmıştır. Özellikle dernekler iktisadi işletmelerde çalıştırdıkları işçileri önce derneğe üye yaparak sigorta yapmadan çalıştırmaya başlamışlardı. Bu nedenle değişiklik yapılarak sorun büyük ölçüde giderilmiştir. Peki dernek üyeleri hangi şartlarda sigortalı olacaktır. Bunu birkaç örnek durumla açıklamaya çalışırsak konunun daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.
Örnek 1- X Derneğinin Denetleme Kurulu üyesi olan (A), (B) ve (C) kişileri, derneğin hesaplarını kontrol etmek amacıyla çalışmaları üzerine bu kişilere dernek yönetimi tarafından huzur hakkı adı altında kişi başı günlük 250 TL ödeme yapılmaktadır. Bu kişiler huzur hakkını kanundan doğan görevlerini yerine getirdikleri için aldıklarından burada bir hizmet akdi oluşmamakta olup bunlar 5510 sayılı Kanunu'n 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmayacaklardır.

Örnek 2- Avcılar Derneği'nde faaliyet gösteren dernek lokalinde çaycı olarak çalışan Ahmet isimli kişi, aynı zamanda o derneğin üyesidir. Bu kişi dernek yönetiminin kararı doğrultusunda, dernek lokalinin çay işleri ile ilgilenmekte ve karşılığında da ücret almaktadır. Söz konusu işin hizmet akdine tabi üçüncü şahısların yapabileceği bir iş olması ve bu iş karşılığında ücret alması nedeniyle Ahmet isimli kişi 5510 sayılı Kanunu'n 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacaktır.

OKUYUCU SORULARI

SORU: Özel bir hastanede bir yakınım kanser tedavisi olmaktadır. Yakında tedavisini başka bir hastanede devam ettirmek için ayrılacağız. Hastane bize yedi bin TL fark ücreti çıkarıyor. Bu rakamı ödemek zorunda mıyız? (Kemal ULUYOL)

CEVAP: Sosyal Güvenlik mevzuatına göre kanser hastalarından herhangi bir şekilde fark ücreti alınmaması gerekmektedir. Hastane yetkilisini uyarmanıza rağmen bu ücreti tahsil etmek isterlerse hastane tarafından düzenlenecek olan faturayı mutlaka talep edip SGK'ya başvuru yapmanız gerekmektedir. Faturanın hastane adına düzenlenip düzenlenmediğini ve içeriğini mutlaka kontrol ediniz. Son zamanlarda paravan şirketler üzerinden fatura kesildiği görülmektedir.

SORU: 30.04.2019 tarihinde emeklilik için SGK' ya müracaat ettim. Aylığımın bağlanıp bağlanmadığını henüz öğrenemedim. Bayram ikramiyesinden yararlanma hakkım var mıdır?
(Latif BAŞYOL)

CEVAP: Başvurularını 01.05.2019 tarihinden önce yapmış olanlarda emeklilik hakkını elde etmişlerse bayram ikramiyelerini alabileceklerdir. Aylık bağlama işleminiz SGK tarafından yetiştirilememiş olsa dahi daha sonra biriken aylıklarınız ile birlikte bayram ikramiyenizi de alabilirsiniz. Hak kaybınız olmaz.

SORU: 2017 de geçirmiş olduğum iş kazası nedeniyle %38 oranında sürekli iş göremezlik durumum nedeniyle tarafıma gelir ödenmektedir. Yeniden bir işyerinde çalışmaya başlarsam bu ödenen gelir kesilir mi? Çalışmam sonucu emeklilik hakkı elde edersem her ikisini birlikte alabilir miyim? (Ali AK)

CEVAP: Kendisine SGK tarafından sürekli iş göremezlik geliri ödenenler yeniden çalışabilirler herhangi bir şekilde bu gelir kesilmez. Tüm sigorta kollarına tabi olarak bildirimleriniz yapılır. Çalışmalarınız sonucunda yaşlılık aylığı hak etmeniz durumunda her iki aylıkda bağlanır. Yüksek olanın tamamı, düşük olanın yarısı tarafınıza ödenir.

EMEKLİLİK HESAPLAMA

SORU: 15.11.1990 tarihinde Bağ-kur başlangıcım var. 1974 doğumluyum. Toplamda ödemesini yaptığım 6900 Bağ-kur günüm bulunmaktadır. Halen esnaf faaliyetime devam ediyorum. Ne zaman emekli olabilirim? (Ayla KOÇ)

CEVAP: 20 Yıl, 7200 Gün, 47 yaş şartlarını tamamladığınızda emekli olabilirsiniz. Bu şartlara göre 300 gün daha prim ödemeniz gerekmektedir. Eksiğinizi tamamlayıp yaşınızı doldurduğunuz 2021 yılı doğum tarihinizde emeklilik başvurusu yapabilirsiniz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.