İkisi de fotokopi çıktısı gibi. Bu kadar olaylar oldu, Müftüoğlu da Demirören de kendi havalarında.
Yani "Önümüzdeki maçlara bakıcaz"
Kim ölmüş, kim kalmış umurlarında bile değil. TFF Başkanı Yıldırım Demirören, "Her sezon hep aynı şeyler, hep aynı tartışmalar" diye inciler atıyor.
Yani ona göre takımların ezilmesi, hakemlerin kırmızı kart görmesi, artık normal ve sıradan bir olay.
Üzerinde durmaya, ceza vermeye, istifa etmeye hiç gerek yok.
Hatta, alın size bir de kıyak. Kurulları artık futbol ailesinin üyeleri seçecek. TFF'nin de hiçbir etkisi olmayacak.
Şimdi unutun Trabzon'u, Bursa'yı yakan olayları, hakemin gördüğü kırmızı kartı, biraz da bu seçim gazı ile oyalanın.
Değiştirin gündemi.
Peki Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın TFF'deki etkileri ne olacak? Türk futbolu bu baskılardan nasıl kurtulacak?
Asıl konu, asıl dert bu.
Yok oraya hiç girmeyelim.
Sadece Müftüoğlu ve Demirören'den masallar dinleyelim.
ONUN İŞİ DE BAYAĞI ZOR
Herkesin bir derdi var.
Demirören ve Müftüoğlu koltuklarını inatla kucaklarında taşıyor.
Galatasaray ceza almamak için neredeyse takla atacak.
Beşiktaş Vodafone Arena'ya kavuşmak için günü 25 saate çıkarmaya çalışıyor. vs.
Eskişehirsporlu Meye'nin derdi de, "Kabilem kaybolmasın"
Es Es, kan ter içinde kümede kalmanın hesaplarını yaparken, Gabonlu futbolcusu ise bakın neler diyor:
"Ülkemde üyesi olduğum kabilenin gün geçtikçe nüfusu azalıyor. Belki gelecekte kaybolacak bir kabilem var"
Ne diyelim, Allah ona da kolaylık versin.