Yıllar önce Süleyman Demirel, "Dünyada tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz" demişti. Bu o günün koşullarında ne oranda doğruydu, onu tam bilemiyorum. Ama bugün kuru fasulyemiz Arjantin'den geliyor, buğdaydan tutun da birçok tarım ürününü ithal ediyoruz.
Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin verilerine göre 2 milyar dolarlık bu pazarda talebin yüzde 45'i ithal ürünlerden sağlanmakta. Ayçiçek, mısır, kanola, soya gibi ürünler bu kapsamda.
Bu bitkisel yağ sanayinde entegre tesisler süratle el değiştirmeye başladı. Tesisler yabancı sermayeye geçiyor.
Tanınmış markalarımızdan Yudum Suudiler'e geçti. Komili, Kırlangıç ve Salad ise Amerikan Bunge'nin oldu.
Sektörde Türk sermayeli ulusal baza yayılmış 3 firma kaldı. Trakya'da Olin, Konya'da Helvacızade Ailesi'nin Zade'si ve Bursa'da da Uyar Ailesi'nin Emek Yağ'ı.
Çoçukluğumuz Yerli Malı Haftaları ile geçmişti. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konunun önemini her platformda dile getiriyor.
Ulusal sermayemizin, global sermaye içindeki oranı ve gücü artırılmalıdır. Bu da Bursa özelinden gıdadan örnek verirsek sütümüzü, yoğurdumuzu, peynirimizi Sütaş'tan, yağımızı Emek'ten, gazozumuzu Uludağ'dan almakla geçiyor. Ve bunlara benzer yerli sermayemizden almakla geçmekte.
Kuşkusuz buna ülkemizde işçimiz, mühendisimizin ürettiği Türk ve yabancı ortaklı şirketlerin ürünlerini de dahil etmeliyiz.
Uğurluel, H Tipi'ndeydi
Talha Uğurluel, Koza Lions'un davetiyle Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi'nde görevlilere ve tutuklulara seminer verdi.
Uğurluel, Arzın Kapısı Kudüs ile ilk defa kullanılan fotoğraflar ve şehir haritasıyla dinleyenlere tam bir görsel şölen sundu.