Bugün BTSO Akademi kapsamında, "Yalın Üretim Teknikleri" eğitimi saat 14.00'te online olarak gerçekleştiriliyor. Yalın eğitimi deyince aklıma benim 2002 yılında başlayan yalın öyküm geldi.
Tofaş kurucu müdürlerinden ve Tofaş Spor Kulübü kurucusu Yalçın İpbüken ile tanışıklığım 1975 yılına kadar gider. Genç bir spor muhabiri olarak yeni kurulan Tofaş Spor Kulübü'nü takip eden bir muhabirdim. O dönem tanıştığım Yalçın İpbüken ve Tofaş, benim kariyerimde, meslek seçimlerimde hep rol oynadı.
Yalçın İpbüken, 1982'de Tofaş'tan ayrıldıktan sonra Koç Grubu'nun çeşitli şirketlerinde görev yaptı ve sonra Koç Grubu'nu 2000'li yıllara hazırlayacak, Koç 2000 Projesi'nin yürütücüsü oldu. İDEA şirketinin kurucu genel müdürlüğünü yaptı ve sonrasında Koç Grubu'ndan yaşı nedeniyle ayrıldı.
YALIN'IN ÖYKÜSÜ
Toyota, 1980'li yıllarda Amerika'da en çok satan otomobil olunca, diğer büyük otomobil üreticileri MIT'ye(Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) gider ve orada Daniel Jones ve Jim Womack'tan bu konunun nedeninin araştırılmasını ister. Bir yıl süren bu çalışma sonunda "Dünyayı değiştiren makine" kitabı ve bir rapor doğar. Raporda diğer beş büyük otomotiv üreticisinin aynı modelle çalıştığı ama Toyota üretim modelinin farklı olduğu ortaya çıkar ve bunun analizi yapılır. Ardından da Lean Enterprise Institute(Yalın Enstitü) kurulur.
Amerika'daki Yalın Enstitü kurucuları Yalçın İpbüken, Koç Holding'den emekli olduktan sonra ona Yalın Enstitü'nün Türkiye ayağını kurmasını önerirler ve 2002 yılında Türkiye'deki Yalın Enstitü, İpbüken tarafından kurulur. Kurucu üyelerden sonra ilk üyelerinden biri de ben olurum.
YALIN NEYDİ?
Yalın üretim ve yönetim modeli, müşterinin istediği ürün veya hizmete doğrudan katma değer sağlamayan; fiziksel mekan, işin yapılış süresi, işi yapan insan sayısı, işin maliyeti ve diğer süreçlerdeki herşeyin israf kabul edilip, modelin dışına çıkarılmasını sağlıyordu. Aynı zamanda kaliteli ve hatasız üretimi hedefliyor. Ülkemizde ise bu alanda tahmin edilemeyecek büyüklükte bir israf bulunmakta.
TÜRKİYE'DE YALIN
Türkiye'de yalın ile ilgili ilk etkinlik 1996 yılında Otomobil Üreticileri Derneği'nin organizasyonuyla İstanbul'da gerçekleşti. Ülkemizde bu alandaki ilk uygulamalar da, o yıllarda Fransa'daki Renault'nun başında olan Louis Schweitzer'in döneminde başladı. Bu nedenle Oyak Renault fabrikasındaki bu çalışmalar ülkemizdeki ilk çalışmalardı. 1992-2005 yılları arasında Renault'nun başkanlığını yapan Louis Schweitzer'in babası ünlü Dr.Albert Schweitzer'in yeğeniydi.
BURSA VE YALIN
Yalçın İpbüken, Yalın Enstitü'yü kurduktan sonra Bursa'ya geldi. Bu konunun önemini uzun uzun anlattı. Ben de dönemin BTSO Başkanı Celal Sönmez ile bunları paylaştım. Celal Sönmez bu konuyu BTSO'ya taşıdı ve Yalın Enstitü'nün ülkemizdeki ilk etkinliği 2002 yılında BTSO'da Dünya Yalın Enstitüler Birliği Başkanı Prof.Ferro'nun konuşmacı olduğu 350 kişinin katılımı ile gerçekleşti.
2003 yılında ise ilk Yalın Zirve yine BTSO'da 850 kişinin katılımı ile gerçekleşti. Bu etkinliğe de Yalın Enstitü'nün kurucusu Prof.Dr.Daniel Jones katılmıştı.Süreç içinde Bursa'daki birçok büyük kuruluşun Yalın ile buluşmasına vesile olmuştum. Burada karşılaştığım bir sorun vardı. İnsanlar ne söylendiğine bakmıyorlardı, kimin söylediğine bakıyordu. Üzücü de olsa bir gerçekti.
SON SÖZ
Yalın üretim ve yönetim anlayışı ülkemizdeki her alandaki israfın minimalize edilmesi, verimliliğin yükseltilmesi, kaliteli ve hatasız üretim ile maliyetlerin düşürülmesi noktasında çok önemli ve değerli bir modeldir.
Benim yalın sevdam devam ediyor. Size de öneririm. Özellikle şişenin en dar yeri olan patronlara öneririm. Bu Edward Deming'in sözü. "Şişenin en dar yeri, ağzıdır." Yani patron içselleştirmediği sürece bir gelişme olmaz.
Yalın Enstitü, ülkemizde yalının tanınması ve gelişimi noktasında büyük hizmetler verdi. Bugün ülkemizde ilk 500 sanayi kuruluşunun nerede ise dörtte biri bu sistemi uyguluyor.