Uludağ İçecek, yerli ve milli konusu üzerine

Çocukluğumuz "Yerli malı Türk'ün malı. Her Türk bunu kullanmalı" sloganı ve Yerli Malı Haftası ile geçti.
Bu ülkede Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren uçaktan, otomobile kadar birçok konunun ilkleri hayata geçirildi. Ama ne yazık ki, bazı Atatürk sonrası politikaları bunları yaşatmadı. Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti 1929'da kuruldu. Her yıl, 12-18 Aralık tarihleri arasında, Tasarruf ve Yerli Mallar Haftası düzenlenmeye başlandı.
1926'da kurulan Uşak Şeker Fabrikası ve ardından gelen diğer şeker fabrikaları ile 1933'ten itibaren ülkenin şeker ihtiyacı tamamen karşılanır hale gelmişti.
Bu aralar ülkemizde "Yerli ve Milli" kavramı yoğun biçimde dile getirilmekte. Bu söylemler dile getirilirken, şimdi Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konuşulmaya başladı. Bilindiği gibi meşrubat sanayiinde birçok kuruluş nişaşta bazlı şeker kullanmakta. Bu ürünlerle ilgili de çok sayıda bilgi gerek medya, gerekse sosyal medyadan paylaşılmakta.

90 yıllık Bursa şirketi

Cumhuriyetin kuruluş yıllarının hemen ardından, Bursa'da 1930 yılında Erbak-Uludağ İçecek AŞ, Mehmet Hakkı (Erbak) Bey tarafından kurulur. Uludağ Gazozu'nun formülü ise Mehmet Hakkı Bey'in oğlu Nuri Zafer Erbak tarafından bulunur. Şirket şu anda, Nuri Erbak'ın çocukları ve torunları 3. ve 4. kuşak tarafından yönetilmektedir.
Uludağ İçecek içinde yabancı sermaye olmayan, ulusal ve uluslararası pazarda yer bulan nerede ise 90 yıllık bir Bursa şirketi ve Bursa markasıdır.
Firma bu aralar bir ilan verdi. O ilanda şöyle denilmekte:
"Türkiye'ye sözümüz söz!
Hiçbir Uludağ İçecek ürününde Nişaşta Bazlı Şeker (NBŞ) yoktur ve olmayacaktır.
Bugüne kadar yaptığımız gibi tüm üretimimizi memleketimizin pancar şekeriyle yapmaya devam edeceğiz. Afiyetle."

Yabancı sermayesiz

Ülkemiz sermaye gücünün global sermaye içindeki yeri sınırlıdır. Uluslararası devlerin global pazarda ana aktör olduğu böyle bir ortamda, Bursa'dan bir markanın çıkıp, içinde yabancı sermaye olmadan, ulusal ve uluslararası pazarda pay bulması büyük önem taşımaktadır.
Hele hele bu firmanın ortaya çıkıp da "Bugüne kadar yaptığımız gibi tüm üretimimizi memleketimizin pancar şekeriyle yapmaya devam edeceğiz." demesi ve de pancar üreticimizi teşvik etmesi çok değerlidir.
Mehmet Hakkı Erbak'ı tanımadım. Nuri Erbak'ı tanıma ve sofrasında bulunma, onun klasiği kurufasulyesini yeme onuru yaşadım. Aynı şekilde çocukları Nuran Kızıl, Mehmet Erbak ile torunlarını da tanıdım.
Nuri Amca emanetin emin ellerde gözün arkada kalmasın, diyorum.
Evet, Uludağ İçecek korunması ve desteklenmesi gereken bir kuruluşumuz, hem de "Yerli ve Milli". Yolları açık olsun.