Merkezin, ortanın önemi

İyi eğitim görmüş bir grup dostla dün ülkemiz ve geleceği üzerine uzun uzun söyleştik. Ortak çıkan ortak görüş şuydu:
“Merkezde yani ortada olmak önemlidir.”
Yaptığınız iş ne olursa olsun; o alanın merkezinde olmak, ortasında olmak güven yaratıyor. Ekstremde olmak, uçlarda olmak, marjinal olmak belki bir dönem size çoğunluğun çok ötesinde avantajlar getirebiliyor. Ama her zaman birçok risk söz konusu.
“Ne çok zengin, ne çok yoksul olmak ; ne çok zeki, ne çok aptal olmak ; ne çok başarılı, ne çok başarısız olmak; ne çok inanmak, ne inançsız olmak; ne çok riskli, ne tamamen risksiz olmak.”
Bu uçlar her zaman risk yaratıyor. 
Bu risklerin dışında bu uçların hepsi kendi içinde bir konservatif yani muhafazakar yapı yaratıyor. Her biri kendi doğru ve yanlışlarını yaratıyor. Bu paradigmalar objektif bakışı yaralıyor ve sınırlıyor.
İşte bu noktada merkezde, ortada olmanın önemi ortaya çıkıyor. Merkezin ister sağında, ister solunda olun merkezkaç kuvvet iki tarafı bir arada tutabiliyor.

Objektivite ve analitik düşünce

Merkezde olmak kavramı yanlış anlaşılmamalı. Burada asla bir nötrlük söz konusu değildir. Özünde burada her tarafa eşit uzaklıkta olursunuz. Bu da sizin objektif bakışınızı güçlendirir.
Güçlenen objektif bakışı beraberinde sizin daha analitik düşünmenize yol açar. Bu işe sorunlara karşı birden fazla çözüm olduğunu fark etmenizi sağlar. 

Bu fırsat kaçırılmamalı

Üst yazıdaki bakış açısından hareketle siyasetin bir biçimde özellikle merkezde buluşmasının önemli olduğu görüşüne varılabilir.
Bu noktada kuşkusuz kendi içinde bazı paradigmaların yıkılması ve toplumdaki yaygın bazı algıların değiştirilmesi gerekiyor.
Gerek AK Parti, gerekse CHP bu adımları hızlı biçimde atmalı. Şu andaki ülkenin içinde bulunduğu atmosfer buna en uygun atmosfer.
Bana göre tarihi fırsat sayılabilecek bu fırsat kaçırılmamalı.