Değişmeyen toplum yoktur. Bazen ihtiyaçtan, şartlardan bazen ise dış etmenlerle hayatın en önemli gerçeğidir değişim.
Siyaset adına bütün toplumu hayretler içerisinde bırakacak değişim rüzgarları yaşıyoruz. Dün birlikte olduklarını bugün yerden yere vuran, dün yerden yere vurdukları ile bugün omuz omuza olan bir siyaset anlayışıyla karşı karşıyayız.
Sorarsanız kabul görüp görmemesine bakmaksızın herkesin bu değişimi izah edebildikleri kendince makul gerekçeleri var.
Son yerel seçimler, özelde İstanbul seçimleri tam anlamıyla son çeyrek yüzyılda Türk toplumundaki siyasi değişim sürecinin zirve yaptığı seçimler olmuştur.
"Kelebek etkisi" diye de bilinen çıkış noktasında önemsenmeyen, küçük görülen bir siyasi hamlenin nasıl bir değişime ve dönüşüme sebep olduğu gün gibi ortaya çıkmıştır.
Klasik parti tarafgirliğinin, tanımlanmış blokların kalıplarının nasıl kırıldığını bu seçimde millet olarak görmüş olduk.
Seçmenin ve kendini ait hissettiği blokun aslında çantada keklik olmadığını, hamasetin artık Türk seçmeninde çok da geçer akçe olmadığını yine bu seçim bize açık bir şekilde göstermiştir.
Türk siyasetinde "Kelebek etkisi" oluşturan gücün adı; Meral Akşener olmuştur.
Parti içi demokrasi mücadelesi ile başlayan süreç Türk siyasetine yeni bir soluk ve yeni bir yol açmıştır.
Türk toplumunun girmiş olduğu bu siyasi süreçten geri dönmesi mümkün değildir.
Şeffaf, hesap verebilen, demokratik, toplumun hiçbir ferdinin ötekileştirilmediği bir siyaset anlayışı milletimizinde tek çıkış yolu olacaktır.