Çatıya saklanmayan radyolar!

'Lale devri çocukları' şarkısını işvesiyle, cilvesiyle ve sesindeki o çarpıcı ahenkle en güzel Sibel Can yorumlar.
Ve gerçekten güzel söyler 'Çok geç kalmışız canım, vakit bu vakit değil/ Eski radyolar gibi, çatıya saklanmış aşk/ Öyle sanmışız canım, artık ölümsüz değil/ Leyla ve Mecnun gibi, çoktan masal olmuş aşk' dizelerini.
***
Evet, minik serçe Sezen Aksu'nun bu anlamlı şarkısında TV yayınlarından önce yaşamımızın bir parçası olan radyolar şimdilerde pek çok evde bir kenarda veya çatılara kaldırılmış durumda..
Radyo başında dinlenen ve çoğu kez cızırtılı bir sesle evlerimize, işyerlerine ulaşan programlar unutulmuyor.

Örneğin; Halit Kıvanç'ın canlı maç yayınları, akşam saatlerinde üstatların icra ettikleri fasıl programları, Arkası Yarınlar, radyo tiyatroları, Yıldız-Müşfik Kenter, Şükran Güngör'lü ve Arap Bacılı haftalık Uğurlugil Ailesi, Fehmi Ege Orkestrası'nın kadife sesli yorumcusu Şecaattin Tanyeri'nin nostaljik tangoları, Orhan Boran'ın büyük bir merakla beklenen Yuki'li reklamları, yılbaşı geceleri için hazırlanan özel programlarda ünlü ses sanatçılarının adeta resmi geçit yaptığı saatler ve daha neler neler.. Evet bunlar nasıl unutulur?.
Ama bu özlemi anımsatan, yıllar önce çeşitli markalarla üretilen ilginç görüntülü büyük bir radyo sergisi şimdilerde gözler önünde.. Geçtiğimiz senelerde ziyaretçilerce büyük ilgi gören Ahmet Ali Şağın'a ait 'Nostaljik Radyolar' sergisi bu yıl yeniden Kent Meydanı AVM'de.
Bundan 30 yıl önce televizyon tamirciliğine başlayan Ahmet Ali Şağın'ın eski radyolara ve pikaplara olan merakı ve tutkusu bir sergiye dönüştü.
Kent Meydanı AVM -2 Çarşı Katı'nda açılan nostaljik sergideki her parçayı Ahmet Ali Şağın kendisi elektronik ve mekanik aksamını tamir ederek faal hale getirmiş.. Hepsi çalışır durumda.
Yediden yetmişe Bursalılar'ın büyük ilgi gösterdiği bu nostaljik sergiyi 16 Temmuz Pazar günü akşamına kadar gezebilir, radyo başında yaşadığınız eski anılarınızı tekrar anımsayabilirsiniz..
Bu sergiyi gidip görün. En eski radyo 1933 modeli bir Amerikan ürünü.
Kim bilir; belki evinizde yıllar yılı kullandığınız emektar radyoların bir eşi bu sergide size 'merhaba' diyebilir.

*Anne adaylarına 'ceylan dutu'

Türkiye'de üretiminin % 90'I Bursa'dan sağlanan ahududu için Büyükşehir Bld. Kestel Alaçam'da kilosu 5 tl'den destekleme alımlarına başlamış.

Ahududu frambuaz olarak da biliniyor. Gülgiller familyasından, kırmızı renkli, tatlı bir meyve türü.
İsim; ahu ve dut kelimelerinden bir araya gelmiş. Ahu 'ceylan' demek. Yani bu güzel meyve harfi harfine 'ceylan dutu' anlamında.
Yeri gelmişken anne adaylarına müjdeyi verelim.

Uzmanlar 'ceylan dutu, doğum sancılarının azalmasına, doğumun rahat geçmesini etkiler' diyor. İnsan sağlığı için de güçlendirici ve zinde olmaya yardımcı.
Tanımlayıcı bilgilere göre, yüksek ateşin düşürülmesi ve enfeksiyonların ter yoluyla vücuttan atılmasında etkiliymiş. Grip, nezle gibi hastalıklarla terlemede önemi büyük. Bu nedenle bu süreçte ahududu bolca tüketilmeli. Bademcik iltihapları ve boğazda görülen ağrılara da 'ceylan dutu ile 'hadi sana güle güle!..'

*Pazar neşesi

FALCI:Akşam eve gelen Temel karısı Fadime'yi iki gözü iki çeşme ağlarken bulur.
'Ula n'oldu, neye ağlaysun?..'
'Falcıya gittim' der karısı.. 'Elli lira verdim fal baktırdım. O da bana kocan seni artık hiç sevmiyor' dedi.
'Ne gerek vardı' der Temel, 'Pana sorsaydun bedavaya söylerdim buni!..'

(Teşekkürler Ecz.Oryal KAHRAMAN)

*Güzel sözler

"Teyze nasıl anne yarısı ise, amcalar da baba yarısıdır. Amcalara gösterilecek saygı ve sevgi, hayatta olmayan babanızın ruhunu şad eder."
"Vefanın olmadığı yerde vedalar hiç önem taşımaz.."
"Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur?." Hz.Mevlana

*Yeni bir kitap

AKIL TUTULMASI: "Sanrı ve Paranoya romanlarıyla listelerde uzun süre kalarak, büyük beğeni toplayan Tuğba Sarıünal, son romanı "Akıl Tutulması"yla bir kez daha okurlarıyla buluşuyor. Merak unsurunun ön planda tutulduğu romanda, birden fazla duyguyu bir arada ama farklı bir bakış açısıyla anlatmayı başaran yazar, bu kez okuru adeta bir bulmacanın içine davet ediyor.
Akıcı bir kalemden adalet kavramına ve içinde yaşadığımız illüzyona farklı bir gözle bakmak isteyenlere dokunan roman tüm kitapçılarda. (Olimpos Yayınları)

(Derleyen Sn.Erol GÜRÇAY'a teşekkürler)

Değerli okurlarım,
Sorun, dilek ve teşekkür mesajlarınızı ilgililere ulaştırmak için bu köşeye gönderdiğiniz e'mail, fotoğraf, faks ve telefon iletilerini geliş sırasına göre hafta içinde yayınlıyorum.
Pazar günleri de bazı güzellikleri paylaşıyorum sizlerle.
Önemli ricam; iletilerin altında gerekirse size ulaşabilmek için ad-soyad ve telefon no'larınızın da bulunması.
Adınızın sayfada açıklanmasını istemeseniz bile bu bilgileri lütfen yazın ve iletinizin altına 'adım yayınlanmasın' şeklinde bir not ekleyin.