Gerçekleri unutmadan yaşayalım…

Ligin 24.haftasında Rize karşısında kontrollü oynayıp 3 puanı almak tabela için iyi, net hedef olarak konuşamadığımız Avrupa Kupası için çok inandırıcı olmuyor. Neden derseniz; arzu edilmeyen sonuçlar alınınca hedef ilk 10 deniliyor. Ardı ardına gelen galibiyetlerde üst sıralar ve Avrupa söylemleri konuşuluyor. 
Bu ikilemde Hamza Hoca’dan beklentim bu takımı sezon sonunda nereye taşıyacağıdır. Her hafta sonuca göre bir şeyler söylemek ben ve benim gibi düşünenlere pek inandırıcı gelmiyor. Yönetimin içinde bulunduğu durumu artık herkes anlıyor. Hareket alanları dar ve hatta bazen çaresizlik içinde uğraş veriyorlar. Ama takımın durumu öyle değil. Tarihinin en maliyetli takımı. Performanslarını değerlendirip sahaya sürmek ve gelecekleri için kararı verecek olan Hamza Hoca’dır. 
Diyelim ki kontrollü oynamaya devam edip Avrupa Kupaları hakkını elde ettik. Ne yapacağız Avrupa’da? Başkanımız tabloyu net olarak ifade ederken, benden transfer beklemeyin diyor. “Ben kulübe yapılan yanlış transfer yükünden kurtulmak istiyorum” diyor. Hatta özel sohbetlerinde daha da ileri gidiyor. Hal böyle iken galibiyetlerin ardında kulübün gerçeklerini unutmamak gerekiyor. Başkan göreve gelir gelmez yabancı futbolcuların kontrat probleminden ceza kapısından döndüğümüzü kimse unutmasın. Hala bu tehlike ile yaşayan bir kulübün gerçekleri görmeyip tatlı maceraların beklentisi içinde olunmasını hayretle karşılıyorum. Hele Rizespor gibi takımlara karşı kendi sahasında kontrollü oynamak zorunda isek. Kulübümüzü düzlüğe çıkarmak isteyen özverili bir başkan ve buna destek vermek için bekleyen camia var. Ama hedefler ve planlama net olmalı. Bir de bununla uyumlu işleyen teknik ekip ve takımı da saymalıyız.