Multipl Skleroz (MS)...

Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından, her yıl mayıs ayının son çarşamba günü Dünya MS Günü olarak ilan edilmiştir. Merkezi sinir sistemi hastalığı olan, beyin ve omuriliğin birçok alanını etkileyen MS'i çok değerli hocam Nöroloji Uzmanı Dr. Cemile Haki'den aldığım bilgiler doğrultusunda siz değerli okuyucularıma anlatmak istiyorum. Sakın "Benim başıma gelmez" deyip, umursamazlık yapmayın!
MS; görme bulanıklığı, çift görme, görüntünün kayması gibi görme bozuklukları, bir kolda bacakta ya da her iki bacakta güçsüzlük, yürümede dengesizlik, bir veya iki elde titreme, epilepsi, uyuşma, idrar kaçırma ya da yapamama gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bugüne kadarki araştırmalarda çok önemli iki risk faktörü tespit edilmiştir. Birincisi sigara, diğeri ise D vitamini eksikliğidir... En önemlisi ise umutsuzluktur!
MS'in en çok görülme sıklığı genç erişkinlerde 20-40'lı yaşlar olsa da neredeyse her yaşta görülüyor. 10 yaş ve üstünde bile görülmeye başlandı., MS genetik bir hastalık değildir, birçok çevresel faktörden etkilenebilir. Sadece bulunduğumuz alan değil; yediklerimiz ve içtiklerimiz, uykusuzluk, vitamin eksikliği, stres gibi faktörler de MS'i etkiliyor. Birçok faktörden etkilendiği için tam olarak neye bağlı olduğu söylenemese de sigara ve D vitamini eksikliği ilk sıralarda geliyor.
MS (Multipl Skleroz), sadece iki harf... Öldürmüyor ancak kişiyi engelli yapıyor. MS kronik bir hastalık, sinsi ve yavaş ilerler. Erken teşhis edilmezse hastayı sakat bırakır.
MS hastaları yüzde 10 oranında engelli kalabiliyor. Geriye kalan hastalar hayatlarına devam edebiliyorlar ancak o yüzde 10'luk hastanın hayatını kolaylaştırmak gerekiyor.
Dünya MS Günü nedeniyle ve yıl içerisinde yapılan farkındalık çalışmalarıyla, toplumumuz bu konuda geçmiş yıllara göre çok daha bilinçli. Hastalığın popüler olması da bu duruma yardımcı oluyor ayrıca. Herhangi bir uyuşmayla doktora başvuran çok sayıda hasta var. Bu nedenle önemli olan, bu hastalığın belirtilerine karşı bilinçli olmak ve tedbiri elden bırakmamak. Egzersiz programları ve güçsüz kasların çalıştırılması hastaların akut atak döneminin izlerini silinmesine ve kas spazmlarının giderilmesine yardımcı olmakla beraber bu çalışmalar, birçok hastanın kendine güvenini artırıyor.
MS hastalığı bulaşıcı, öldürücü bir hastalık ya da akıl hastalığı değildir. MS hastalarının çocuk sahibi olmalarında bir sakınca yoktur. Doğru tedavi yöntemiyle hastaların yaklaşık yüzde 20'si uzun süreli ilaçları kullanmaya bile gerek kalmadan yaşamını sürdürebilmektedir. Hastaların olumlu düşünmeleri ve doğru tedavi yöntemi sürecinde hekimleri ile sıkı diyalog içinde olmalarının da hayati önemi var.