Hava Durumu

8 Mart, sadece kadınlar günü mü?

Yazının Giriş Tarihi: 11.03.2017 04:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2017 04:52

İşçi kadınların hak arayışından çıkan ve günümüze kadar gelen süreçte modern hayatın getirdiği rutin kutlamalar, siyasi mesajlar, marjinal uygulamalar ile sesini duyurmaya çalışan kadınlarımızın bir günlük serüveni...
Kızlarımız evlenip yuva kurup, hayallerinin peşinde koşarken doğan ya da büyümeye başlayan çocuğunda, anormallikler olduğunu görüyor ve doktor doktor koşup derdine derman aramaya başlıyor. İlk evre şok! Sonra inkar, acı, depresyon, suçluluk, kızgınlık, utanç, sıkıntı, pazarlık etme, kabul ve uyumla birlikte aradan uzun süre geçebiliyor.
Engelli çocuğunu kabullenen anne; çocuğunun engelini tanımaya çalışıyor. Evladının yaşam kalitesini artırma adına neler yapabileceğini araştırmaya başlıyor. Tabii bu arada psikolojik sorunlar, sağlık sorunları, eğitim, ekonomik sorunlar ve çevresel faktörler peş peşe geliyor. Bu sorunların yüzde 99'u ile anne ilgileniyor.
Anne, çocuğunun engeli neyse aynı engeli yaşamaya başlıyor. Evde bir olan engelli sayısı, ikiye çıkıyor. Evladının hayatında olumlu atılan her adımda mutluluk artıyor. Bu arada zaman ilerliyor ve ömrünü çocuğuna adayan annenin kendinden sonra çocuğuna ne olacağı kaygısı başlıyor.
İşte burası beni etkileyen en önemli nokta. Bir annenin evladı için "Öleceğim anı bilebilirsem, önce çocuğumu öldürüp sonra da ben öleyim" diyebileceğini düşünmenin aksine hayal dahi edemeyiz.
Kendisinden sonra çocuğuna bakacak ve sahiplenecek kimsenin olmayacağını düşünen, kendine göre çocuğunun iyiliğini düşünerek bunu isteyen anne... Peki, 8 yaşında gören çocuğa "Bir gün sonra çocuğunuzun gözünü alacağız" diyen doktorun yanından çıkan annenin durumuna ne demeli? Son kez görecek yavrusuna topraktaki solucanı bile çıkarıp gösteren anne... Kendinden sonra engelli çocuğuna bakması için akrabalarından, komşularından garanti almak ve onları ikna etmek için çabalayan, vaatler veren anne... 65 yaşında kas hastası oğlunun arkasından koşturan anne...
O zaman soruyorum size... Kim emekçi, kim kadın, kim kutlamayı hak ediyor?
ENKADER Başkanı sevgili Canan Baygın'ın "Kadınız, engelliyiz, engelli kadınız, anneyiz" sözleri önemli. Yani kadınlığın zorluğunu dörde katlamış, yaşamın dişlileriyle tek başına mücadele ediyor. Çoğu sosyal faaliyetlerden yoksun, ilaca bağımlı bu yaşamdan yine de keyif almaya çalışıyorlar. Bıkmadan, usanmadan üretmeye devam ediyorlar. Bir Canan, Emine, Mecbure, Saniye, Hacer ya da Gülşen olmakla, normal yaşantı içerisinde adaş olmak çok farklı.
Dünyanın her yerinde bulunan, adını bilmediğimiz bütün emekçi kadınların gününü kutlarım. 8 Mart sembolik bir gün elbette. Kadınları her gün anlamak ve destek olmak da biz erkeklerin en büyük görevi...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.