Yabancılar çok kavgacı!..

Eskiden bizim maçlarda kavga çıkardı. Türkler birbirine girer, yabancılar uzaktan ööylece bakardı. Bazı futbolcular vardı, sahaya zaten sırf kavga yapmaya çıkardı.
Yaşı müsait olanlar Fenerbahçeli Yılmaz Şen'i hatırlarlar. Adam omuza atılmış ceketle çıksa sahaya, kimse yadırgamazdı. Dayı dayı yürür, kabadayı gibi bakardı. Fatih Terim de bu türe örnek gösterilebilir eskilerden. Fenerbahçe'de Abdülkerim vardı, adam zaten Karagümrüklüydü, başka bişey söylemeye gerek yok.
Bizim gol kralı Bahtiyar'ın da kimseye eyvallahı yoktu, adı 'deli'ye çıkmıştı.
Böyle kavgacı, raconcu futbolcular listesi yapmaya kalksak, konu uzar da uzar.
Lafı Beşiktaş Fenerbahçe arasında oynanan kupa maçına getirmek istiyorum.
Sizin de dikkatinizi çekti mi?
Bütün kavgaları yabancıların çıkarması.
Fenerbahçe'deki Soldado maçın başından sonuna kadar hep gerilim yarattı. Sahada kalması hakikaten mucizeydi. Beşiktaşlı Quaresma'nın, Pepe'nin hali de onlardan aşağı kalmadı.
Kırmızı kartları Türkler gördü ama yabancılar çok daha agresifti.
Dediğim gibi, eskidenTürkler kavga yapar, yabancılar uzaktan 'top için kavgaya ne gerek var' gibisinden bakardı. Demek ki, insanların huyları- suları bulundukları iklimle direkt alakalı.
Demek ki yaşanan yerin havası-suyu insanı etkiliyor. Futbolcu canlısı bulunduğu ortama çok kolay uyum sağlıyor.

Celal Hoca yaptı yapacağını

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, dünyanın ilk atlası olarak bilinen el yazması kitabın tanıtım toplantısında, 'Piri Reis'in hayatındaki en büyük talihsizliği, Kanuni Sultan Süleyman gibi bir salağın zamanında doğmuş olmasıdır' demiş. Celal Hoca, Piri Reis'in Fatih döneminde yaşaması durumunda, ülkenin sömürge imparatorluğu olacağını iddia etmiş ve 'Bugün biz Amerika'ya falan gitmiştik' demiş.
İlk sömürge ülkelerin gemileri olan İspanya ve Portekiz olduğu gerçeğinden hareketle düşünmek lazım Celal Hoca'nın bu söylediklerini.
Tarih yazanlar zaman ve mekan şansları (veya şanssızlıkları) üzerinde çok kafa yorarlar. Şu olsaydı tarih böyle cereyan ederdi, bu hareket olmasaydı şöyle olurdu gibisinden.
Tarihe yön veren liderler için de aynı mantıkla analizler yapılır.
Şurada doğsaydı veya bunları yaşasaydı, hayatı farklı olacaktı, ve/veya şu savaşlar bu katliamlar olmayacaktı gibi.
Her şey bir yana. Ne o el yazması kitap, ne Piri Reis'in dehası, ne Kanuni, ne Fatih.
Önümüzdeki 3-5 gün sadece Hoca'nın Kanuni'ye ettiği hakaret konuşulacak.
Başka deyişle Hoca'nın kişisel tarihi, bundan sonra asla eskisi gibi olmayacak!

Ziyaret, ticaret, ibadet...

Fotoğrafa dikkatli bakın!
Bursa Valisi İzzettin Küçük ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ı böyle kravatsız bir daha göremezsiniz. Hem kravatsız, hem takım elbisesiz, hem de ihrama bürünmüş halde.
Küçük ve Aktaş, Suudi Arabistan'ın başkenti Cidde'deki turizm fuarına katılıp Bursa'nın reklamını yaptılar, Suudi vatandaşları Bursa'ya davet ettiler.
Fuarın ardından da, hazır oralara kadar gitmişken, ihramlarını giyerek umre yaptılar.
Fotoğrafa yapılacak tek yorum var: Allah kabul etsin.