Vatandaşa sahip çıkıldı

Fi tarihinde, 'Ağrı'da bacağını kıran Hafize Kılıç için Hollanda hükümeti ambulans helikopter gönderdi' şeklinde haber okuduğumu anımsıyorum. Hafize Hanım meğer izinli geldiği köyünde kaza geçirmiş, Hollanda vatandaşı olduğu için de, Hükümet'i Abla'ya sahip çıkmış.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu tip haberlerden çok okuduk çünkü.
Orada- burada mahsur kalan vatandaşları için kaygılanmak 'Garson Devletler'in birinci vazifesi.

'Deprem sonrası Kos Adası'nda mahsur kalan 205 Türk vatandaşı için Bodrum'dan feribot gönderildi. Sahil Güvenlik tahliye edilenleri taşıyan feribota eşlik etti' haberini de içim içime sığmayarak okudum.
Eskiden böylesi durumlardaki milli anlayışımız, 'saldım çayıra mevlam kayıra' şeklindeydi.
Oysa devlet varlığını, işte tam da böyle anlarda hissettirecek. Aferin TC.

*Türk karşıtlığı oy'a tahvil!

Neymiş, Türkiye'ye giden Alman vatandaşları güvende değilmiş, neymiş Alman firmaları endişeliymiş.
'Yaklaşan seçimler'e yönelik bir iç siyaset yatırımı olduğu çok belli bu lafların.
Tüm Almanlar gele-gide öğrendiler çünkü, Türkiye'de endişelenmeye gerek olmadığını.
Türk otel ve tatil köylerinin, ikramda- konforda Alman otellerine 10 bastığını.
Türk arkadaşların ellerini ceplerine asla ve kat'a attırmadığını.
Yani tam tersine, bu ülkede el üstünde tutulduklarını.
Hasılı şu son gerilimde, asıl endişelenmesi gereken biziz!..
'Türk karşıtlığı' partilere niye puan kazandırıyor diye!

*Kim neyi bildi, neyi bilemedi?

Uzay Yolu dizisi, 'görüntülü cep telefonu'nu bildi, 'internet benzeri iletişimi' de bildi, ama 'ışınlanma'yı bilemedi.
Uzay 1999 dizisi, Ay'a üs kurulacağını bildi, en azından Ay'a zırt- pırt gidileceğini bildi, ama orada 'koloni kurulacağı'na ilişkin öngörüsü tutmadı.
George Orwel '1984' isimli kitabında, kitaba adını veren yılda kapkaranlık bir dünyada, her yanı kameralarla kaplı ülkede yaşayacağımızı sandı, bu öngörü 30 yıl rötarla gerçekleşti. (Terim'in kebapçıya giriş çıkışını bile izliyoruz, ailece!)
Jules Verne 'Ay'a Seyahat' kitabında, Ay'a mermi içinde gidileceğini yazdı (füze gibi düşünün) ama bunu 150 yıl önce yapacağımızı sandı.
Radyonun görüntülüsünün (TV oluyor) icat edileceğini herkes bildi, en azından her sülalede bir kişi.
Demek ki ne 'Olmaz öyle şey' demeden, hayal etmeye devam.
Bugünün 'olmazlar'ı, 'yok daha neler'i, yarınların vakayı adiyeleri.