Sanatçı dediğin az muhalif olur!

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in bir lafı var. Çok beğenirim; 'Bir ülke, sanatçılarının aykırılığı kadardır!'
Yani, sanatçısı 'kurşun asker' olan ülkeden bir cacık olmaz demenin, değişik versiyonu.
ABD'li popçular ve Hollywood starları var, güzel örnek.
Ülke askeri Vietnam'a gider, bunların alayı bu işgale karşı olduğunu beyan eder.
Ülke Irak'a dalar, hepsi bu işgali kınar.
Sinema endüstrileri bu aykırılığın, bu protestliğin sayısız filmini çekmiştir.
Misal 'Doğum Günü 4 Temmuz'.
Bizde ise işler daha bir temkinli yürür. Son tahlilde 5-10, bilemedin 15-20 sanatçı 'her şey güzel olacak' dedi diye listeler yayınlandı. Bu isimlerin dizilerde oynaması durumunda gereğini yapacağını söyleyip açıkça tehdit savuran 'medya komiserleri' türedi.
Oysa, sanatçı dediğin insan, biraz muhalif olur. İşin doğası böyle.
Bugün 'her şey çok güzel olacak' diyen bu isimlerin çoğu, (Allah göstermesin!) olası bir 'Cehabe' iktidarında boş mu otururlar sanıyorsunuz. Çıkarlar ortaya 'her şey çok kötü oluyor' derler, yine yaparlar muhalifliklerini.
Dolayısıyla biraz 'esnek' bakmakta fayda var insan türünün sanatçı olanlarına.

TELEFON KÖLELİĞİ...

Arkadaşımın telefon pert oldu. 5 gün telefonsuz yaşadı. İzlenimleri şöyle:
Ne WhatsApp gruplarında neler olup bittiği ile meşgul oldum. Ne zamansız aramalardan rahatsız. Ne Facebook, ne Twitter gördüm.
Dert yoktu 5 gündür, tasa yoktu. Ne hayırlı cumalar, ne kandil mesajları.
Ne gelirken yoğurt al diyen bir eş, ne alakasız banka aramaları, ne o ne bu.
İnanmayacaksınız yaşadığımı fark ettim!
Bu 5 gün deli gibi kitap okudum. Çaresizlikten okudum ama olsun, okudum!
Haberlerde ne var ne yok diye televizyon izledim!
Ve düşündüm. Telefonlarımızın ellerimize takılı kelepçeler olduğunu. Bir aletin giderek kölesi olduğumuzu. İnanmayacaksınız, bol bol çocuklarımla oynadım. Asıl buna inanmayacaksınız, eşimle sohbet bile ettim...
Mühim not: Bizim arkadaşın kitap sayfasına parmaklarıyla ekran büyütme hareketi yaptığı aramızda kalsın! Bu arada kötü haber. Hafta sonu bir adet cillop telefon tedarik edildi, o artık sisteme dahil...

DÜNYA MANZARASINA KARŞI!

Rusya, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda oluşan alkol kokusunu NASA'ya şikayet etmiş. Sputnik'e konuşan kozmonotların lideri Pavel Vlasov, istasyonda metreküp başına 6 miligram izopropil alkol tespit ettiklerini söylemiş.
İçen içer, içmeyen bakar diye düşünmeyin. Burası herkesin kullandığı bir istasyon.
Biri içip diğeri içildiğini fark ettiği için karışmış çarşı!
Normalde uzayda kafa çekmesi beklenen votkasız yapamayan Ruslar olmalıydı.
Ama olayda kafa çeken taraf, Amerikalılar!
Bana kalırsa NASA'ya yapılan bu şikayette, 'Bize hiç koklatmadılar!' duygusu da hakim.
Oturup kardeş kardeş içseler, istasyona çilingir sofrasını kursalar, güneşin batışına doğru veya ay mehtabına karşı demlenseler, sorun çıkmayacaktı belki de.
Öte yandan, bir yanımla takdir ettiğimi de söylemeden geçmeyeyim bu abileri!
Dünya manzarasına karşı kim kafa çekebilmiş bugüne kadar! Yani ayyaş kozmonotlara hak vermiyor değilim insanlık tarihi şeysi açısından bakarak. (Mübarek gün beni de günaha soktu, köftehorlar.)