Partiler 'yapay zeka'ya el attı

Önce hakkını teslim edelim. Yapay zekayı da insan yaptı. Niye yaptı? Çünkü işler karmaşıklaştığında, normal zekası bu karmaşıklığın altından kalkmaya yetmedi.
İlk uygulamalarda yapay zeka insan zekasıyla ancak baş edebiliyordu. Gelinen noktada yapay zeka, insanın çok önüne geçti. Misal, hangi avukat bir dava ile ilgili mevzuat taraması yapmaya kalktığında bunu 15 günden önce bitirebilir. Yapay zeka için bu iş çocuk oyuncağı.
Veya aynı anda iniş izni isteyen 100-150 uçağa hangi kule görevlisi birbirlerine çarpmayacak şekilde rota, güzergah veya koordinat bildirebilir. (Uçaklar lunaparklardaki çarpışan arabalara dönmezler mi?)
'Makinelerinin veya robotların sayısal aklı' diye de tanımlayabileceğimiz yapay zeka muhabbetine son tahlilde siyasi partiler de kayıtsız kalamadı.
Buyurun iki büyük partinin iki genel başkan yardımcısının 2-3 gün arayla verdikleri şu beyanatlara:

1. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, yerel seçim için yürütecekleri çalışmalarla ilgili, 'Yapay zekadan faydalanacağız' dedi.
2. CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, seçim sonuçlarının sağlıklı toplanması için gerekirse yapay zeka kullanacaklarını söyledi.

CEP TELEFONUNDAN DÜŞÜNCE OKUNACAK

'Kamil aşk olsun, 3 yıldır evliyiz hâlâ Nalan'ı unutamamışsın' diyecek karısı.
'Nerden çıkardın şimdi bunu!' deyince de Kamil, cevap hazır:
'Düşünceni okudum!'
ABD'deki nöromühendisler, insan beynindeki düşünceleri anlaşılır sözcüklere çevirmeyi başardılar. Başlangıçta Stephen Hawking gibi felç geçirip konuşma yeteneğini kaybeden motor nöron hastaları için düşünülen bu buluşun, gelecekte kötü niyetli kişilerin ellerinde kötü amaçla kullanılabileceğinden endişe ediliyor.
Şimdilik bu tekniğin uygulanması için insanların kafalarına elektrotlar bağlanması gerekiyor.
Ancak gelecekte insanların kullandıkları cep telefonu ya da diğer elektronik aletler aracılığıyla rızaları olmadan bilişsel aktivitelerinin izlenmesi durumunda düşüncelerinin okunabilmesinden endişe ediliyor.
Şu aralar nabız ölçüyor, kandaki oksijeni ölçüyor, attığım adımları bile sayıyor diye öğündüğümüz cep telefonlarımız, tırnak içinde 'düşman'larımıza, aklımızdan geçenleri söyleyecek demek ki..

UKRAYNA'YA 20 UÇAK!

Ukrayna'ya Türk akını yaşanıyormuş. Okuduğum bir haberde her gün 20 uçak kalktığından söz ediliyordu. Haberde 'kimler niçin gidiyor?' sorusuna da cevap aranmış. Ukraynalılarla da Türklerle de röportajlar yapılmış. Elbette kimin o ülkeye niçin gittiği alnında yazmıyor. Ve fakat, hem Ukraynalı kızlar hem Türk erkekleri 'Kadın vücudu meta değildir' gibisinden akademik bir söylem kullanmıyor. Taraflar olayı içselleştirmiş.
Eşiyle çocuğuyla gelen bir aile babası misal 'Türk imajı'nın değişmesi için böyle ailece geldiklerini anlattı. Ticaret veya turizm amaçlı gelenler de az değildir mutlaka ama, 'imaj' maalesef, istemesek de yerlerde...