Hava Durumu

Olmayan siyasetin olmayan yazarlığı

Yazının Giriş Tarihi: 06.09.2017 08:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.09.2017 08:35

İsmi bende saklı partinin ismi bende saklı siyasetçilerinden biri, parti içi komisyon çalışmalarından birinde özyönetim, katılım, yerel demokrasi vs konularda 'belagat'ın dibine vuruyor, retoriğe rahmet okutuyor!
Şu an benim yaptığım gibi konuşmasını terminolojiyle, ağdalı sözcüklerle süslüyor, derken...
Konuşmayı dinleyenlerden biri yanındakinin kulağına eğilip şöyle diyor:
'Adama bak nasıl da güzel konuştu, bişey anlamadım ama şu adamda 10 santim daha boy olsa, hepimizi yatırıp yatırıp öper!'
Partiler böyle yerler!
Yetkin insanlar pek çekilmezler!
Makam sayısı 'sınırlı', aday sayısı 'sınırsız' olduğu için de, 'parti içi mücadele' genellikle çok kıyıcı, çok acımasız olur!
Ve bu mücadelelerden, özellikle Bursa'da ve özellikle de yerel basına çok malzeme çıkar!
Hasılı, Bursa'da yerel siyaset yazarlığı diye bir sektör onyıllardır varlığını, hem de son derece itibarlı biçimde sürdürüp duruyor.
Keşke parti içi mücadele, parti içi demokrasi kanalları kullanılarak yapılsa.
Keşke parti içi mücadeleye yazılı ve görsel medya ayna tutsa ve parti içinde bir yerlere sandık konduğunda, makamlar- mevkiler herkesin ağırlığı ölçüsünde, liyakata göre, yeteneğe göre, sempatiye göre, yardımseverliğe göre, çalışkanlığa göre ve hatta popülerliğe göre dağıtılsa.
Nerde efendim nerde.
Misal, yeni atanan AKP Bursa İl Başkanı Ayhan Salman'ın isminin belirlendiği şu sürece bakın!
Çoğu siyaset yazarı bu ismi hayatında ilk kez duydu, biz ölümlü faniler gibi!
Başta yerel siyaset yazarlığı olmak üzere, yerel siyasetin neredeyse tüm aktörleri bu süreçte çırak çıktı. Hep böyle olacaksa, siyaset hep böyle devam edecekse, ne siyaset yapmanın bir manası var bana göre, ne de siyaset yazmanın. Havanda su dövülsün daha iyi.

•Manş Denizi'nde boğulan 'manş'et!

Bizim meslekte gazete, 100 kadar harf hatasıyla çıktıysa, bu, sıfır hata kabul edilir. Ne kadar otomasyona da geçilse, bilgisayarlar üretim sürecinin her aşamasına ne kadar dahil de olsa, sonuçta insanın olduğu yerde, hata da olabiliyor! Yeter ki bu hatalar (tashih deriz biz!) en az görünür yerde olsun, mümkün mertebe kıyıda köşede kalsın.

Yani birinci sayfada, hele de manşette olmasın da, nerede olursa olsun!
Refikimiz şu gazete, manşette Manş Denizini 'Marş Denizi' yapmış!


Ne diyelim, ey hatalar bulaşmayın bize, hadi gidin başka yerlere, marş marş!

•Hoş geldin arkadaşım!

Ve Namık Göz de aramıza katıldı.
Arkadaşı olmaktan onur duyduğum 3-5 Bursalı gazeteciden biri.
Uzun yıllardır tanırım. Araştırmacı gazeteciliğin son temsilcilerinden biridir ama asıl özelliği haber kokusu almaktaki mahareti.
Nereden nasıl yazı konusu çıkar, nerede kimle konuşursa manşet yakalanır gibi, bizim mesleğin olmazsa olmaz tüm özellikleri Namık'ta vücut bulmuş desek yeri.
ABD'nin her şeyini eleştirin ama basınını değil! Çünkü New York Times veya Washington Post dünyada gazeteciliğin en iyi örneklerinden ikisi kabul edilir.
Bizim Namık- buna inanın- oralarda bile gazetecilik yapabilecek donanıma sahip.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.