Hava Durumu

Neden 'adayım' diyemiyor?

Yazının Giriş Tarihi: 06.03.2018 08:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.03.2018 08:26

2019'daki yerel seçimde Faruk Çelik'e 'AK Parti'den büyükşehir belediye başkan adayı olur musun?' dediklerinde, 'Hayır olmam' demeyecek.
Pazar günü Yeşil'deki kebapçıda yaptığımız 'atış serbest' toplantısından edindiğim izlenim bu.
Ve fakat şu da bir başka izlenimim:
Faruk Çelik'in 'ille de büyükşehir belediye başkan adayı olacağım' şeklinde bir talebi asla yok!
Yerel seçime Faruk Çelik'le veya Faruk Çelik'siz katılmak Ankara'nın bileceği iş çünkü.
Politikayla az buçuk ilgisi olan herkes biliyor ki, AK Parti (bırakın büyük şehirleri, ilçe veya belde bazında yapılacak seçimlerde bile) kamuoyu yoklamalarını dikkate alan, kanı önderlerinin fikirlerine başvuran, sivil toplum örgütlerine akıl danışan bir yapı.
Konu Bursa olduğunda da anketler, istişareler, yoklamalar havada uçuşacaktır.
Ama tüm bunlara rağmen 'son sözü' bir kişinin söyleyeceği de tartışmasız bir gerçek.
Hepimizin bildiği bu gerçeği Faruk Çelik de çok iyi bildiği için, 'adayım!' demiyor, diyemiyor.
Tersine, 'aday değilim ama görev verilirse de bundan kaçacak değilim' diyor.
Direkt böyle bir söylemi olmadı elbette.
Tüm söyleminden, tüm anlatımından bizim çıkardığımız anlam bu.

50 yıl sonra, aynı nokta!

'Amerikan emperyalizmi', 'direne direne kazanacağız', 'Tam bağımsız Türkiye', 'sömürü düzeni'...
Birisi bu jargonu veya bu terminolojiyi kullandığında, aklınıza hemen söylem sahibinin eski tüfek bir sosyalist olduğu gelir.
Konu Afrin'di, süper güçlerin Ortadoğu politikalarıydı, yerli üretimdi, savaştı vs ve... Söylem sahibi de Bursa siyasetinin son 30 küsur yılına damgasını vurmuş Faruk Çelik'ten başkası değildi.
Nasıl? Enteresan değil mi?
Faruk Bey konuşmasının içine bu söylemleri itinayla yerleştirirken, bu fakir yazarın aklına 60'lı yılların sonundaki öğrenci hareketleri geldi.
6. Filo'ya karşı eylem gençleri geldi!
O gençlere odunla saldıranlar geldi.
Ve kanlı pazar geldi.
Ve tabii ABD'nin yanında yer alan sağcı iktidarlar geldi. Demek ki neymiş?
Dünya değişiyormuş, söylemler, terminolojiler, retorikler ve jargonlar da bu değişime ayak uyduruyormuş...

Hangi kanalda yayınlanacak?

8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşıyor diye, İstanbul'da psikoloji okuyan bir grup üniversite öğrencisi, Taksim'in göbeğinde bir 'sosyal deney' yapmış. Deneye göre, bir delikanlı sevgilisini itip- kakıyor, istemediği bir yere götürmeye çalışıyor. Hafif yollu şiddet uygulamayı da ihmal etmiyor.
Bu arada ahali yanlarından öylece geçip gidiyor.
Ta ki, olaya tekerlekli sandalyesinde müdahale eden bir vatandaşa kadar.
Bu arada mevzuya bir de sivil polis dahil oluyor vs.
Sosyal deneyi yapan gençler videonun sonunda olaya müdahil olan engelli vatandaşa duyarlılığı nedeniyle teşekkür ediyorlar ama..
Beni vatandaşların duyarsızlığından daha fazla üzen şu detay oldu.
Vatandaşlardan biri çekim yapan kameraya, 'Abi hangi kanalda yayınlanacak?' dedi.
Tamam! Medya çağında yaşıyoruz da birader!
Sen önce itilen- kakılan- çekiştirilen ayak üstü şiddete maruz kalan kadına yardım etmeye çalış veya olayın önce bir içeriğini merak et, yayınlanacağı kanalı merak edeceğine...
Yazık valla.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.