Her emekli 1 lira verse

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, 2002'den bu yana maaşlarına zam yapılmayan milletvekillerinin neredeyse 'acınacak' halde olduklarını söylemiş.
Kamudaki algının aksine bu satırların yazarı da vekil maaşlarının mütemadiyen artırılması taraftarı. Sürekli artsın ki, kimsenin adamı olmasınlar, maddi olarak kimseye bağımlı yaşamasınlar ve sadece 'yasama ve denetim' konusuna odaklansınlar.
Şentop'a göre, vekiller hafta sonu memleketlerine gidip gelirken kullandıkları araçlar suyla değil benzinle çalışıyor. Meclis'e gelen ziyaretçilerin de ellerini ceplerine attıkları henüz hiç görülmedi. Yiyip içip hesabı sürekli vekile kitliyorlar. Seçmenlerin Ankara otellerinde ağırlanması hususu da vekillere giriyor. Artı lojman yok, hepsi kirada. Bunu da ben ilave edeyim çocuklar okuyor vs...
Yani özetle, vekil maaşını diline dolayanların vekil harcamalarının yüksekliğini mutlaka dikkate almaları gerekiyor.
Sizi bilmem benim içim acıdı. Hazır memleketin 12 milyon emeklisi olarak 8-9 Ağustos'ta biner lira bayram ikramiyesi alacağız. Yani düz hesap 10-12 milyar TL emeklinin cebine girecek. Önerim şöyle: Her emekli ikramiyesinden 1 lira verse, bu tamı tamamına 12 milyon lira yapar.
12 milyonu 600 vekile bölersek ortaya 20 bin lira gibi hatırı sayılır bir para çıkıyor.
Bizden giden 1 lira, vekilin cebine giren balya!
Birileri organize etsin yapalım şunu.
'Vekil'ini sefaletten kurtarmak 'asil'in görevi.

DİLENCİ ESNAFI...

Fi tarihi. Mersin. Yerel gazete haberi. Zabıta şehirdeki dilencileri toplayıp Toroslar'a götürüp bırakıyor. Amaç şehrin imajını korumak, dilenciliği caydırmak!
Dilencilerin toplandığını gören taksici esnafı, zabıta araçlarını takip ediyor, çünkü taksici gayet iyi biliyor ki, en dandik dilencide bile taksi tutacak para var. Sonuç dilenciler kendilerini sözde 'şehir dışı' yapan zabıtadan daha önce kente dönüyor!
Bu haberi, İsveç'te bir belediyenin dilencilerden 25 Euro işgaliya harcı alacağını okuyunca anımsadım.
25 Euro dilenci için ne ki?
İsveç'te 5 bin dilenci varmış. Hepsi de yabancıymış. Ve kendi ülkelerinde bir ayda kazandıklarını İsveç'te bir gün de kazanıyorlarmış.
Ama bu işgaliye olayı işin boyutunu biraz değiştiriyor.
Dilenciye esnaf muamelesi değil mi bu?
Bugün işgaliye harcı, yarın vergi levhası, öbür gün yazar kasa zorunluluğu, akabinde gelsin tüzükler, dernekler, odalar, yasalar...
Fahişeliğin dünyanın en eski mesleği olduğu söylenir. Bana kalırsa en az o kadar eski dilencilik de.
Ve, artık saygın bir meslek olmayı hak ediyor bence!

ŞİMDİ DE ŞİRİNCE!

Yerim az kaldı ama, değinmeden geçemeyeceğim.
Kazdağları'nı altın için kelleştirmeler..
Salda Gölü'ne TOKİ marifetiyle millet bahçesi yapma isteği.. (Neyse ki bundan vazgeçilmiş!)
Şimdi de Şirince'yi sırf mermer için bitirme girişimleri... Sırada ne var çok merak ediyorum.
Bir memleket kendi doğal ve kültürel varlıklarına nasıl bu kadar hoyrat davranabilir, anlamak mümkün değil...

GÜNÜN 'TWEET'İ..

Devlette üst düzeyde çalışan politik atananların CV'sini alın. Üstündeki ismi değiştirin. Dünyanın en başarılı ve üst düzey şirketlerine bu CV'yi gönderin. Eğer mülakata bile çağrılmıyorlarsa işten atın. Daha fazla da yorum yapmayın. (Prof. Dr. Özgür Demirtaş)