Diyanet kimin kurumu?

Diyanet hepimize hizmet etsin diye kurulmuş bir kamu kurumu değil mi?
Neden hepimize hitap edemiyor o zaman!
Dün yine tepkilerin odağındaki kurumdu.
Olay şu:
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan 'Dini Kavramlar Sözlüğü'nde 'buluğ çağının alt sınırı' erkekler için 12, kızlar için 9 yaş diye yazılmış.
Aynı sözlüğün 'nikah' tanımı da şöyle:
'Buluğ çağına gelen erişmiş kişiler evlenebilir.'
Şimdi azıcık kafası çalışan biri bu iki tanımı yan yana getirip, 'Diyanet'e göre 9 yaşında kız çocuğu evlenebilir' diye neşriyat yapamaz mı?
Yapınca neden kötü niyetli olsun!
Buluğ çağını tanımlayan da sensin, nikah maddesini de.
Niye bu işi kamuoyuna yansıtanlar 'asılsız haber' yaymış oluyor veya genel olarak bu konuda yayınlanan haberler nasıl oluyor da, 'gerçeği yansıtmıyor.'
Zaten işleri güçleri yalanlama veya inkar!
Oysa, Google'a 'diyanet' yazmak yeterli, yakın geçmişteki gaflar ve çam devirmeleri görebilmek için. Adam sormuş misal fetva hattına, 'Alevi ile evlenilir mi?' diye.
Cevap şöyle: 'Müslümanla evlenilir!'
Daha neler var neler.
Ama asıl inandırıcılığın yitirildiği nokta, -bana göre- bir kere bile hatanın kabul edilmemesi.
Şu son olayda misal bir özeleştiri yapılsa ve dense ki, 'Söz konusu sözlükte gerekli değişiklikler hemen yapılacaktır...'
En azından bir samimiyet tesis edilmiş olacak, bundan sonrası için küçücük de olsa umut besleyeceğiz. Nerde efendim nerdeee.
Böyle bir kurum olur mu bu çağda?
Bir kuruluş amacına bak. Bir de ne yapıp ettiğine.
Hiç ama hiç alakası yok bilimle, akılla, Türkiye profiliyle.

Verilmiş sadakamız varmış

Bursaspor'un almak için epeyce uğraştığı, alamadığı, son tahlilde Kayserispor'a kaptırıp üzüldüğü Asamoah Gyan, müzmin sakatlık nedeniyle futbolu bırakacağını açıklamış.
Ne diyelim, verilmiş sadakamız varmış!

Bir de o gelseydi, bizim müzmin sakatlarla birlikte resmen ikinci bir 11 oluşturabilirdik!

Neyse ki bütünleme var!

Öğrenciyken biz de yaptık. Bilhassa da gidişatın doğru olduğu ama anormal ara sonuçların çıktığı problemleri çözerken. Dersin hocasına problemin arasında 'not' yazmışlığımız vardır yani.
De, bu sefer eleman olayı biraz abartmış. Hocasına yaptığı 'güzelleme' ile 8 puanlık sorudan hiç olmazsa 5 puan kapmaya çalışmış.

Hocanın kırmızı kalemle yaptığı uyarı, hayat dersi niteliğinde:
'Yalakalık işe yaramaz!'
Yazarın notu: Gerçekten işe yaramaz mı hocam! Akademik çevrelere, siyasi çevrelere, bürokratik çevrelere, hatta anlı şanlı şirketlerin yönetim katlarına bir bakın hocam.
Sırf yalakalığı sayesinde bir yerlere gelen hiç mi tanıdığınız yok!..