Depresyondayız!

Seçim sonuçları ahalinin bir kesiminin kimyasını bozdu.
Arkadaşım 'bıraktım!' dedi. Bundan böyle Survivor izleyecekmiş. Bir de futbol maçları ve yorumlarına takılacakmış. Hafta sonları da magazin. Siyaseti yasaklamış kendine.
Bir başkası İnstagram'a Flash TV videosu koymuş ve 'Bundan böyle 7/24 Flash TV havasındayım' demiş. Videoda bir kadın 'Kaldır kolları oh oh, şıkıdam şıkıdam şıkıdam, oynat göbeği oh oh, şıkıdam şıkıdam şıkıdam' şeklinde bir şarkı söylüyor.
Stüdyodaki herkes oynuyor.
Sosyal medya paylaşımları bu 'depresif' ruh halinin profili gibi. Gelir düzeyi iyi, mesleği ve kariyeri olan insanlar...
Kendileri gibi olsunlar diye uğraştıkları insanların alaylarından demoralize olmuşlar.
Beklentiler ne kadar büyük olursa hayal kırıklığı da o denli büyük olur ya. O hesap.
Sadece görmüş geçirmiş kuşak değil. Bir genç şöyle yazmış Twitter hesabına:
'İlk depresyonumu sevgilimden ayrıldığım için falan yaşayacağımı düşünüyordum meğer seçim sonuçları yüzünden olacakmış...'
Bir doktor, hastanede sigortasız ve asgari ücretin bile altında maaşla çalışan otomasyon görevlisinin 'Tokadı yediniz artık susmanız gerekiyor' lafına çok içerlemiş. 'Biz istedik ki' diyor, 'En azından daha iyi bir ücretle sigortalı bir işte çalış! Yoksa benim keyfim yerinde, 3 evim arabam bankada sağlam bir mevduatım var... Canımın istediğini yiyip içip, alıyorum. Senin bir ayda yemediğin eti bir öğünde yiyorum. Çocuklarımızı da en iyi okullarda okutuyorum.'
Doktor demiş ki özetle; 'Madem tokadı biz yedik, ne halin varsa gör öyleyse!'
Ve eklemiş: 'Senin için mücadele edersem namerdim bundan böyle!'
Bir de avukat var, bürosunun bulunduğu kat görevlisinin 'K.yduk mu?' sözüne çok içerlemiş, 'Aylık gelirim 30 bin lira. Katım, yatım yazlığım var. Tüm mücadelem sizin içindi. Bundan sonra sizin için parmağını oynatanın ta dııııttt dıııııt dııııttt.'
Hasılı sosyal medya, 'Size müstehak' lafından yıkılıyor şu ara...

Takmamak lazım!

Doktorlar arasında bir inanış varmış. İlk teşhisi doğru koyarsak devamı da doğru gelir diye.
Temel doktor olmuş Trabzon'da göreve başlamış. İlk hastası kim olacak diye merak içinde. Derken kapı çalmış ilk hasta mahalleden de tanıdığı, Dursun Emice çıkmış.
Şikayetini sormuş, ishal olduğunu öğrenmiş. Fakat ilk gün heyecanı ishal ilacı aklına gelmemiş. Tutmuş Dursun Emice'ye antidepresan bir ilaç yazmış. Akşam düşünüp taşınmış ishal ilacının adı aklına gelmiş. İlk iş Dursun Emice'ye koşmuş. Evde bulamamış. Eşi Zehra Teyze kahvede olduğunu söylemiş. Doktor Temel bakmış Dursun Emice okey oynuyor.
Yanına yaklaşıp kulağına eğilmiş ve 'Dursun Emice nasilsun' diye sormuş.
Dursun Emice 'Uşağım' demiş 'b.ka batmiş haldeyum ama kafaya takmiyorum.'

Hani silah yasaktı...

Yanlış mı anımsıyorum veya bilmiyorum.
Seçim günü 'ruhsatlı bile olsa' insanların yanlarında silah taşıması yasak değil miydi?
Peki akşam sonuçlar üç aşağı beş yukarı belli olduğunda hemen hemen bütün şehirlerde havaya ateş edenler kimlerdi?
Ben görmedim diyenler internet aleminde videolarını izleyebilir.
Merak ettim şimdi, ruhsatlı bile olsa silah taşımanın yasak olduğu bir gün, bu kadar insan havaya sıkmak için silahı nereden buldu?
Bırakın seçimi, normal zamanda bile her isteyen istediği yerde havaya silah sıkabiliyor mu?
Ülke sahipsiz değilse, en azından bir- iki kişi hakkında yasal işlem yapılmış olması gerekmez mi?
Var mı, duydunuz mu hiç?