2+2 = 3 ya da 5!

Geçen gün bir arkadaşım yolumu kesti, başladı anlatmaya:
'CHP'nin oyu yüzde 28. Ekle ona Mustafa Bozbey'in her seçimde 15 puan kişisel farkını, ne etti 43... Bu orana İYİ Parti'nin yüzde 8.2'sini de eklediğinde, Bozbey 51.2 ile kazanıyor Büyükşehir'i...'
Bozbey'in, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye genelinde enteresan bir rüzgar estiren Muharrem İnce gibi bir rüzgara neden olduğu doğru. Da bakalım bu rüzgar sandığa ne oranda yansıyacak.
Analize, sürecin 1989 yerel seçimindeki İstanbul'a benzediğini de katalım. İstanbullular o seçimde 'Ben Doktor'a (Nurettin Sözen) vereceğim ama Dalan kazanacak!' duygusuna sahipti.
Sonuçta doktor kazandı!
Şimdi de sağdan soldan şu lafı çok duyuyoruz:
'AK Parti kesin kazanır ama ben Bozbey'e vereceğim!'
Arkadaşın adını vermiyorum çünkü oranları tartışmalı! CHP'nin oyu yerel seçimde 28'di, genel seçimde 23 oldu. İyi Parti o zamanlar yoktu. Bursa'da son aldığı oy da, 8.2 değil, 12.6...
Tüm seçimleri birbiriyle kıyaslayabildiğim bir sitede geziniyorum. Yerel ve genel seçim seçmen davranışları acayip farklı. Bir önceki seçimde AK Parti'ye oy veren seçmenle, MHP'ye oy veren seçmenler Bozbey'e teveccüh göstermezse, kazanma şansı matematiksel olarak imkansız Bozbey'in. Ama siyasette hiçbir zaman 2 artı 2, 4 etmez. Bazen 5 eder, bazen de 3'te kalır!

ZAM BEKLENTİSİ RAFLARI BOŞALTTI

Tekel bayisine girdim. Sigara rafları bomboş. 'Hayırdır' dedim 'sigara satışını bıraktınız mı?'
'Yok' dedi bayi. 'Sattık bitti. Yenisi de gelmiyor.'
Başka bir bayi. Rafın 3'te ikisi boş. Satıcı kız, 'abi' dedi, 'müşteriye yok dememek için marketten perakende alalım dedik, onu bile vermediler. Sigaracıları bekliyoruz, gelmiyorlar. Ne oluyor, bilmiyoruz!'
Ben biliyorum. Bir vergi düzenlemesi yapıldı. Sigaracılar bu durumu fiyata yansıtmak için çalışıyorlar. Durum resmen 70'li yıllar gibi.

70'Lİ YILLAR!..

Sana yağı, tüpgaz ve sigara için kuyruğa girerek geçirdik çocukluğumuzu.
Tekel'in efsane 'Samsun' sigarasına talep çok. Arz talebi karşılayamadı ve Bulgaristan'da Samsun ürettirmeye başladılar.
'Bulgar Samsun'u tuhaftı. Sentetik bişeyler vardı sanki içinde. İçimi kötüydü. Halk arasında 'erkekliği de öldürüyormuş!' diye söylenti çıkmıştı.
Yerli Samsun'a, üzerindeki yazı siyah olduğu için 'siyah Samsun' deniyordu, diğerine de Bulgar!
Ankara Dışkapı'da amcamın tekel büfesinde çalışıyordum yaz aylarında.
Tekel sadece 2 karton siyah Samsun veriyordu, 10 karton da Bulgar Samsun'u.
Mecburen siyah Samsun'u hatırlı müşteriler için (patronun emri böyleydi) tezgah altına koyuyorduk, Bulgarları da raflara diziyorduk.
Bir gün gariban kılıklı bir adam geldi. Bulgar'ı içemediğini, rahatsızlandığını, varsa bir paket siyah Samsun rica ettiğini söyledi. Hatırlı müşteri (!) olmadığı halde, içimden bir ses bu adama bir tane siyah Samsun vermem gerektiğini söyledi. Vicdan yaptım, attım elimi tezgah altına, çıkardım bir siyah uzattım adama. Yüzümde iyi bir şey yapmanın mutluluğu, gururu..
Adam şaşırdı önce, aldı eline sigarayı, inceledi, evirdi çevirdi, dudağını büktü ve sigarayı suratıma fırlattı!!
'Çocuk mu kandırıyorsun ulan!'